Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda depo kararı tarihi itibariyle alacak hesaplanırken kambiyo senetlerine mahsus yolla takip yapılan ... 2.İcra Müdürlüğü'nün 2001/7023 Esas sayılı dosyasında takibe konu 8.000.TL bedelli bonoda davalı alacaklı alacağı gibi hesaba dahil edilmiştir.Oysa iflas dosyasında depo emri kararına esas teşkil edecek alacak hesaplanırken söz konusu iflas yolu ile başlatılan takibe konu alacak yönünden hesap yapılmalıdır. Mahkemece, bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 13.12.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Menfi tespit-İstirdat Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı menfi tespit ve istirdat davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, kira alacağının tahsili için yapılan icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ve istirdat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. 6100 Sayılı Yasanın 4/a maddesinde, kiralanan taşınmazların, 09/06/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaların sulh hukuk mahkemesinde görüleceği düzenlenmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İstirdat Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı istirdat davasına dair karar, davacı ve davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, kiracı tarafından kiraya verenden istirdat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 1.334 TL nin davalıdan istirdadına karar verilmiş, hüküm davalı ve davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 21.07.2004 tarih, 5219 sayılı kanunla değişik 427.maddesi ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 02.03.2005 tarih ve 9-82 esas ve 126 karar sayılı ilamı uyarınca temyiz konusu hüküm altına alınan alacak 1.334 TL olup, hüküm tarihinde 2.080....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Nafakanın Yeniden Düzenlenmesi - İstirdat - Menfi Tespit ve Nafakanın Uyarlanması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından menfi tespit, istirdat ve ADSL ödemelerine yönelik alacak davalarının reddi ile vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 267.80 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 25.02.2020 (Salı)...

          İlamda yer alan tüm alacak kalemlerinin ilamın kesinleştiği tarihte muaccel hale geleceği belirgin olmakla, ilam kesinleşmeden, eklentilerin ayrıca takibe konu edilmeleri de söz konusu olamayacaktır. İİK'nın 72/4- 5 maddesi uyarınca, menfi tespit davasında verilen ilamın, kesinleşmeden takibe konulabilmesi olanaklı değildir. Menfi tespit davasına konu olan alacak ile doğrudan istirdat davasına konu edilen alacak birbirinden farklı olup, doğrudan istirdat davası sonucu verilen karar, kesinleşmeden takibe konulabilir. Ayrıca, İİK'nın 72/7. maddesine göre açılan istirdat davasında verilen kararın icraya konulabilmesi için kararın kesinleşmesi gerekmez....

          Ticaret Kanununun 5/A maddesi gereğince 19 Aralık 2018 günü yapılan düzenleme ile, 1 Ocak 2019 dan itibaren konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat taleplerini içeren tüm ticari uyuşmazlıklara dava şartı olarak arabuluculuk getirilmiştir. Ancak, menfi tespit davalarında alacak ve tazminat talebi değil, kural olarak bir tespit talebi bulunduğundan, arabuluculuğa tabi olmadığı yerleşik Yargıtay uygulamaları ile sabittir. Dava, doğrudan istirdat şeklinde açılıyorsa, davada alacak talebi olduğundan arabuluculuğa tabidir. Bununla birlikte, davanın menfi tespit olarak açılıp, dava devam ederken -ödeme nedeniyle- istirdata dönüşen davalarda da arabuluculuğa tabi olmadığı uygulamalarla oturmuştur....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İstirdat Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı istirdat davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 21.7.2004 tarih, 5219 sayılı kanunla değişik 427.maddesi ve 5236 sayılı Kanunun 19. maddesi ile Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununa eklenen Ek madde 4 uyarınca yeniden değerleme oranına göre ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2.3.2005 tarih ve 9-82 esas ve 126 karar sayılı ilamı uyarınca temyiz konusu alacak hüküm tarihinde 1690. -TL’nin altında bulunduğundan hükmün kesin olması nedeniyle temyiz isteminin REDDİNE, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 28.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : . KARAR TARİHİ :. KARAR YAZIM TARİHİ : ....

                Mahkemece toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre; davacının sunduğu 2007 yılı defter ve belgelerinde sözkonusu faturaların kayıtlı bulunmadığı, davalının gönderdiği hesap ekstresine davacının itirazda bulunmaması nedeniyle borcu usul yönünden kabul etmiş sayılacağı belirtilmiş ise de, taraflar arasında yapılmış yazılı cari hesap sözleşmesi bulunmadığından bilirkişinin bu yöndeki beyanına itibar edilmediği, davalı şirketin faturalara konu malları davacıya teslim ettiğini ispat edemediği, davacı vekili 08.02.2012 tarihli ıslah dilekçesi ile bilirkişi raporuna göre davalıdan 1.798,81-TL alacaklı olduklarını beyan ederek, 1.798,81 TL' nin de davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş ise de; davacı hakkındaki icra takibinin 6.042,50 TL asıl alacak üzerinden başlatıldığı, davacının bu asıl alacak için borçlu olmadığına ilişkin dava açtığı, yargılama aşamasında 12,813.75 TL ödeme yaptığı ve davasına istirdat davası olarak devam ettiği, icra takibine konu yapılmayan bir alacak için...

                  Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının davasını yargılama sırasında istirdat davasına çevirdiği, istirdat davasının görülmesi için davacının icra takibi sırasında para ödemiş olmasının gerektiği, davacının böyle bir icra tehdidi olmadan rızası ile borcu senet vererek 15.02.2010 tarihinde ödediği, her ne kadar ihraç tehdidi altında borcu ödediğini ileri sürmüşse de bu iddiasını ispat edemediği ve ayrıca yasal olarak dava konusu edilmiş borç dayanak gösterilerek ihraç kararı verilemeyeceğinden, istirdat davasının şartlarının da oluşmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacının temyiz itirazları yerinde görülmemiştir....

                    UYAP Entegrasyonu