Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet veya diğer hak sahiplerinin isim, soy isim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu nedenle de bu tür davalarla kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir. Mahkemece Nüfus Müdürlüğünden, kayıtta geçen kişiler ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişinin kaydının bulunup bulunmadığı araştırılmamış, kadastro tespit bilirkişileri ile taşınmazı ve maliklerini iyi bilen mahalli bilirkişiler ve tanıklar taşınmaz başında dinlenmemiştir....

    Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin isim, soy isim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu nedenle de bu tür davalarla kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir. Somut olayda, dava konusu taşınmazların sicilinin kadastro uygulaması ile oluşturulduğu anlaşılmaktadır. Kadastro Tutanakları incelendiğinde; taşınmazların ... oğlu ... ...'nın ölümüyle mirasçıları olarak karısı ... kızı ... ... ile bundan olma çocukları ... ..., ... vd. terkettiği, bunların da aralarında yaptıkları harici ve rızai taksimde, davaya konu edilenlerin 1332 (1916) doğumlu ... ..., parsel numaraları yazılı bir kısım taşınmazların ... payına isabet ettiği belirtilmiştir....

      Davacı, paydaş olduğu 316 ada 1 parsel sayılı taşınmaz için açılan ortaklığın giderilmesi davasında verilen yetki belgesine istinaden maliklerden ...’nin soy isminin ..., ...’nin soy isminin ... ve ...’nın soy isminin ... olması gerektiğini ileri sürerek anılan şekilde tapu kayıtlarının düzeltilmesine karar verilmesini istemiştir.Davalı, isim tashihi istenilenlerle tapu kayıtlarındaki kişilerin aynı kişiler olup olmadığının araştırılması ile Tapu Müdürlüğünün kanuni hasım olması nedeniyle davanın kabulü halinde aleyhlerine yargılama gideri hükmedilmemesi gerektiğini belirtmiştir.Mahkemece, tapu müdürlüğüne başvurulmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.Hüküm, davalı vekili tarafından vekalet ücretine hasren temyiz edilmiştir.Gerçekten de, davada kendisini vekille temsil ettiren Tapu Müdürlüğü lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken, davanın niteliğinden söz edilerek vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar...

        Mahkemece, taşınmaz üzerinde malik hanesinde yer alan Mehmet oğlu İsmail isminin yazması, soy isim olmadığından soy isim tashihi yapılmadan intikal yaptırma olanağının bulunmamasının idari bir işlem olup yargısal bir işlem olmadığı, veraset intikal işlemlerinin yapılmaması veya idari nedenlerle yapılamamasının iştirak halinde mülkiyetin çözülemeyeceği anlamına gelmeyeceği, iştirak halinde mülkiyetin çözümü için on yıllık zamanaşımı süresi içerisinde iştirak halinde mülkiyetin müşterek mülkiyete çevrilmesi veya izale-i şuyu yoluyla ortaklığının giderilmesi istenip bu dosyada soy isim tashihi davası açılarak bekletici mesele yapılıp iştirak halinde mülkiyetin çözümlenebileceği, bu nedenlerle gayri menkul satış vadi sözleşmesinin ifa olanağının mevcut olduğu ve on yıllık zamanaşımı süresinin geçtiği gerekçesi ile davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir....

          nun 151.maddesi gereğince tarafların ikrar, sulh ve feragatine ilişkin beyanlarının okunarak kendilerine imza ettirilmesi gerektiğinden davacının 21.09.2010 tarihli oturumdaki beyanı kendisini bağlamayacağından davacı 1049 parsel sayılı taşınmazla ilgili talebinden vazgeçmiş sayılmaz. Dava, Türk Medeni Kanununun 1027. maddesi gereğince tapuda isim düzeltilmesi istemine ilişkindir. Tapu kayıtlarının düzgün tutulmasında kamu yararı bulunup, kamu düzenine ilişkin kayıt düzeltme davalarında mülkiyet nakline meydan vermemek için tapu maliki ile adının düzeltilmesi istenen kişinin aynı şahıs olup olmadığının saptanması gerekir.Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin isim, soy isim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur....

            Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından katılma yoluyla kusur belirlemesi, tazminat miktarları, soy isim kullanımına izin talebi hakkında verilen karar yönünden; davalı erkek tarafından ise boşanma davasınının tamamı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı kadının soy isim kullanımına izin talebi hakkında verilen karara yönelik katılma yoluyla temyiz dilekçesinin incelenmesinde; Katılma yoluyla temyiz, asıl temyiz talebine sıkı sıkıya bağlıdır. Davalı erkek, soy isim kullanımına izin hakkında verilen kararı temyiz etmediğine göre, bu talepler yönünden davacı kadının katılma yoluyla temyiz hakkı bulunmamaktadır....

              "İçtihat Metni"Davacı ... ile davalı ... aralarındaki soy isim tashihi davasına dair Aydın 1. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 29.11.2012 günlü ve 2012/472-2012/309 sayılı hükmün onanması hakkında Dairece verilen 11.03.2013 günlü ve 2013/1192-2013/3477 sayılı ilama karşı davacı tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur. Bu isteğin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Düzeltilmesi istenilen Yargıtay ilamında benimsenen mahkeme kararındaki gerekçelere göre düzeltme dileğinde ileri sürülen sebepler HUMK.nun 440. maddesindeki yazılı hallerden hiç birisine uymadığından vaki düzeltme isteğinin REDDİNE, takdiren 219,00 TL para cezasının düzeltme isteyenden alınarak hazineye gelir kaydettirilmesine, 18.06.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 10.05.2004 gününde verilen dilekçe ile tapuda isim tashihi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 21.06.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili, Serik Asliye Hukuk Mahkemesinin 1982/34 E sayılı dosyasından aldığı yetkiye dayanarak 90 parsel no’lu taşınmazın tapu maliklerinin isimlerinin düzeltilmesini istemiştir....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalı aleyhine 27.08.2010 gününde verilen dilekçe ile tapuda isim tashihi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 13.10.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, ... parsel sayılı taşınmaz malikinin soyadının düzeltilmesini istemiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, tapu kaydında hatalı yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istemine ilişkindir. Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin isim, soy isim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur....

                    Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin isim, soy isim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir. Tapuda kayıt düzeltilmesi davasını, tapu maliki ile mirasçıları açabilir. Bunun yanı sıra 1.1.2002 tarihinde yürürlüğe giren Türk Medeni Kanununun 702. maddesinin son fıkrası gereğince ortaklardan her birinin topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabileceği ve bu korumadan bütün ortakların yararlanabileceği öngörüldüğünden elbirliği mülkiyetinde, ortaklardan her hangi biri de tek başına tapuda miras bırakanla ilgili olarak düzeltme isteyebilir. Ayrıca bu davaların, bir başka dava nedeniyle verilen yetkiye dayanılarak açılması da mümkündür....

                      UYAP Entegrasyonu