Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTAL VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı,ortak miras bırakanın kayden maliki olduğu 1999,2530,267,268 ve 274 parsel sayılı taşınmazları, dava dışı ...e,onun da kısa bir süre sonra davalıya satış biçiminde temlik ettiğini, yapılan işlemlerin mirastan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olduğunu ileri sürerek, veraset ilamındaki paylar oranında iptal ve tescil isteminde bulunmuştur. Davalı, miras bırakanın borçları nedeniyle dava konusu taşınmazları sattığını, muvazaa olmadığını belirterek davanın reddini savundu. Mahkemece, yapılan temliki işlemlerin muvazaalı olduğu gerekçesiyle sadece davacının payı oranında iptal ve tescile karar verilmiştir. Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...’ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü....

    Mahkemece, davanın kabulü ile davacıların miras payları oranında iptal ve tescile karar verilmiştir Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; çekişme konusu 1683 ada 128 parsel sayılı taşınmazın miras bırakan Haydar Uyan tarafından davalı ...'a 25.08.2004 tarihinde ölünceye kadar bakma akdiyle devredildiği görülmektedir. Davacılar, miras bırakan tarafından yapılan temlikin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmışlardır. Bilindiği üzere; tapu kaydına (zilyetliğe) dayanılarak açılan bir iptal davasında, ayrıca tescil isteğinde bulunulmamış olması iptal davasının reddi için başlı başına bir sebep teşkil etmez. Bu durumda mahkemece yapılacak iş, iptal isteminin tescili kapsamadığı gözetilerek davacıya, ayrıca tescil davası açması için imkan tanımak ve dava açılması halinde her iki dava birleştirilerek karara bağlanmaktan ibarettir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, miras bırakan babaları ... 'in 296 ada 11 parsel sayılı taşınmazdaki 4 nolu bağımsız bölümün çıplak mülkiyetini, evlenme karşılığı üvey anneleri olan davalıya muvazaalı olarak devrettiğini, davalının evlilik süresince birliğin kendisine yüklediği görevleri yerine getirmediğini, evi ve hasta murisi terkettiğini Medeni Kanununun 181 maddesi gereğince davalının mirastan yoksun olması ve ölüme bağlı tasarruf niteliğindeki muvazaalı devrinde iptali gerektiğini ileri sürerek, payları oranında iptal ve tescil istemişler, yargılama sırasında mirastan yoksunluk talebinden feragat ederek ıslah ile muris muvazaası hukuksal nedeniyle tapu iptal ve tescil isteminde bulunmuşlardır. Davalı, davanın reddini savunmuştur....

        Davacı vekili, yukarıda da belirtildiği üzere, dava dilekçesinde ve yargılama aşamasındaki tüm beyanlarında çok açık bir şekilde, dava konusu dükkan ve kooperatif üyeliğinin davalılar arasındaki devrine yönelik satış işlemlerinin muvazaalı olduğunu iddia ederek, TBK'nın 19. maddesi kapsamında dükkan ve kooperatif üyeliği satışının muvazaa nedeniyle kesin hükümsüz olduğunun tespitine; davalı T8 adına oluşturulan dükkan ve kooperatif üyelik ve tapu kayıtlarının iptaline ve dükkan ve kooperatif üyeliğinin davalı T5 adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Bu durumda, davacının talebi, TBK'nın 19. maddesinde düzenlenen muvazaa hukuksal olgusuna dayalı tapu iptal ve tescil olduğu halde, Mahkemece talebin, İİK'nın 277. ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali olarak değerlendirilerek karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırılık teşkil etmektedir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, ortak mirasbırakanları ...’ün mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak kayden malik olduğu 475 parsel sayılı taşınmazı vekil kıldığı gelini ... aracılığıyla oğlu ...’e temlikini sağladığı, anılan kişini de murisin ölümünden kısa bir süre sonra olası iptal tescil davasını önlemek amacıyla bacanağı olan diğer davalı ...’a tapuda satış göstermek suretiyle temlik ettiğini, gerçekte bedelsiz devredildiğini ileri sürerek miras payı oranında tapu iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur. Davalılar, çekişmeli taşınmazı rayiç değeri üzerinden bedelini ödemek suretiyle satın aldıklarını, satışın gerçek olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece; muvazaa olgusunun kanıtlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, mirasbırakanları ...'ın kayden paydaşı olduğu 371 parsel sayılı taşınmazdaki 50400/604800 payını davalıya satış vaadi sözleşmesi ile temlik ettiğini, davalının mirasbırakan aleyhine ... Sulh Hukuk Mahkemesinde (2002/415.E-858 K.) açtığı tapu iptal ve tescil davası neticesinde taşınmazın davalı adına tescil edildiğini, işlemin mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak yapıldığını ileri sürerek, tapu iptal ve pay oranında tescile karar verilmesini istemişlerdir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davalının ölene kadar mirasbırakanla ilgilendiği, ihtiyaçlarını giderdiği, edimin para olmasının gerekmediği, muvazaa iddiasının ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, düşüncesi alındı....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 18.11.2014 gün ve 2014/8538 Esas, 13040 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, TMK'nın 732. maddesinde düzenlenen önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacı, dava konusu taşınmazda paydaş olduğunu, önalım hakkının kullanılmasını engellemek için satış bedelinin 65.000,00 TL olarak gösterildiğini, gerçek satış bedelinin 40.000,00 TL olduğunu beyan ederek bedelde muvazaa iddiasında bulunmuştur....

              TMK.705/2. maddesi uyarınca tapu iptal ve tescil istekli davaların kesinleştiği tarih itibariyle mülkiyet hakkı sona ereceğinden bu tarih itibariyle tapusu iptal edilen gerçek ve tüzel kişilerin zararı oluşacaktır. Dolayısıyla bu tür bir dava, taşınmazların mülkiyetlerinin yitirilmesine ilişkin iptal ve tescil davasının kesinleştiği tarihten sonra açılabileceğinden, mülkiyetin kaybedildiği tarih itibariyle de taşınmazların değerinin tespit edilmesi gerektiği kuşkusuzdur. Zararın meydana geldiği tarihe göre, tapusu iptal edilen gayrimenkulün niteliği ve değeri belirlenmelidir.Taşınmazın niteliği arazi ise gelir metodu yöntemiyle değerlendirme yapılarak gerçek değer belirlenmelidir. Arsa niteliğindeki taşınmaza; dava tarihinden öncesine ait özel amacı olmayan taşınmaz satışı esas alarak, emsal ile eksik- üstün yanları karşılaştırılmak suretiyle emsal incelemesi yöntemine göre değer biçilmesi isabetlidir. Davalının itirazı reddolunmalıdır....

              Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 06.03.2015 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 14.06.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, önalım hakkından kaynaklanan tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Davacı vekili, müvekkilinin paydaşı olduğu 686 parsel sayılı taşınmazda davalı ...’nun dava dışı önceki paydaşlardan 10.04.2014 tarihinde pay satın aldığını, müvekkilinin şufa hakkını engellemek amacıyla satış bedelinin yüksek gösterildiğini, önalım hakkı nedeniyle dava konusu taşınmazda davalı adına kayıtlı payın iptali ile müvekkili adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                İlk derece mahkemesince davacının muvazaa iddiasına dair yazılı bir belge sunmadığı, davacının tanık dinletme talebinin de taraf muvazaasının yazılı belge ile ispat edilmesi gerektiğinden bahisle reddine karar verildiği, ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilleri tarafından dava konusu işlemin hata, hile ve gabin hukuksal nedenleriyle iptal edilebilir olduğu gerekçesiyle istinaf edilmiştir. Öncelikle muvazaa kavramını açıklamak ve "genel muvazaa" ile "taraf muvazaasını" ortaya koymak gerekir. Muvazaa, hukukumuzda öteden beri gerek öğreti ve gerekse uygulama alanında üzerinde çok durulan ve tartışılan bir konu olmasına karşın, pozitif hukukumuzda sadece TBK’nun 19. maddesinde yer almıştır. Muvazaa, kısaca; tarafların üçüncü kişileri aldatmak amacıyla ve fakat gerçek iradelerine uymayan, aralarında hüküm ve sonuç meydana getirmeyen, bir görünüş yaratmak hususunda anlaşmalarıdır....

                UYAP Entegrasyonu