Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı vekili ıslah dilekçesi sunarak istirdat talebini 4.769.192,36 TL ye yükseltmiş ve bu miktarın 11/10/2019 tarihinden itibaren en yüksek mevduat faizi ile birlikte ... şirketinden, birleşme nedeni ile ... yerine geçen ... şirketinden tahsilini, 2.300.000,00 TL lik çekler nedeni ile borçlu olmadığının tespiti ve çeklerin iptalini, ipoteklerin kaldırılmasını, davalı tarafın %20 den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini ve birleşen davanın reddini talep etmiştir. Davalı birleşen davacı vekili ıslah dilekçesi sunarak zaman aşımı nedeni ile asıl davanın reddine karar verilmesini birleşen davanın ise kabulünü talep etmiştir. Yargılama aşamasında davalı ... şirketinin diğer davalı ... ile birleşmesi sonrası kapandığı ve aktif pasifi ile birlikte ... e devredildiği, ... şirketinin asıl davacı yönünden alacaklı ve borçlu sıfatlarının birleşmiş olduğu görülmüştür....

    Ancak somut olayda ipotek alacaklıları ile ipotek borçlusunun işbu davada davalı olarak taraf bulundukları, davacının işbu dava dosyasındaki talebinin konut satım sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve takyidatlardan ari tescil, ipoteklerden dolayı borçlu olmadığının tespiti, ipoteklerin ve hacizlerin kaldırılması, yani ayıpların giderilmesi ve kira alacağı istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece 30/10/2020 tarihli tensip ara karar ile davacı vekilinin talebinin davalı Burgan Bank A.Ş.'...

    Kat, 454 nolu bağımsız bölüm üzerinde, davalılar T5 Ş ve T3 tarafından konulan hacizler ile ipoteklerin kaldırılarak tapunun tesciline, dava konusu olan davalı T7 Koza İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş.’den bedelini tamamen ödeyerek satın alınan ve müvekkil adına kayıtlı olan İstanbul İli Esenyurt İlçesi çınar Mah. 382 Ada 43 Parselde yer alan Sedef D Blok 25. Kat, 454 (tapuda 460) nolu bağımsız bölüm üzerinde yer alan diğer davalılar T5Ş ve T3 tarafından konulan ipoteklerden ve hacizlerden dolayı davacı müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, mahkemenin ara kararla oluşturarak ihtiyarı tedbir kararının ilgili tapu müdürlüğü’ne bildirilmesine. tüm ipoteklerin kaydının terkin edildiğinin ilgili tapu müdürlüğüne bildirilmesine. tapu üzerinde tüm ipotek ve haciz kaydının terkin edildiğine dair ilgili icra müdürlüklerine yazı gönderilmesine, yargılama gideri ile avukatlık ücretinin, davalılara yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    Tarafından konulan ipoteklerden dolayı müvekkilinin borçlu olmadığının tespitini, bağımsız bölüm üzerinde yer alan diğer davalılar T5 ile T3 tarafından konulan tüm ipoteklerin, hacizlerin fekkini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesini talep ve dava etmiştir. İlk Derece Mahkemesince davanın tedbirin kaldırılma talebinin reddine karar verilmiş, bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İddianın ileri sürülüş biçimine ve dosya kapsamına göre, dava, ipoteğin fekki İsteğine ilişkindir. Buna göre, somut uyuşmazlığa ilişkin istinaf başvurusunu değerlendirme görevinin HSK'nın 564 ve 586 sayılı işbölümü kararları gereğince İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin görev alanında kaldığı, iş bölümü yönünden Dairemizin görevli olmadığı anlaşılmakla aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. K A R A R : Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1- Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE 2- Dava dosyasının İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7....

    Bu nedenle, mahkemece, öncelikle sözkonusu ipoteğe ilişkin, ipotek akit tablosu getirtilerek ve alacaklı bankadan sorularak ipoteğin yukarıda belirtilen zorunlu ipoteklerden olup olmadığı belirlenmeli, zorunlu ipoteklerden olmadığının anlaşılması halinde haciz tarihinden önce ipotek konusu borcun ödenmiş olup olmadığı yöntemince araştırılmalıdır....

      Ancak somut olayda ipotek alacaklıları ile ipotek borçlusunun işbu davada davalı olarak taraf bulundukları, davacının işbu dava dosyasındaki talebinin konut satım sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve takyidatlardan ari tescil, ipoteklerden dolayı borçlu olmadığının tespiti, ipoteklerin ve hacizlerin kaldırılması istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca mahkemece verilen tedbir kararının tüm icra işlemlerini değil sadece cebri icra yoluyla satış işlemini engeller nitelikte olduğu dolayısı ile icranın diğer yönlerden satış aşamasına kadar devamında yasal bir engel bulunmadığı, davalı aleyhine hak ve yarar dengesinin bozulmayacağı değerlendirilmiştir. Ancak; verilen tedbir kararının davalı banka ve finans kuruluşu dışında diğer takyidat alacaklarını da kapsadığı bu durumun davada taraf olmayan 3....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, ihtiyati tedbir talepli konut satım sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve takyidatlardan ari tescil, ipoteklerden dolayı borçlu olmadığının tespiti, ipotek ve hacizlerin kaldırılması, terditli olarak bedel iadesi istemine ilişkindir. 6100 sayılı HMK'nun 341/1. maddesi uyarınca ilk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi kararları, karşı tarafın yüzüne karşı verilen ihtiyadi tedbir ve ihtiyati haciz kararları, karşı tarafın yokluğunda verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine verilen kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir....

      Davacı tarafından davalılar aleyhine açılan iş bu davada konut satım sözleşmesine dayanılarak ipoteklerden dolayı borçlu olmadığının tespiti ile terkini istemine ilişkin talepte bulunulmuştur. Dosya içerisinde mevcut dava konusu taşınmazlara ait tapu kayıtlarının incelenmesinde konut niteliğindeki 17 bölüm nolu taşınmazın davacı adına 01/08/2018 tarihinde satış edinme sebebine istinaden tapuya tescil edildiği ve halen davacı adına tapuda kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır. Yukarıdaki açıklamalar ışığında ihtiyati tedbir kararının kapsamı belirlenirken iki tarafın hak ve yarar dengesinin gözetilmesi gerekir. Somut olayda icra takip alacaklıları ve davacının maliki bulunduğu dava konusu taşınmazın tapu kayıtlarında lehine ipotek şerhi işlenen alacaklılar işbu dava dosyasında davalı oldukları, davacının işbu dava dosyasındaki talebinin ipoteklerden dolayı borçlu olmadığının tespiti ve ipotekleri kaldırılması istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır....

      Ancak somut olayda ipotek alacaklıları ile ipotek borçlusunun işbu davada davalı olarak taraf bulundukları, davacının işbu dava dosyasındaki talebinin konut satım sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve takyidatlardan ari tescil, ipoteklerden dolayı borçlu olmadığının tespiti, ipoteklerin ve hacizlerin kaldırılması istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca mahkemece verilen tedbir kararının tüm icra işlemlerini değil sadece cebri icra yoluyla satış işlemini engeller nitelikte olduğu dolayısı ile icranın diğer yönlerden satış aşamasına kadar devamında yasal bir engel bulunmadığı, davalı aleyhine hak ve yarar dengesinin bozulmayacağı değerlendirilmiştir....

      Ltd.Şti.’nin borcu nedeniyle tesis edilen ipoteklerin fekki, 5.000,00 TL maddi tazminatın tahsili, davalılardan ...’nin ipoteğe dayalı olarak yaptığı takip sebebiyle borçlu bulunmadığının tespiti ve %40 oranındaki tazminatın da takip alacaklısından tahsili istemlerinde bulunulmuştur. Davalılardan ..., ipotekleri diğer davalı bankadan temlik aldığını, vekaletnamede eksiklik bulunması halinde kendisini ilgilendirmeyeceğini, davanın reddini savunmuştur. Davalı banka, kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini davanın reddini savunmuş, vekil olan davalı ..., tesis edilen ipoteklerin usulüne uygun bulunduğunu belirtmiştir. Mahkemece, ipoteklerin terkini ile davalılardan ...’nin yaptığı icra takibi sebebiyle davacıların borçlu bulunmadıklarının tespitine, tazminat istemi ile %40 tazminatın tahsili istemlerinin reddine karar verilmiştir. Hükmü, davalı banka ile temlik alan davalı ... temyiz etmiştir....

        UYAP Entegrasyonu