Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 30.01.2015 gününde verilen dilekçe ile ipoteğin kaldırılması talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 20.11.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, ipoteğin kaldırılması isteğine ilişkindir. Davacı vekili, davacının murisi ... adına kayıtlı 60 parsel sayılı taşınmaz üzerine, borcundan dolayı, davalıların murisi ... lehine ipotek tesis edildiğini, borcun ödendiğini ancak ipotek şerhinin terkin ettirilmediğini ileri sürerek, dava konusu taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasını talep ve dava etmiştir....

    TMK’nun 883.maddesine göre alacak sona erince, ipotekli taşınmaz maliki alacaklıdan ipoteğin terkin edilmesini isteyebilir. Hatta, borçlu (malik), İİK’nun 153.maddesine göre kendi hakkında takip yaparak rehin konusu borcu itfa etmek suretiyle rehnin tapuya yazılacak bir fek müzekkeresiyle terkinini sağlama imkan ve yetkisine sahiptir. Diğer taraftan, taşınmaz rehninin terkinini gerektiren bir neden de borçlunun (malikin) ipotek konusu borcu ödemek suretiyle ipoteği terkin ettirmesidir. İpoteğin terkin sebebi ne olursa olsun yasalarda ipoteğin on yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra kaldırılacağına ilişkin özel bir hüküm yoktur....

      İpotek, kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir ayni haktır. İpotek tesisi için rehin edilecek taşınmaz maliki ile alacaklı arasındaki anlaşmanın (rehin sözleşmesi) Türk Medeni Kanunu'nun 856. maddesi uyarınca tapu siciline tescil edilmesi gerekir. Alacak sona erdiği halde alacaklı terkin taahhüdüne rağmen terkin talebinde bulunmazsa taşınmaz maliki rehnin fekkini (kaldırılmasını) dava yolu ile isteyebilir. Ancak bunun için, ana para ipoteğinde sözleşmedeki miktar ödenmiş olmalı veya ödenmemişse mahkemeye depo edilmelidir. Somut olaya gelince; 19.11.1998 tarihli Encümen Kararı ile davalı yararına 1.000.000 TL. için 4 yıl süreli kanuni ipotek konulduğu görülmektedir. İpoteğin çerçevesini resmi senet çizeceğinden, resmi senette kararlaştırılan vadeden sonra ipotek bedelinin artırılabileceği yazılmadığından ipotek alacaklısı sözleşme hilafına bu bedelin artırılmasını isteyemez....

        İpotek tesisi için rehin edilecek taşınmaz maliki ile alacaklı arasında bir anlaşmanın (rehin sözleşmesi) bulunması ve rehin sözleşmesinin Türk Medeni Kanununun 856.maddesi gereğince tapu siciline tescil edilmesi gerekir. Alacak sona erdiği halde alacaklı terkin taahhüdüne rağmen iradesiyle terkin talebinde bulunmazsa taşınmazın maliki ipoteğin fekkini (kaldırılmasını) dava yolu ile isteyebilir. Somut olayda; 18.03.2004 tarihli ipotek aktinin çerçevesini tayin eden resmi akit tablosu içeriğinden davacı ...’a ait taşınmaz üzerinde yirmiiki milyar bedelle 30.05.2004 tarihine kadar bila faizsiz ipotek tesis edilmiştir. Açıklanan niteliğe göre ipotek kesin borç (karz) ipoteğidir. Türk Medeni Kanununun 875.maddesine göre kesin borç (karz) ipoteği, anapara yanında gecikme faizini ve icra takibi yapılmışsa takip masraflarını da güvence altına alır....

          Mahkemece, kaldırılması dava konusu yapılan ipotek kesin borç ipoteği olduğundan, 10 TL ipotek bedelinin davacı tarafından depo edildiğinden, ipoteğin terkinine karar verilmiştir. Hükmü, davalılar temyiz etmiştir. İpotek kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir ayni haktır. İpotek tesisi için rehin edilecek taşınmaz maliki ile alacaklı arasındaki anlaşmanın (rehin sözleşmesi) bulunması ve rehin sözleşmesinin Türk Medeni Kanununun 856. maddesi gereğince tapu siciline tescil edilmesi gerekir....

            Alacak sona erdiği halde alacaklı, terkin taahhüdünü iradesiyle yerine getirmezse, taşınmazın maliki ipoteğin kaldırılmasını dava yoluyla isteyebilir. Somut uyuşmazlıkta, davacı ...... ile davalı ..... arasında 01.02.2004 ve 10.04.2008 günlü akaryakıt istasyonu bayilik sözleşmesinin teminatı olarak diğer davacının maliki olduğu 101 ada 60 parsel sayılı taşınmazda davalı ..... yararına 100.000,00 TL ve 150.000,00 TL bedelli ipotek kurulmuştur. İpotek aktinin çerçevesini tayin eden resmi akit tablosunda "..... lehine ...... arasındaki bayilik sözleşmesi ve buna bağlı olarak akaryakıt alımından doğmuş ve doğacak için fekki alacaklı ..... tarafından bildirilinceye kadar geçerli olmak kaydı ile 3. derecede ipotek ettiği…" belirtilmiş olup bu haliyle ipotek bir teminat ipoteğidir. Teminatın üst sınırı ise toplamda 250.000,00 TL'dir....

              Dairemizce yapılan değerlendirmede; Şikayetçi ipotek borçlusunun icra mahkemesine başvurusunda; ipotek bedelini icra dosyasına depo ettiklerini, icra müdürlüğünce ipotek alacaklısına ipoteğin kaldırılması için muhtıra tebliğinin talep edildiğini, gönderilen muhtıranın tebliğine müteakip ipotek bedelinin teslim alınmadığını, ipotek alacaklısının ipotek bedelinin güncel bedel tespiti yapılması gerektiğini ileri sürerek itirazda bulunduğunu, ancak müvekkilinin taşınmazı ipotek konulduktan sonra devir aldığı hususu gözetildiğinde ipotek alacaklısının itirazının haksız olduğunu belirterek ipoteğin fekki talebinde bulunduğu, mahkemece, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, İİK,'nun 153. maddesi şartlarının oluşmadığı, ipoteğin kaldırılması talebinin genel mahkemelerde açılması gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği görülmektedir....

              Davalı vekili cevap dilekçesinde özet olarak; dava konusu ipoteğin fekki talebinin haksız olduğunu, söz konusu ipotek senedinden de anlaşılacağı üzerine 367.500 TL üzerine konulmuş anapara ipoteği olduğunu, zira alacak miktarının kesin olarak belli olmadığını, bu doğrultuda kurulan ipoteğin anapara ipoteği ve süresiz bir ipotek olduğundan borç miktarının tamamen ödenmesi şartına bağlı olarak ipotek lehtarından; banka ise ipotek fek yazısı başka tüzel kişilik veya gerçek kişide ise lehtarın bizzat tapu müdürlüğüne gelerek yazılı terkin talebinde bulunmasının gerektiğini, teminata bağlanan borcun sona ermemesi sebebi ile ipoteğin müvekkili banka tarafından kaldırılamadığını, ipotek borcunu ödemeyen malikin ipoteğin fekki talebinin haksız olduğunu belirterek; davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir. TOPLANAN DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, ipoteğin kaldırılması isteminden ibarettir....

                DAVA : İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki)) DAVA TARİHİ : 15/02/2022 KARAR TARİHİ : 12/04/2023 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 18/05/2023 Mahkememizde görülmekte olan İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı taraf 06.09.2011 tarihinde satın aldığı Sakarya ili Kocaali ilçesi Kocaali .. mahallesi ... ada ... parselde kayıtlı taşınmaz üzerinde önceki malik tarafından davalı lehine tesis edilmiş 1.500.000.000,00 Eski TL değerli ipoteğin bedelin depo edilmesi karşılığında kaldırılmasını talep etmiştir. Dava konusu Sakarya ili Kocaali ilçesi .... Mah. ... ... mevki ... Pafta ... ada ... parsel sayılı taşınmazın ipotek akit tablosu ile Davalı şirketin Ticaret Sicil Gazetesi kayıtları alınmış ve incelenmiştir. İpoteğin dava dışı bir şirket ile davalı şirket arasındaki ticari ilişkiden doğacak borçların teminatı olarak verildiği görülmüş, bu ipoteğin kaldırılması talebinin ticari bir dava olduğu değerlendirilmiştir....

                  Ancak, borçlu ana para ipotek miktarından bir kısmını ödemiş veya depo etmişse yine de davanın reddi gerekir ise de çoğun içinde az da vardır kuralı uyarınca TST.nün 31/son maddesine dayanılarak ipotek bedelinden ödenen bölümün kütüğün düşünceler sütununda gösterilmesi gerekir. Davacı, 15 parsel G Blok 1 ve 2 numaralı meskenleri 100 milyar liraya davalıdan satın aldıklarını, 40 milyar lirasını peşin kalan miktarın ise vadeli ödenmesinin kararlaştırıldığını, kararlaştırılan bedelden sadece 1.6.2002 tarihli senet bedelinin ödenmediğini, bununda ipoteğin kaldırılması sırasında ödeneceğini, bu hususta davalıya ihtar çekerek ipoteğin kaldırılması için önel verdiklerini ancak, satış bedelinin güvencesi olan ipoteğin kaldırılmadığı gibi ödemelerinde davalı tarafından inkar edildiğini ileri sürerek, tapu kaydındaki ipoteğin fekkini istemiştir. Mahkemece, satışa konu meskenlerin bedeli için ödeme yapıldığı, ipotek bedelinin ödenmediği gerekçesiyle dava reddedilmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu