Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Şti’nden alacaklı olup bu alacağın 230.000,00 TL. lik ipotekli teminat altına alındığı, ipotek ile temin edilen borcun ödendiği, ipoteğin kaldırılması yazısının taşınmazın yeni maliki dava dışı ... ’e elden verildiği, ... ’in fek yazısını tapuya götürmediği, fek yazısına rağmen taşınmazın halen ipotekli görüldüğü, davacının ipotekli taşınmaz üzerine hacizler uyguladığı Tapu Sicil Müdürlüğünün ipoteğin kaldırılması için davalı bankaya yazdığı, yazıya da cevap verilmediği dosya içeriği ile sabittir. Dava, davalı bankanın ipotek işlemine dayanarak alacak borç ilişkisinde bir alacağının bulunmadığının tesbitine karar verilmesi istemine ilişkindir. Davalı vekili, davanın 2007 yılından beri ipotek konusu borcun sona erdiğini bildiğini bu davayı açmakta davacılık sıfatı olmadığı gibi hukuki yararı da bulunmadığını belirterek davanın konusuz kalması nedeni ile karar verilmesine yer olmadığına ve yargılama giderlerinden davacının sorumlu olmasını istemiştir....

    - K A R A R - Davacı vekili, davacıya ait taşınmazlarda davalı müflis şirket lehine 13.12.1999 tarihli 20.000 TL bedelli ipotek tesis edildiğini ancak ipoteğin temin edildiği borç ilişkisinden kaynaklanan bir borcunun olmadığını, ipoteğin kaldırılması için başvurduğunda 20.000 TL teminat ile terkin edildiğini, davalı şirkete borçlu bulunmadığının tespiti ile 20.000,00 TL teminat bedelinin iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müflis şirket yetkililerin iflastan geriye doğru 3 yıllık belgelerini iflas idaresine sunmadıklarını, bu konuda suç duyurusunda bulunduklarını, davalı iflas idaresinin elinde dava konusu uyuşmazlığa ilişkin hiç bir belge olmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir....

      Şti.’nin kredilerine istinaden teminat ipoteği olarak verdiklerini, kredi borçlusunun borcunu ödememesi nedeniyle söz konusu taşınmazlara ilişkin olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatıldığını, davacıların kefil değil ipotek veren 3.şahıs konumunda oldukların belirterek, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davacılar tarafından davalı banka lehine tesis edilen ipoteğe konu borcun sona erdiğine ilişkin herhangi bir belgenin ibraz edilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş hüküm davacılar tarafından temyiz edilmiştir. Dava iki adet taşımazla ilgili ipoteğin kaldırılması istemine ilişkindir. Mahkemece davaya konu taşınmazların üzerindeki ipotekle ilgili ipotek bedelleri üzerinden Harçlar Kanunu’nun 30. maddesi uyarınca eksik harç tamamlattırılmaksızın aynı Kanunun 32. maddesine aykırı olarak yargılamaya devam olunarak karar verilmesi doğru değildir....

        Kısaca, ipoteğin üst sınır ipoteği olması durumunda borçlu sadece ipotek akit tablosunda belirtilen miktar ile sınırlı olmak üzere sorumludur. Diğer taraftan taşınmaz malikinin ödeme iddiası varsa bu iddianın da yazılı delille kanıtlanması zorunludur....

          Her ne kadar ipotek bedeli davalı bankaya ödenmiş ise de, borcun icra takibine konu edildiği, ipoteğin paraya çevrilmesinin talep edilmesi nedeniyle taşınmaz üzerine 150/c şerhi konulduğu, taşınmaz üzerindeki ipoteğin tapu müdürlüğünce kaldırılabilmesi için öncelikle icra dairesi tarafından konulan 150/c şerhinin kaldırılması gerektiği açıktır. Taşınmaz üzerindeki 150/c şerhinin kaldırılması için ödenmesi gereken harçtan ise takip borçlusu sorumlu olduğundan ve harcın karşılanmadığı İstanbul 10. İcra Müdürlüğü'ne yazılan müzekkere cevabından anlaşıldığından bu durumda ipotek ile teminatlandırılan borcun tüm ferileri ile birlikte sona erdiği kabul edilemeyecektir. Açıklanan nedenlerle davanın reddine karar vermek gerekmiştir....

          CEVAP Davalı borçlu vekili cevap dilekçesinde; ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız takipte itirazın icra mahkemesi kararı ile kaldırılabilmesi için alacağın dayandığı belgenin kayıtsız şartsız para borcu ikrarı içermesi ve ipotek teminatının kapsamındaki borç ilişkisinden doğması gerektiğini, davacı tarafça icra dosyasına sadece ipoteğin tescil edildiği ipotek resmi senedinin sunulduğunu, alacağın dayanağı belgenin sunulmadığını, resmi senette ipoteğin diğer kredi için konulduğu açık bir şekilde yazıldığını, icra dosyası ve dava dilekçesinden davacı alacaklının, müvekkiline hangi krediyi kullandırdığı, ipoteğin hangi alacağa dayalı olarak verildiğine ilişkin bir belge ve açıklama bulunmadığını, davalı müvekkilinin davacı tarafa herhangi bir borcu olmadığını, ödeme emrinde takip dayanağının gönderilmediğini, yine alacaklı tarafından sadece ipotek borçlusu aleyhine takip başlatıldığını, asıl borçlu ile ipotek borçlusu arasında zorunlu dava arkadaşlığı olduğunu, takibin bu yönüyle...

            üzerine teminat olarak ipotek vermesine, ipotek ve kefaletin birbirinden bağımsız olup, kefaletin geçerli olması için TBK'nın 583 ve 584. maddedeki şartların mevcut olması geçerlilik şartı iken, ipoteğin geçerli olması için yazılı eş rızasının aranmamasına, TMK'nın 194. madde hükmüne göre aile konutu bakımından eşin rızası şart ise de, davacı tarafından ipotek tesis edilen pide salonunun işyeri olması ve aile konutu niteliğine haiz olmamasından dolayı tapuda resmi ipotek senedi ile kurulan ipoteğin geçerli olmasına, ipoteğin paraya çevrilmesine dayalı icra takibi üzerine ipoteğin geçerli olması, asıl borçlu ve davacının ihtarname ile temerrüde düşürülmesi karşısında davalı alacaklı bankanın ipoteğin paraya çevrilmesine dayalı icra takibi başlatmasında ve ipotek borcunun davacı tarafından ödenmesinde bir usulsüzlük olmamasına göre; kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu...

              ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2019/469 Esas KARAR NO : 2021/799 DAVA : İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki) DAVA TARİHİ : 26/02/2014 KARAR TARİHİ : 19/10/2021 KARAR YAZIM TARİHİ : 01/11/2021 Mahkememizde görülmekte olan İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA:Davacı vekili 26/02/2014 harç tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili adına Bakırköy ili ...... Mah. ..... ada ..... parselde kayıtlı .... arsa paylı zemin kat bağımsız bölümde kayıtlı olan taşınmazın 8.06.2011 tarihinde satın alındığını, satım tarihi itibari ile davalı (........ A.Ş.) tarafından ...... İnş. Tur. Tekstil A.Ş....

                Somut olaya gelince; davalıların murisi yararına 25.05.1999 tarihinde tesis edilen kanuni ipotek, 70.000ETL bedellidir. İpoteğin, imar uygulaması sebebiyle davalının maliki olduğu taşınmazdan bir miktarın davacı taşınmazına ilavesi zaruretinden kaynaklandığı görülmektedir. O yüzden, imar uygulama cetvellerinden davalı taşınmazından kaç m2 yer alındığı tespit edilerek, kanuni ipotek bedelinin, alınan bu miktar taşınmazın dava tarihindeki değerine göre belirlenmesi gerekir. Zira, kanuni ipotekler tarafların serbest iradeleriyle değil, kanundan kaynaklanan bazı zorunlu durumlar sebebiyle tesis edilir....

                  Ancak, temyiz edenin sıfatı da dikkate alınmak suretiyle; 807 ada 19 parsel sayılı taşınmaza ait tapu kaydının incelenmesinde, dava konusu ve kaldırılması istenen ipotek kaydında ipoteğin süreli olduğuna ilişkin bir açıklamanın bulunmadığı anlaşılmasına rağmen mahkemece "ipoteğin bir yıl süre ile konulmuş olduğu ve bu sürenin de dolmuş olduğu anlaşılmakla" gerekçesi ile karar verilmiş olması doğru değil ise de, bu husus bozmayı ve yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, belirtilen gerekçenin, kararın gerekçe bölümünden ve hükümden çıkartılması suretiyle gerekçe ve hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu