Mahkemece toplanan delillere göre; davanın niteliği ve davacı tarafın tacir olmaması nedeniyle görev itirazının yerinde görülmediği, yargılama sırasında davacının ipoteğin fekki talebinin davalı tarafça yerine getirildiği gerekçesiyle konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık, dava dışı bir şirketin davalı banka ile akdetmiş olduğu genel kredi sözleşmesi uyarınca kullanacağı kredilerin teminatı amacıyla tesis edilmiş ipoteğin fekki istemine ilişkindir. Dava konusu genel kredi sözleşmesi 6102 sayılı TTK'nın 4. maddesinde belirtilen bir bankacılık işlemi olduğundan,bu davanın ticari dava vasfında olduğu ve somut olayda Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir....
İİK'nun 153. maddesinde; “İpotekle temin edilmiş ve vadesi gelmiş bir alacağın borçlusu icra dairesine müracaatla alacaklısının gaip ve yerleşim yerinin meçhul bulunduğunu veya borcu almaktan ve ipoteği çözmekten imtina ettiğini beyan ederse icra dairesi onbeş gün içinde daireye gelerek parayı almasını ve ipoteği çözmesini alacaklıya usulüne göre tebliğ eder. Alacaklı bu müddet içinde gelmediği veya gelipte kanunen makbul bir sebep beyan etmeksizin parayı almaktan ve ipoteği çözmekten imtina eylediği takdirde, borçlu borcunu icra dairesine tamamiyle yatırırsa, icra mahkemesi verilen paranın alacaklı namına hıfzına ve ipotek kaydının terkinine karar verir” düzenlemesine yer verilmiştir....
Anılan madde hükmüne göre, ipotekle temin edilmiş ve vadesi gelmiş bir alacağın borçlusunun icra dairesine başvurması, icra dairesince hesaplanacak ipotek bedelinin borçlu tarafından icra hesabına yatırılması, icra dairesinin onbeş gün içinde daireye gelerek parayı almasını ve ipoteğin süresini alacaklıya usulüne uygun şekilde tebliğ etmesi, alacaklının bu süre içinde gelmediği veya gelip de kanunen makbul bir sebep beyan etmeksizin parayı almaktan ve ipoteği çözmekten kaçınması halinde icra mahkemesince verilen paranın saklanması ve ipotek kaydının terkinine karar verilmesi gerekir....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 29.04.1938 tarih ve 1938/29 sayılı tedbir kararı ile 02.05.1938 tarih ve 336 yevmiye numarası ile tedbir şerhi konulduğu, ancak bu şerhin kadastro esnasında sehven haciz olarak işlendiği, 136 ada 50 parselin yapılan imar uygulamaları sonucunda bölüştürüldüğü parsellerden birinin de 7592 ada 13 parsel sayılı taşınmaz olduğu ve ... oğlu ... hissesinin bedele dönüştürülerek bu taşınmazda ipotek alacaklısı olarak tescil edildiği, bu alacağa 02.05.1938 tarih ve 336 yevmiye ile haciz şerhi konduğu, 7592 ada 13 parsel sayılı taşınmazın imar uygulamasının iptali ile geriye döndüğü ve 136 ada 691 parsel ve 136 ada 108 parsele dönüştüğü belirtilerek ipoteğin terkini için dava açılması gerektiğinin bildirildiği anlaşılmıştır. 136 ada 691 parsel ve 136 ada 108 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtları incelendiğinde; davacı lehine olan ipoteklerde haciz bulunduğu görülmüştür....
Bankası T.A.O lehine Konut finansmanı Sözleşmesinden ve ayrılmaz bir eki olan ödeme planına uygun olarak kullandığı/ kullanacağı krediden doğan borçları ve buna ilaveten Banka Merkez ve Şubeleri ile yapmış olduğu ya da ileride yapacağı kambiyo senetlerinin iskonto ve iştirasından namına açılmış ve açılacak bilcümle borçlu ve alacaklı cari hesaplardan veya lehine verilmiş ve verilecek teminat ve kefalet mektuplarından ve Bankanın Merkez ve Şubelerinin borçlu, keşideci, muhatap, ciranta, aval, kefil, müşterek borçlu, yed'i emin ve sair sıfatlarla imzasını havi olarak işleme kabul ettiği kambiyo senedi, mukavele, sözleşme taahhütname ve saire ile ithalat, ihracat ve bilimum kambiyo ve kısa, orta ve uzun vadeli kredi işlemlerinden ve sebepsiz zenginleşme, haksız fiil kanun gibi diğer her türlü sebepten doğmuş ve doğacak tüm borçlarının teminatı olarak 29.01.2013 tarihli 1. derece ipotek tesis edilmiş olduğu görülmüştür....
reddine, karar verildiği, ancak borçlunun sair itiraz ve şikayetleri hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmediği anlaşılmaktadır. 6100 sayılı HMK'nun 297. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde; hükmün, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılmasını ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri içermesi gerektiği; aynı maddenin 2. fıkrasında ise; hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu ifade edilmiştir....
----- edildiğini, bu itibarla, bilanço tarihi itibariyle şirketin herhangi bir mal varlığı, alacağı ve borcu kalmadığı, tasfiye sürecinin hukuka ve usule aykırı olarak tamamlandığının sabit olduğunu, dolayısıyla şirkete karşı ipotek nedeniyle yükümlü olan davacının tasfiye sürecinde bu hususu bildirmesi gerektiğini, zira salt tasfiye sürecine konu bilanço, defter ve sair---- incelemesine tabi belge ve kayıtlardan bu hususun öngörülmesi mümkün olmayıp ipoteğin fek edilmemesi yalnızca davacının bu tasfiye sürecine dahil olmaması, usuli işlemleri takip etmemesinden kaynaklandığını,---gerekli ilan ve çağrıları yapmış olup bu süreçte alacaklı, borçlu ve sair yükümlülükleri bulunan 3.kişilerin sürece dahil olabilmesi için bildirimde bulunmaları gerektiğini, dolayısıyla huzurdaki dava bakımından müvekkilimin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığından yargılama gideri ve vekalet ücretinin müvekkilime tahmil edilmesi hukuka aykırı olacağını ileri sürerek dava konusu taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılması...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki taraflarca istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından borçlular aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile başlatılan ilamlı takipte, şikayetçi borçlu ... icra mahkemesine başvurusunda, sair şikayetinin yanı sıra, ipoteğin, 1497 ada 266 parsel sayılı taşınmaz üzerine kurulduğunu, daha sonra taşınmaz üzerinde kat irtifakı kurulmasıyla ipotek yükünün tüm kat irtifaklarına geçtiğini, ancak takibin, sadece kendi taşınmazı aleyhine yapılmasının doğru olmadığını ileri sürerek takibin iptalini talep etmiş, mahkemece, borçlu ...’ın, ipotek borcunun tamamından değil, sadece bağımsız bölüm hissesine isabet eden oranda borçlu olduğu...
nın davalı bankadan kullandığı krediyi ödenmesine rağmen ve müvekkili tarafından ipoteğin fekki istendiği halde davalı bankanın ipoteği feketmediğini, ayrıca müvekkilinin kefil olmadığı ve ipotek kapsamı dahilinde olmayan ...'nın borcundan dolayı ipoteğin paraya çevrildiğini, müvekkilinin bu nedenle zarara uğtradığını ileri sürerek 1.000,00 TL tazminatın tahsiline karar verilmesini istemiştir. Islah ile 409.000,00 TL'nin tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, ipoteğin borçlu ...'nın doğmuş ya da doğacak asaleten ya da kefaleten tüm borçlarını kapsayacak şekilde tesis edildiğini, bu nedenle ipoteğin paraya çevrilmesinde bir hukuka aykırılık bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. İlk Derece Mahkemesince, ipoteğin borçlu ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇLAR : Etkin direnme, tehlikeli araç kullanma HÜKÜM : Hükümlülük, temyiz isteminin reddi Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü: Temyiz süresinin geçmesi, nedeniyle Yerel Mahkemenin temyiz isteğinin reddine ilişkin kararına karşı yapılan itiraz, kararda "...tebliğden itibaren 7 gün içinde..." denmesi gerekirken "tefhim ve tebliğden itibaren...." denilmek suretiyle temyiz süresinin başlangıcı hususunda sanık yanılgıya düşürülmek suretiyle CYY 232/6. maddesine aykırı davranılmasından dolayı yerinde görüldüğünden, RED KARARININ KALDIRILMASI suretiyle işin esasına geçildi. 1- Tehlikeli araç kullanma suçuna ilişkin kararda öngörülen cezanın nitelik ve niceliğine göre hükmün temyiz edilemez olduğu, Anlaşıldığından, 5320 sayılı Yasanın 8/1 ve 1412 sayılı CYY.nın 317.maddesi uyarınca sanık ...'...