Noterliğinden 04.03.2020 tarih ve 08920 yevmiye numarası ile keşide edilen ihtar ile ipoteğin fekki hususu bildirilmiş ise de davalının bu hususta başvurusu olmadığını belirterek ipoteğin fekkine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, süre uzatım talebinde bulunmuş ve davanın reddini talep etmiştir. Davacı vekili 14.09.2021 tarihli dilekçesinde davaya konu ipoteğin fek edildiğini belirterek davadan feragat ettiğini beyan etmiş, vekaletnamesinde davadan feragate yetkileri olduğu belirlenmiştir. Davalı vekilinin 15.09.22021 tarihli dilekçesinde, davacı ile anlaşmaya varıldığını, masraf ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını beyan etmiştir. 6100 Sayılı HMK nın 309/2. Maddesi hükmü uyarınca feragatın hüküm ifade edebilmesi karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatına bağlı değildir. Aynı yasanın 311. Maddesi hükmü gereğince feragat, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur....
B.. tarafından konulan ipoteğin haksız, hukuka aykırı, dayanaksız, temel ilişki yokluğuna dayalı sakat ve yolsuz oluşu sebebiyle iptali, fekki ve terkinine, ipotek borçlusu olmadığının tespiti ile % 20'den aşağı olmamak üzere tazminat ile maddi ve manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece; davacıya ait bağımsız bölümün tapu kaydına konulan ipoteğin, davacının borcundan doğmadığı, akit tablosunda belirtilen 700.000,00 TL'nin kendisine verilmediği sonucuna varılarak ipoteğin kaldırılmasına, davacının ipotek dayanağı borcu olmadığının tespitine ve davacının % 20 tazminat talebi ile maddi ve manevi tazminat isteminin reddine dair karar verilmiştir. Hüküm, davalılar tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir. Dava, ipotek şerhinin kaldırılması istemine ilişkindir....
Anılan madde uyarınca, ipoteğin fekki için, ipoteğin, tarafların özgür iradeleri sonucu konulmuş olması, ipotek bedelinin fer'ileri ile birlikte icra müdürlüğüne ödenmesi ve alacaklının da parayı almaktan makbul bir sebep ileri sürmeksizin kaçınmış olması gerekir. Bu durumda mahkemece, öncelikle işin niteliği gözetilerek duruşma açılıp ipotek alacaklıları ve borçlular duruşmaya davet edilerek yukarıda belirtilen ilke ve kurallar çerçevesinde İİK’nun 153. maddesi koşullarının oluşup oluşmadığı denetlenerek, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçluların temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.06.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Şubesi’nden kullanılan konut kredisi nedeni ile ipotek bulunduğunu, devir ve tescil işlemlerinden sonra konut kredisi taksitlerini ödediğini ve ipoteğin kaldırılmasını talep ettiğini, ancak davalı bankanın dava dışı eski malikin bankaya olan başka borçlarının da dava konusu taşınmaz ile teminat altına alındığını ve bu sebeple ipoteğin fek edilemeyeceğini bildirdiğini iddia ederek, ipoteğin fekki ile borçlu bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, taşınmaz üzerindeki ipoteğin konut kredisi ile sınırlı olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir....
Bu hukuki açıklamalar ışığında somut olaya dönüldüğünde: Davacının iş bu davadaki talebi, menfi tespit ve ipoteğin fekki istemine ilişkindir. TTK'nın 5/A maddesine göre, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. Davanın konusu (müddeabih), dava dilekçesindeki talep sonucuna, yani neticei talebe göre belirlenir. Neticei talebin bir para alacağının tahsili veya tazminat olduğu durumlarda, arabulucuya başvuru yapılmış olması dava şartıdır. Menfi tespit davaları ve buna bağlı olarak ipoteğin fekki talebi bu kapsamda değerlendirilemez. Çünkü, menfi tespit davalarında, bir miktar alacağın tahsili talebi yoktur. Yani, ticari dava niteliğindeki menfi tespit davalarının açılabilmesi için arabulucuya başvuru zorunluluğu bulunmamaktadır. İlk derece mahkemesinin karar gerekçesi bu nedenle usul ve yasaya aykırıdır....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2018/9 KARAR NO : 2018/431 DAVA : İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki)) DAVA TARİHİ : 05/01/2018 KARAR TARİHİ : 08/06/2018 Mahkememizde görülmekte olan İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili ... tarihli dava dilekçesinde özetle; davalı banka tarafından müvekkillerinden ... adına kayıtlı ... parselde kayıtlı .../... arsa paylı ... nolu bağımsız bölüm pansiyonlu tatil evi vasıflı taşınmaz üzerine ... Euro bedelli 1.dereceden ... tarih ... yevmiye no ile iki adet ipotek tesis edildiğini, müvekkilinin ... şirketlerinin sahibi ve yönetim kurulu başkanı ...'nın eski eşi olduğunu, dava dışı ...'nın sahibi bulunduğu ...Şti ve ... A.Ş. ... yılı ve öncesinden gelen ekonomik sıkıntılar nedeniyle Antalya ...Asliye Ticaret Mahkemesinin ......
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, ipoteğin kaldırılması (fekki) davasının bir eda davası olduğu, bir tespit davası olan menfi tespit davasının bu davanın içerisinde eridiği, bu nedenle davanın, eda davası olan ve menfi tespit istemini de içeren ipoteğin kaldırılması (fekki) davası olduğu; ipoteğin fekki isteminin, taşınmazın aynına ilişkin bir dava olduğu, taşınmazın aynına ilişkin davaların taşınmazın tapu siciline kayıtlı bulunduğu yer mahkemesinde açılması gerektiğinin 6100 sayılı HMK’nın 12. maddesinde hüküm altına alınmış olduğunu, taşınmaz üzerindeki ayni hakka ilişkin veya ayni hak sahipliğinde değişikliğe yol açabilecek davaların taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde açılması hakkındaki bu yetki kuralının kamu düzenine ilişkin ve kesin olduğu, somut olayda, davacıların ipoteğin kaldırılmasını istediği taşınmazların (Muş ili, Merkez ilçesi, Kültür Mah. 67 ada 117 parsel B Blok 3.Kat 7 nolu bağımsız bölüm ve Muş ili, Merkez ilçesi, Kültür Mah. 67 ada 117 parsel B Blok...
Dava dilekçesinde ekli dekontlar ve bilirkişi raporundan anlaşılacağı üzere ipoteğin fekki için davacıdan 05/05/2017 tarihinde 3 ayrı işlemle toplam 90.371,68-TL tahsil edildiği, davanın yasal bir yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi - K A R A R - Uyuşmazlığın davacının ortağı olduğu davalı şirket lehine verdiği ipoteğin fekki istemine ilişkin bulunmasına, taraflar arasında ticari satış ilişkisi bulunmadığı gibi ipoteğin sebebinin banka kredi sözleşmesinden kaynaklanmasına göre dosyanın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 14.Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 26.12.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Eğer, ikinci davanın görüldüğü sırada, birinci hükme dayanılarak kesin hüküm itirazında bulunulmuş, yani gerek mahkeme, gerek Yargıtay, birinci hükmün varlığını öğrenmişler ve bu hükmü ikinci davaya etkili saymayarak, kesin hüküm itirazını reddetmişlerse, artık m. 375/1.ı hükmüne dayanarak yargılamanın iadesi istenemez. (B. Kuru, R. Arslan, E. Yılmaz, Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı, 22. Baskı, sh 719, 720) Somut davada, takibin iptali ve ipoteğin fekki davası ile kayıt kabul davasının talep sonuçları ve sebepleri farklı olduğundan, ortada tarafları ve sebebi aynı olan iki dava bulunduğundan söz edilemeyecektir. Kaldı ki kayıt kabule ilişkin açılan davada, önce açılan takibin iptali ve ipoteğin fekki davası getirtilerek incelenmiş, yani gerek mahkeme, gerekse de Yargıtay birinci davanın varlığını öğrenmiştir. Buna rağmen kayıt kabul davası esastan sonuçlandırılmıştır....