Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu ilkeler ışığında somut olaya gelince; Dava, inançlı işlemden kaynaklanan tapu iptali ve tescil ikinci kademede tazminat istemine ilişkindir. Davacı tarafından davalı ...’e verilmiş bir vekaletname olmadığından somut olayda ilk derece mahkemesince yazıldığı şekilde vekalet akdinin kötüye kullanılmasına dayalı tapu iptal tescil talebi olmadığı gibi; İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin davayı “hile nedenine dayalı tapu iptal ve tescil” olarak değerlendirmesi de doğru değildir. Öncelikle mahkemece tarafların inançlı işleme yönelik yukarıda açıklanan delilleri toplanmalı; davacının, davalı ... tarafından kendisine "evi sattığını, parayı kullandığını, kendine yeni bir hayat kuracağını ve kendisini aramaması" konusunda gönderdiğini iddia ettiği e-posta dökümü dosya arasına alınmalı, söz konusu gönderinin “delil başlangıcı” niteliğine haiz olup olmadığı değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre bir karar verilmelidir....

    -KARAR- Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde tenkis isteğine ilişkin olup mahkemece mirasbırakan ... ... tarafından davalı oğullarına yapılan temliklerin 01.04.1974 tarih 1/2 Sayılı İnançları Birleştirme Kararı uyarınca mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu belirlenerek davanın kabul edilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalıların bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine. Ne varki, davada pay oranında iptal- tescil istenildiği ve anılan istek doğrultusunda kabul kararı verildiğine göre taşınmazın dava tarihi itibariyle keşfen saptanan ve davacının miras payına isabet eden değer üzerinden (20.210,00-TL) üzerinden 1.200,00....

      HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine karar verilmiş, davacı ve davalı ... vekilinin istinafı üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7....

        HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine karar verilmiş, davacı ve davalı ... vekilinin istinafı üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7....

          İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece "...davacı taşınmazın bedelinin yarısının kendisi yarısının da davalı tarafından birlikte ödendiğini ancak kardeş olmaları sebebiyle aradaki güvene dayalı olarak davalı adına tescil edildiğini ileri sürmüş olup, bu iddia nam-ı müstear niteliğinde inançlı işleme dayanmakta olduğundan yukarıdaki açıklamalara göre mutlak surette yazılı delil ile ispatı mümkündür. Davacı taraf her ne kadar dosyaya bir takım fotoğraf ve ses kayıtları sunmuş ise de söz konusu kayıtlarda aralarında konuşma geçen kişinin davalı olduğu anlaşılmadığı gibi bu veirlerin ne şekilde elde edildiklerinin anlaşılamadığı ve içerikleri itibarıyla da taraflar arasındaki inançlı işlemin varlığına dair bir muhtevasının da bulunmadığı anlaşılmıştır. Öte yandan inançlı işleme dayalı davada, yazılı delil ya da delil başlangıcının olmadığı durumlarda ispat ancak ikrar ya da yemin gibi kesin delillerle mümkün olacaktır. Yargıtay 1.H.D.'...

          DELİLLER: Tapu kaydı, kredi sözleşmesi, keşif, bilirkişi raporu, tanık beyanları ve tüm dosya kapsamı. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, inançlı işleme dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. İnançlı işlemler, inananın teminat oluşturmak veya yönetilmek üzere malvarlığı kapsamındaki bir şey veya hakkını, inanılana devretmesi ve inanılanın da inanç anlaşmasındaki koşullara uygun olarak inanç konusu şeyi kullanmasını, amaç gerçekleştiğinde ise belirlenen şekilde inanana iade etmesini içeren işlemlerdir. İnançlı bir işlem ile inanan, sahibi olduğu bir mülkiyet veya alacak hakkını inanılana kazandırıcı bir işlemle devretmekte ancak borçlandırıcı bir sözleşme ile de onu bazı yükümlülükler altına sokmaktadır. İnançlı işlemin taraflarını, inanan ve inanılan oluşturur. Bir hakkı ya da nesneyi, güvendiği bir kişiye inançlı olarak devreden kimseye "inanan" adı verilir....

          Gerekçe ve Sonuç: HMK'nın 355. maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede; Dava, inançlı işleme dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün olmazsa bedele ilişkindir....

          Dava konusu taşınmazın tapu kaydı ve devir evrakının yapılan incelemesinde, 18.11.1982 tarihinde davalıya dava dışı Şakir Boşnak isimli şahıstan 2000/11583 'lük hisse devrinin yapıldığı, taşınmazda halen davalı adına 116704/675891'lik hissenin kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır. Devir evrakının yapılan incelemesinde, dava konusu taşınmazın davacı adına geçmeksizin doğrudan üçüncü kişiden satın alma yöntemiyle davalı adına tescil edilmiş olduğu görülmektedir. Az yukarıda da bahsedildiği üzere, davacı tarafça dava dilekçesi inançlı işleme, cevaba cevap dilekçesi hileye, istinaf dilekçesi içeriği ise hem hileye hem de inançlı işleme dayalı olarak hazırlanmış olduğundan eldeki davanın hile ve inançlı işlem nedenine dayalı tapu iptali tescil talebine yönelik olduğu değerlendirilmiş olup istinaf incelemesi bu çerçevede yapılacaktır....

          (Eraslan Özkaya, İnançlı İşlem ve Muvazaa Davaları, 2020, s.42, 43) Dava dilekçesinin içeriği ve iddiaların ileri sürülüş biçiminden dava inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. 05.02.1947 tarihli 20/6 sayılı İnançları Birleştirme Kararı uyarınca, inançlı işleme dayalı iddianın, şekle bağlı olmayan yazılı delille kanıtlanması gereklidir. Şayet ispat külfeti kendisinde olan tarafın yazılı bir belgesi yok ise ancak taraflar arasında gerçekleştirilen mektup, banka dekontu, yazışmalar gibi birtakım belgeler var ise bunların delil başlangıcı sayılacağı ve iddianın her türlü delille kanıtlanmasının olanaklı hale geleceği sabittir. Şayet delil başlangıcı sayılacak böylesi bir olgu da bulunmuyor ise iddia sahibinin son başvuracağı delil, dayanmış ise karşı tarafa yemin teklif etme hakkıdır. Somut uyumazlıkta inançlı işleme dair yazılı bir sözleşme sunulabilmiş değildir....

          Somut olayda, davacı tarafından davalılar aleyhine dükkân satış sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde rayiç değerin tahsili, olmadığı taktirde ödenen bedelin denkleştirici adalet ilkesi gereğince tahsili istemine ilişkin terditli dava açılmış olup mahkemece davacının davalılar T3 ve T4 aleyhine açmış olduğu tapu iptali ve tescil davasının reddine, davacının tazminata yönelik talebinin ise T4 yönünden kabulü ile dava dilekçesi ve ıslah dilekçesi dikkate alındığında 10.000,00 TL'nin dava tarihi olan 10/08/2016 tarihinden bakiye kalan 46.250,00 TL'nin ıslah tarihi olan 04/10/2018 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte T4tan tahsiline karar verilmiş, davalı T3 hakkında alacak davası yönünden her hangi bir hüküm kurulmamıştır. Bu yönden karar hatalıdır. Mahkemece davalı T3 hakkında alacak istemi hakkında olumlu olumsuz bir karar tesis edilmemesi usul ve yasaya aykırı olup açıkça kamu düzenine aykırılık teşkil etmektedir....

          UYAP Entegrasyonu