Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

tahrifat iddiaları bir yana borca itirazları da nazara alınarak tespit ve değerlendirme yapılmasının zorunlu olduğunu, HMK'nun 266. maddesi gereğince senedin düzenlendiği tarihte yürürlükte olan kanun hükümleri nazara alınmak suretiyle bilirkişi raporu alınmasının usul ve yasaya uygun olacağını, davacının borca itiraz talebinin kısmen reddine dair mahkeme kararının eksik inceleme ve hatalı değerlendirmeye dayandığını beyanla istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve borca itirazın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....

Davalı vekili cevap dilekçesinde; ödeme emri tebliğ edilmeden ve yasal itiraz süresi başlamadan yapılan itiraz ve şikayet başvurusunun dinlenemeyeceğini, banka bilgilerinin takip talebi ve ödeme emrinde mevcut olduğunu, takibe konu çekin şirket yetkilisince imzalanarak borca karşılık verildiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkeme; ödeme emrinde icra müdürlüğüne ait hesap bilgilerinin yer almaması nedeniyle ödeme emrinin iptaline karar verildiği, ödeme emrinin iptaline karar verilmesi nedeniyle diğer itiraz nedenleri incelenmemiş ise de, ödeme emrinde icra müdürlüğüne ait hesap bilgilerinin yazılı bulunduğunun gerekçeli karar yazımı aşamasında fark edildiği, ancak kısa karar taraflara tebliğ edildiğinden hükmün kanun yoluna başvurularak düzeltilebileceği gerekçesiyle şikayetin kabulüne, ödeme emrinin iptaline karar vermiştir....

İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 26/11/2019 NUMARASI : 2019/641 ESAS - 2019/1119 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz ( İmzaya veBorca İtiraz) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı İcra Hukuk Mahkemesince verilen karara karşı davacı tarafından istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmakla; dosyadaki tüm kayıtlar okunup gereği düşünüldü; Davacı borçlu dava dilekçesinde özetle; hakkında başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte imzaya ve borca itiraz ettiğini, borcun zamanaşımına uğradığını belirterek, takibin iptaline, kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

Davacı istinaf başvuru dilekçesinde özetle, senedin üzerindeki imzanın vekil edenine ait olmadığını, senedin sahte olarak tanzim edildiğini, imzaya ilişkin olarak eksik inceleme yapıldığını, takibe dayanak senedin sonradan doldurulduğunu, bu konuda vekil edeni tarafından şikayette bulunulduğunu, savcılık dosyası ve Fethiye 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/5 değişik iş sayılı dosyalarının sonucunun beklenmesi gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir. Dava İİK'nun 170. maddesi uyarınca açılmış imzaya itiraz ve İİK'nun 169/a maddesi uyarınca açılmış borca itiraz davasıdır. İlk Derece Mahkemesince Adli Tıp Kurumundan bilirkişi raporu aldırılmış, 23.02.2021 tarihli bilirkişi raporunda senet üzerindeki davacı borçlu T1 adına atılı imzanın davacı T1 eli ürünü olduğu tespit edilmiştir....

İcra Mnün 2021/19212 esas sayılı dosyasında kambiyo senedine özgü takip başlatıldığını, takibin yetkisiz icra dairesinde açıldığını, borçlunun yerleşim yeri bakımından Bakırköy İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğunu, ayrıca takibe konu senetteki imzaya itiraz ettiklerini, imzanın sahte olduğunu, borca ve faize , tüm ferilere de itiraz ettiklerini söyleyerek yetki itirazının kabulü ile Bakırköy İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğunun tespitine , borca ve imzaya itirazın kabulüne, davalı aleyhine tazminat ve para cezasına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; yetki itirazının reddi gerektiğini, bonoda Küçükçekmece İcra Dairelerinin yetkili olduğunun yazdığını, imzaya yönelik itirazı kabul etmediklerini söyleyerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir....

, borca ve tüm ferilerine itiraz ettiğini şikayetinin kabulü ile tebliğ tarihinin 20/05/2018 tarihi olarak kabul edilmesini talep etmiştir....

, aslında bu imzanın adı geçen T10'ın imzası da olabileceğini, bu nedenle imzaya açıkça itiraz ettiklerini ve yine ayrıca müvekkil şirket kayıtlarına göre davacının borcunun dahi olmadığından borca da itiraz ettiklerini, bu çerçevede takibin iptaline, ödeme emrinin iptaline, davalı aleyhine tazminata hükmolunmasını talep etmiştir....

İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı istinaf başvuru dilekçesinde özetle, tarafına çıkartılan tebligat eline ulaşamadığından, duruşmaya katılamadığını, usulsüz tebligat nedeniyle mahkemenin işin esasına girmeden ve usulden red kararının isabetli olmadığını, duruşmaya katılmaması gibi bir durum olamayacağını, 13/10/2021 tarihli 2. celseye katıldığını, fakat tarafına bir sonraki duruşma için tebligat gelmediğinden ve tarafına bu duruşmanın tutanağı verilmediğinden, sonraki celselere istemeden ve celse tarihlerini bilmediğimden dolayı davanın müracaata kaldığını, bu duruma itiraz ettiğini, kararın yasaya ve usule aykırı olduğunu belirterek, kararın bozulmasını istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 169/a. maddesi uyarınca borca itiraz ve İİK'nın 170. maddesi uyarınca imzaya itiraz istemine ilişkindir....

İTİRAZ VE ŞİKAYET Borçlu İcra Mahkemesine başvurusunda; komşuya haber verilmeden, kapıya bildirim asılmadan doğrudan muhtara yapılan ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğunu, tebliğden 14.01.2021 tarihinde haberdar olduğunu, alacaklıya borcu olmadığını, senetteki imzaya, borca, faize, faiz oranına, tüm ferilerine, icra dairesinin yetkisine itiraz ettiğini belirterek ödeme emrinin ve takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Alacaklı cevap dilekçesinde; ödeme emri tebliğinin usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek süresinde açılmayan davanın öncelikle usulden reddine, mahkeme aksi kanaatte ise davanın esastan reddine karar verilmesini ve borçlu aleyhine tazminat ve para cezasına hükmedilmesini talep etmiştir. III....

    Davacı dava dilekçesinde; imzaya itirazının yanısıra icra dairesinin yetkisine, borca, senedin sonradan doldurulduğu iddiasına, kambiyo vasfının bulunmadığına yönelik itiraz ve şikayetlerini ileri sürmüş olup, Mahkemece davacının yalnızca imzaya itirazı incelenmek suretiyle diğer itiraz ve şikayetleri incelenmeksizin, karar verildiği anlaşılmıştır. O halde Mahkemece, davacının imzaya itirazı ile birlikte dava dilekçesinde bildirdiği sair itiraz ve şikayet nedenleri de incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değildir. Açıklanan nedenlerle, esasa ilişkin inceleme yapılmaksızın davacının istinaf başvurusunun kabulü ile Mahkeme kararının HMK'nın 353/1- a-6. bendi uyarınca kaldırılmasına, davacının imzaya itirazı ile birlikte sair itiraz ve şikayet nedenleri de incelenerek oluşacak sonuca göre yeniden karar verilmek üzere dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir....

    UYAP Entegrasyonu