para almadığını ve borcunun bulunmadığını, borca itiraz ettiğini, 2015 yılında bedelini ödeyerek şirketten bir apartman dairesi satın aldığını, ancak tüm borcu ödediğini, daireyi de 1 yıl içerisinde sattığını, dolandırıcılık ve sahtecilik işiyle karşı karşıya olduğunu belirterek borca, imzaya ve bonoya itirazlarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....
Somut olayda; örnek (10) numaralı ödeme emrinin borçluya 06.12.2012 tarihinde tebliğ edildiği, yapılan bu tebligata karşı itiraz dilekçesinde tebligat usulsüzlüğünün ileri sürülmediği, borçlunun 12.12.2014 tarihinde icra mahkemesine başvurarak imzaya itiraz ettiği görülmektedir. Mahkemece İİK'nun 168/4. maddesi gereğince itirazın yasal 5 günlük sürede yapılmadığı imzaya ve borca itirazın süre aşımından reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasının incelenerek sonuca gidilmesi yerinde değil ise de, sonuçta istem reddedildiğinden mahkeme kararı sonucu itibariyle doğrudur Ancak; istemin süre yönünden reddine karar verilmesi halinde borçlunun tazminat ve para cezası ile sorumlu tutulmasının isabetsiz olduğu anlaşıldığından kararın belirtilen nedenlerle bozulması gerekir ise de, yapılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir....
gerekçesiyle imzaya ve borca itirazın süresinde olmadığından reddine karar verildiği görülmektedir....
Somut olayda, davacının borca ve imzaya itirazı nedeniyle yargılama sırasında takip geçici olarak durdurulmadığından, davacının borca ve imzaya itirazının reddine karar verilmesi nedeniyle davacı borçlu aleyhine tazminata karar verilmesi mümkün değildir. Açıklanan nedenlerle, istinaf sebepleri ile sınır olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucunda mahkemenin tazminatın reddine dair verdiği karar doğru görüldüğünden, davalının istinaf başvurularının esastan reddine karar vermek gerekmiştir....
Davacı/borçlu vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde ödeme emrinin usulsüzlüğü şikayeti ile birlikte imzaya ve borca itiraz ettiklerini, borca ve imzaya itirazları da olduğu halde dosya üzerinden karar verildiğini, dosyanın duruşmalı olarak incelenmesi gerektiğini, kararın bu yönüyle hukuka aykırı olduğunu, sadece icra ceza dosyasından yapılan tebligatın yeterli görülüp icra dosyasından ödeme emrinin usulüne göre tebliğ edilmemesinin düşünülemeyeceğini, ödeme emrinin tebliğ edilmesi halinde borçlunun cebri icra yoluna kim tarafından, ne suretle ve miktarda maruz kaldığını bilebileceğini, ceza dosyasının da takibe ilişkin olmayıp çeke ilişkin olduğunu, icra dosyası ile bağı ve bağlantısı bulunmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Davacının başvurusu, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte, ödeme emri tebliğinin usulüzlüğü şikayeti ile birlikte imzaya ve borca itiraz davasıdır. İlk derece mahkemesince; davacı/borçlunun İstanbul Anadolu 14....
İcra Müdürlüğü 2017/26173 E sayılı icra dosyasına yönelik olarak imzaya ve borca itiraz etmiş olup, 22/10/2019 tarihli duruşmada imzaya itiraz etmişlerse de; imza itirazları bulunmadığını ve borca “itfa” sebebiyle itiraz ettiklerini beyan etmiştir. Davacıya itfa iddiasına ilişkin belgeleri sorulmuş ancak dosyaya ibraz etmemiştir. Dosya mevcut durumu ile Bilirkişiye tevdi edilmiş ve 02/11/2020 tarihli raporda faiz isteminde 232,06 TL fazlalık olduğu ve takipten sonra işletilecek faiz oranının %10,50 TL istenmiş ise de 9,75 olması gerektiği belirtilmiş olmakla Mübrez rapor hüküm kurmaya elverişli bulunmuş , Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile; 24....
İlk derece mahkemesince, Dairemizin kaldırma kararı sonrasında tebliğ mazbatasına yönelik imza incelemesi yapılarak sonuca gidilmiş, ancak, davacı tarafın takibe dayanak belgedeki imzaya itirazı yönünden herhangi bir inceleme yapılmamıştır. Yani, davacı tarafça, dava dilekçesinde usulsüz tebliğ şikayeti, borca ve imzaya itiraz isteminde bulunulduğu halde mahkemece davacının kambiyo takibindeki dayanak belgeye ilişkin imzaya itiraz istemi hakkında olumlu ya da olumsuz herhangi bir değerlendirmede bulunulmamış ve hüküm kurulmamıştır. Yukarıda belirtilen usuli eksiklik kamu düzenine ilişkin esaslı hata niteliğinde olup, HMK 'nun 355....
nın 355. maddesine göre istinaf incelemesinin dilekçede belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılabileceği, davacı borçlu tarafından kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibinde yetki itirazı ile birlikte imzaya ve borca itiraz nedeniyle mahkemeye başvurulduğu, yetki itirazının öncelikle çözümlenmesi gereken itiraz olup yetki itirazının kabulüne karar veren icra mahkemesinin bu kararında alacaklı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedemeyeceği, zira icra mahkemesinin esasa ilişkin bir karar vermediği, borca ve imzaya itirazın yetkili icra müdürlüğünde ödeme emri tebliğinden sonra ileri sürülmesi halinde yetkili icra müdürlüğünün bağlı olduğu icra mahkemesinde değerlendirilebileceği, imzaya ve borca itirazın değerlendirilmesi sonucunda yukarda belirtilen koşulları taşıyorsa davalı alacaklı aleyhine tazminata hükmedilebileceği, icra mahkemesinde takip edilen dava ve duruşmasız işlerde maktu vekalet ücretine hükmedileceği öngörülmüş olup mahkemece takdir edilen vekalet ücreti...
Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte imzaya ve borca itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddi ile davacı aleyhine para cezasına hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Kararın borçlu tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı borçlu tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Davacı borçlu ciranta vekili itiraz dilekçesinde; takibe konu 15 adet bonoda yer alan ciro imzalarının borçluya ait olmadığını, borcunun bulunmadığını ileri sürerek borca ve imzaya itirazlarının kabulünü talep etmiştir. II....
DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı ilk derece mahkemesi kararının Dairemizce istinaf yoluyla tetkikinin istenmesi üzerine, bu işle ilgili dosya mahallinden Dairemize gönderilmiş olup, dosya içerisindeki tüm bilgi ve belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü; Davacı dava dilekçesinde özetle; icra dosyasından tarafına kefil olarak ödeme emri düzenlenerek gönderildiğini, icra takibine konu edilen senet metnini incelediğinde böyle bir borcunun olmadığını ve senet metnindeki imzanın da tarafına ait olmadığını, takibe konu senet metnindeki imzaya, borca ve ferilerine itiraz etmek için mahkemeye başvurma zorunluluğu dogduğunu, Yapilacak imza incelemesi sonucu imzanın tarafına ait olmadığının ortaya cıkacağını, itirazın imzaya olması sebebiyle takibin geçici olarak durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....