İcra Müdürlüğü’nün 2017/3931 esas sayılı dosyasından takibe konu senetteki imzanın ve alacak miktarının şirketin tek ortağı ve yetkilisi olan Medine Çapkın’a ait olmadığını, yapılacak inceleme ile imzaların Medine Çapkın’a ait olmadığının anlaşılacağını, başka bir üçüncü kişinin senet düzenleme yetkisi bulunmadığını, senette şirkete ait kaşe de bulunmadığını, anılan nedenlerle imzanın müvekkiline ait olmaması sebebiyle imzaya itirazın kabulü ile borca ve borcun tüm ferilerine itiraz etmekle birlikte borçlu müvekkili yönünden takibin tedbiren durdurulmasına, davalı aleyhine asıl alacak üzerinden % 20 oranında hesaplanacak tazminata ve yine alacaklının alacağın % 10’u oranında para cezasına mahkumiyetine karar verilmesini talep etmiştir....
Mahkeme dosya üzerinden yaptığı inceleme sonucunda; takibin kambiyo senetlerine özgü takip olduğu, İİK'nın 171. maddesine göre itiraz süresinin 5 gün olduğu, ödeme emrinin davacı borçluya 21/02/2020 tarihinde tebliğ edildiği, eldeki davanın ise 28/02/2020 tarihinde 5 günlük itiraz süresi dolduktan sonra açıldığı gerekçesiyle süresinde olmayan itirazın reddine karar vermiştir....
O halde mahkemece borçlunun imzaya ve borca itirazlarının incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İİK.nun 170. maddesinde ise imzaya itiraz düzenlenmiş olup, anılan madde gereğince imzaya itirazın da duruşma açılarak incelenmesi zorunludur. Somut olayda başvuru, borca ve imzaya itiraz niteliğinde olup, anılan maddeler gereğince mahkemece mutlaka duruşma açılmalı ve itiraz duruşmalı olarak incelenmelidir. Dosya üzerinde yapılan inceleme ile sonuca gidilemez. O halde mahkemece, duruşma açılarak ve varsa tarafların gösterecekleri deliller toplanarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, dosya üzerinde yapılan inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı vekili tarafından, borçlu hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine geçildiği, borçlu vekilinin, imzaya ve borca itiraz ederek, takibin iptali talebi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece,borçlunun icra dosyasına sunduğu 28.01.2015 havale tarihli beyan dilekçesi tarihine göre, itirazın süresinde yapılmadığı gerekçesi ile reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.İİK.nun 168/4.maddesi gereğince; imzaya itirazın, ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş gün içerisinde açıkça bir dilekçe ile icra mahkemesine sunulması zorunludur....
İcra Müdürlüğünün 2019/3267 Esas sayılı takip dosyasında 19/03/2019 tarihli takibin iptaline karar vermek gerekmiştir. Kambiyo senetlerine mahsus takip usulünde imzaya itiraz İİK’nın 170. maddesi delaletiyle aynı Kanun’un 168, IV maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre borca ve imzaya karşı yapılacak itirazın beş gün içinde yapılması gerekir. Davacı borçlular takibe konu senetteki imzanın kendilerine ait olmadığını belirterek imzaya itiraz etmiştir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -KARAR- Davacı vekili, davalı hakkında takibe konu faturalarda belirtilen borcu ödemediğinden başlattıkları icra takibinin davalının borca, faizi ve imzaya itirazı üzerine durduğunu bildirerek, itirazın iptali ile takibin devamına, % 40 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı duruşmalara katılmadığı gibi cevapta vermemiştir. Mahkemece toplanan delillere göre, davacı defterleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucu taraflar arasında 7.7.2006 ile 18.9.2006 tarihlerini kapsayan dönemde ticari ilişki kurulduğu, bilirkişi raporuna göre davacının davalıdan 7.693.82....
İcra Müdürlüğünün .../... esas sayılı dosyasına yapılmış olan borca ve ferilerine ve imzaya ilişkin itirazın iptali ile %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: ... İcra Müdürlüğü'nün .../... esas sayılı takibi ile vekil eden ... hakkında, müteveffa ... ... tarafından ilamsız icra takibine girişildiğini, yasal süresi içerisinde taraflarınca borca ve imzaya itiraz edilerek takibin durdurulduğunu, akabinde, alacaklının vefatı üzerine, mirasçılar tarafından işbu davanın açıldığını, faturada yer alan imzaların, ...'...
Borçlunun başvurusu bu hali ile İİK'nun 168/4. maddesine dayalı imzaya itiraz niteliğindedir. Bu durumda, itiraz hakkında İİK'nun 170. maddesinin uygulanması gerekmekte olup; anılan maddenin 3. fıkrasında “İtirazın kabulü kararı ile takip durur” hükmüne yer verilmiştir. Mahkemece, borçlunun imzaya itirazı kabul edildiğine göre, İİK'nun 170/3. maddesi uyarınca; borçlu hakkındaki takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. O halde, itiraza konu imzanın borçlunun eli ürünü olup olmadığı kesin olarak tespit edilemediğinden, mahkemece, borçlunun imzaya itirazının kabulü ile icra takibinin durdurulmasına, hükme esas alınan raporlarda imzanın aidiyeti hususunda kesin kanaat belirtmediğinden, davalı alacaklının tazminata ve para cezasına mahkum edilmemesine karar verilmesi gerekir....
Davacı vekili dava dilekçesinde imzaya itiraz ile birlikte borca itiraz ettiklerini de belirtmiş olduğu halde, ilk derece mahkemesi tarafından sadece imzaya itiraz yönünden değerlendirme yapıldığı, borca itiraz yönünden değerlendirme yapılmadığı anlaşılmıştır. Mahkemece bu hususta bir değerlendirme yapılmamış olması, olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi HMK.'nun 297/2. maddesinin açık hükmüne aykırıdır. Dairemizce yapılan değerlendirmelere göre; yukarında belirtilen sebeplerle yargılama işlemlerinin eksik bırakıldığı anlaşıldığından, davacı borçlu vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, Kayseri 4....