İİK'nun 58-61. maddeleri uyarınca ödeme emri iptal edildikten sonra borçluya yeniden ödeme emri tebliğ olunmuş ve borçlular süresinde imzaya ve borca itiraz etmiştir. Yeni ödeme emrinin tebliği ile birlikte borçluların borca ve imzaya itiraz hakkı yeniden doğar. Kaldı ki; İcra Hukuk Mahkemesi 2014/506-523 sayılı kararında ödeme emri iptal edilmiş olup sair itirazlar da incelenmemiştir. O halde mahkemece, 12.12.2014 tebliğ tarihine göre süresinde olan itirazın esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçe ile ve süre aşımı nedeniyle istemin reddi isabetsizdir. SONUÇ : Borçluların temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İİK'nun 170/a maddesi gereğince icra mahkemesi, müddetinde yapılan şikayet veya itiraz dolayısıyla, usulü dairesinde kendisine intikal eden işlerde takibin müstenidi olan kambiyo senedinin bu vasfı haiz olmadığı veya alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunmadığı hususlarını re'sen nazara alarak bu fasla göre yapılan takibi iptal edebilir. Buna göre borçlunun İİK'nun 168. maddesinde yazılı yasal 5 günlük sürede borca yada imzaya itiraz etmesi veya zamanaşımı itirazında bulunması durumunda, takip konusu belgenin kambiyo senedi vasfını haiz olmadığının ve dolayısıyla alacaklının kambiyo senetlerine özgü yol ile takip hakkının bulunmadığının tespit edilmesi halinde, diğer itiraz nedenleri incelenmeksizin İİK'nun 170/a maddesi uyarınca re'sen takibin iptaline karar verilmesi gerekir. Somut olayda, takip dayanağı bononun ön yüzünde ''bu senet ......
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/1795 KARAR NO : 2023/817 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 02/02/2022 NUMARASI : 2021/16 ESAS, 2022/77 KARAR DAVA KONUSU : BORCA VE İMZAYA İTİRAZ KARAR : İzmir 2. İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/16 Esas, 2022/77 Karar sayılı dosyasında verilen davanın açılmamış sayılması kararına karşı, davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilen ve heyetçe incelenen dosyada; İSTEM : Davacı dava dilekçesinde özetle, İzmir 22. İcra Müdürlüğünün 2020/10738 Esas sayılı icra takibine konu 2 adet senetteki imzanın kendisine ait olmadığını, böyle bir borcunun bulunmadığını, borca, faize ve tüm fer'ilerine itiraz ettiğini belirterek, takibin iptaline karar verilmesini istemiştir....
Davacı dava dilekçesinde; imzaya itirazının yanısıra icra dairesinin yetkisine, borca, senedin sonradan doldurulduğu iddiasına, kambiyo vasfının bulunmadığına yönelik itiraz ve şikayetlerini ileri sürmüş olup, Mahkemece davacının yalnızca imzaya itirazı incelenmek suretiyle diğer itiraz ve şikayetleri incelenmeksizin, karar verildiği anlaşılmıştır. O halde Mahkemece, davacının imzaya itirazı ile birlikte dava dilekçesinde bildirdiği sair itiraz ve şikayet nedenleri de incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değildir. Açıklanan nedenlerle, esasa ilişkin inceleme yapılmaksızın davacının istinaf başvurusunun kabulü ile Mahkeme kararının HMK'nın 353/1- a-6. bendi uyarınca kaldırılmasına, davacının imzaya itirazı ile birlikte sair itiraz ve şikayet nedenleri de incelenerek oluşacak sonuca göre yeniden karar verilmek üzere dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir....
Borçlunun icra mahkemesine başvurusu, İİK.nun 168 ve 169. maddeleri kapsamında itfa nedenine dayalı borca itiraz niteliğinde olup, itirazın incelenme yöntemi aynı Kanun’un 169/a maddesinde düzenlenmiştir. Anılan maddenin 1. fıkrası uyarınca itfa itirazının resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat edilmesi gerekir. Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre, sunulan ödeme belgesinin takip konusu senetten doğan borca ilişkin olarak verildiğinin kabul edilebilmesi için, belgede, takip dayanağı senede açıkça atıf yapılması zorunludur. Somut olayda, borçlunun itirazına dayanak yaptığı bila tarihli ve alacaklı ...'un adı ve imzası bulunan belgede “30.08.2007 vadeli 6.500 YTL senedi borçlu adına ten nakten senet karşılığını teslim aldım. Hiçbir borcum kalmamıştır.” yazılı olduğu, ödeme belgesinde takip konusu bonoya açık atıf bulunduğu ve alacaklının belge altındaki imzaya ve belge içeriğine itiraz etmediği görülmüştür....
Tekstil Limited Şirketi’nin kurulmasından sonra çeklerin sanık ... tarafından mağdur ...’ye alınan mal karşılığında verildiği, çekin bankaya ibrazında karşılıksız çıktığı, çekte keşideci şirket yetkilisi olan sanık ...’ın imzaya ve borca itiraz ettiği, böylece sanıkların farklı bir imza atarak ya da başkasına attırarak suça konu çekleri mağdura verip ödeme yapmayarak ve imzaya ve borca da itiraz etmek suretiyle resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarını işlediklerinin iddia edildiği olayda, Sanık ... aşamalarda değişmeyen ifadesinde suçlamaları kabul etmeyerek şirketin resmi olarak kendi adına olduğunu; fakat şirketle ilgili tüm işlemlerin diğer sanık tarafından yürütüldüğünü, suça konu çekle ilgili olarak bir işlem yapmadığını ve çeki alıp mal veren mağduru tanımadığını belirttiği, mağdurun da sanık ...’ı tanımadığını, kendisinin sanık ... ile muhatap olduğunu ve bu sanıkla aralarındaki cari hesap ilişkisi gereğince biriken borca karşılık olarak çek verildiğini belirttiği...
DAVA KONUSU : İmzaya İtiraz KARAR : İlk derece mahkemesi tarafından verilen karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı-alacaklı tarafından müvekkili aleyhinde toplam 12.784,59 TL bedelli 22/10/2018 tanzim, 07/01/2019 vade tarihli, 07/01/2019 faiz başlangıç tarihli, 12.500,00 TL'lik bonoya dayalı olarak icra takibine girişildiğini, ödeme emrinin 15/02/2019 tarihinde taraflarına tebliğ edildiğini işbu takipteki imzaya ve borca itiraz ettiklerini, İİK'nun 170. maddesinde aynen; "Borçlu,168 inci maddenin 4 numaralı bendine göre kambiyo senedindeki imzanın kendisine ait olmadığı yolundaki itirazını bir dilekçe ile icra mahkemesine bildirir..." denildiğini, bu sebeple müvekkiline ait olmayan takibe dayanak iş bu senetteki imzaya ayrıca ve açıkça itiraz ettiklerini,müvekkili şirketin temsilcisi olan Faruk Daştan'a ait olmadığını, müvekkili şirketin temsilcisinin imzalamadığı senet...
İİK'nun 68/1. maddesi gereğince; talebine itiraz edilen alacaklının takibi, imzası ikrar veya noterlikçe tasdik edilen borç ikrarını içeren bir senede yahut resmi dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde ve usulüne göre verdikleri bir makbuz veya belgeye müstenit ise, alacaklı itirazın kaldırılmasını isteyebilir. Somut olayda alacaklının takibine dayanak yaptığı "Alacağın Temliki, Sulh, İbra ve Feragat Sözleşmesi" başlıklı belgenin; kayıtsız şartsız, belirli bir para borcu ikrarını içerdiği görülmüştür. Borçlu ödeme emri tebliği üzerine yasal sürede belge altındaki imzaya da itiraz etmediğine göre anılan sözleşmenin İİK'nun 68. maddesinde sayılan belgelerden olduğunun kabulü gerekir. O halde mahkemece, işin esasının incelenerek sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile alacağın varlığının yargılamayı gerektirdiğinden bahisle itirazın kaldırılması isteminin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Tüm dosya kapsamına göre, davacı aleyhine çek alacağından dolayı kambiyo senedine özgü takip başlatıldığı, davacı keşidecinin imzaya itiraz ettiği, imzaya itiraz yönünden ilk derece mahkemesince bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, alınan bilirkişi raporuna davacı tarafın itiraz ettiği, yeniden bilirkişi incelemesi yapılmasını talep ettiği, 10/10/2019 tarihli celsede davacı tarafın itirazları dikkate alınarak dosyanın imza incelemesi yaptırılmak üzere üçlü bilirkişiye verilmesine, bilirkişi ücreti olarak toplam 1.200,00- TL'nin 2 haftalık kesin süre içerisinde davacı tarafça yatırılmasına şeklinde ara karar oluşturulduğu, davacı tarafça süresi içerisinde bilirkişi ücretinin yatırıldığı, ilk derece mahkemesince 16/01/2020 tarihli celsede süresi içerisinde takdir edilen bilirkişi ücretinin yatırılmadığından bahisle yeniden rapor alınması yönündeki talebin reddine karar verildiği, ancak davacı tarafın ara karar doğrultusunda bilirkişi...
Borçlunun icra mahkemesine başvurusu İİK'nın 169. maddesi uyarınca, borca itiraz niteliğinde olup, borca itirazın İİK'nın 169/a maddesi gereğince incelenmesi gerekmektedir. İİK'nın 169/a maddesi uyarınca; borca itiraz halinde, borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin, resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat külfeti borçlulara aittir. HGK'nın 14/3/2001 tarih, 2001/12- 233 ve 20/6/2001 tarih, 2001/12- 496 sayılı kararlarında da benimsendiği üzere, dayanak belgenin hangi ilişkinin teminatı olduğu yazılı belge ile kanıtlanmalıdır. Buna göre belgede, takip dayanağı senede açıkça atıf yapılması zorunlu olup, açıkça atıf yapıldığının kabulü için, senedin, vade ve tanzim tarihleriyle miktarlarının belirtilmesi gereklidir....