DAVA KONUSU : İmzaya İtiraz KARAR : İlk derece mahkemesi tarafından verilen karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı borçlu vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili aleyhine üç adet bonoya dayanılarak İzmir 11....
İlk derece mahkemesince; usulsüz tebliğ şikayetinin süreden reddine, borca, yetkiye, imzaya ve ferilere itirazlara ilişkin davanın reddine, dair karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi kararına karşı; davacı vekili yasal süresi içerisinde istinaf talebinde bulunmuş, gerekli harçlar yasal süresinde yatırılmıştır....
GEREKÇE: Uyuşmazlık, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte usulsüz tebligat şikayeti ile imzaya ve borca itiraz ile takibin iptali talebine ilişkindir. Hatay İcra Dairesinin 2016/3237 esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı Türk Ekonomi Bankası A.Ş. tarafından borçlu T6 Sanayi Taşımacılık Ticaret Limited Şirketi, T5 ve T1 hakkında 05/02/2016 tarihinde kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla 23.001,10 TL'nin tahsili için takip başlatıldığı, ödeme emrinin 23/11/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davanın 29/11/2016 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır. Davalı vekili tarafından sunulan süre tutum dilekçesi ile mahkeme kararının tebliğinden itibaren gerekçeli istinaf dilekçesi ibraz edileceği belirtilmiş, mahkemece gerekçeli kararın 16/11/2019 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen ayrıntılı istinaf dilekçesinin verilmediği anlaşılmıştır. İİK.nın 366. maddesinde, istinaf ve temyiz incelemelerinin HMK'ya göre yapılacağı hükme bağlanmıştır....
itiraz ettiklerini, davacını imza örneklerinin ilgili kurumlardan celbini talep ettiklerini, bilirkişi incelemesi sonucunda da imzanın müvekkile ait olmadığının anlaşılacağını belirterek imzaya itirazların kabulüne, takibin davacı yönünden durdurulmasına ve iptaline, asıl alacağın %20′ sinden aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Davacının usulsüz tebliğe ilişkin şikayeti mahkemece kabul görmüş olup davalı-alacaklının bu yöndeki hükme açık bir istinafı yoktur. Alacaklı mahkemenin fotokopi üzerinden hüküm kurduğunu, bunun yanlış olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemektedir. Kendisi çekin aslını değil fotokopisini sunmuştur. Mahkeme iade kararımız sonrası titizlikle araştırma yaptığı gibi alacaklıya da varsa çekin aslını sunması için ziyadesiyle süre tanımıştır. Mahkeme hakiminin makul sürede yargılama yapma yükümlülüğü bulunduğu da göz önüne alındığında artık mevcutlarla sınırlı olarak hüküm kurmasında bir usulsüzlük yoktur. Dolayısıyla eksik inceleme yaptığından da bahsedilemeyecektir. İcra dosyasına sunulan fotokopi ile alacaklının elinde bulunan fotokopinin farklı olduğu görülmektedir. Müdürlük takip açıldıktan sonra çek aslının verildiğini ve fotokopi ile takibin başlatıldığını bildirmiştir. Davacının İİK 167/2. fıkraya yönelik açık bir şikayeti de bulunmamaktadır....
Diğer taraftan takip dayanağı bonodaki imzaya davacı tarafından itiraz edilmemiştir. Açılan davada da takip dayanağı bononun lehdarının takip alacaklısı olmayıp başka biri olduğu, bu kişinin isminin tahrifat ile T4 dönüştürüldüğü iddiasında bulunulmamıştır. Bu durumda lehdar hanesindeki ilk E'nin büyük, ikincinin küçük harf ile yazılması tahrifat olduğunu göstermez. Kambiyo senetleri sebepten soyuttur. İİK'nun 169/a maddesi uyarınca; borca itiraz halinde, borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin, resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile davacı borçlu tarafından ispatı gerekeceğinden ve yapılan yargılamada bu yönde delil sunulmadığından mahkemece davanın reddine karar verilmesinde yasaya aykırılık bulunmamaktadır....
Davacı borçlunun imzaya itirazı incelenmiş ve bu yönde davacıya ait kurumlardan toplanan samimi imza örnekleri toplanıp, mahkeme huzurunda davacı tarafından atılmış imza ve yazı örnekleri ile birlikte, imzanın davacının el ürünü olup olmadığının tesbit ve değerlendirilmesinin yapılması için dosya kül halinde bilirkişiye tevdi edilmiştir....
Davacının 103 davetiyesi öğrendiğini bildirdiği tarihten evvel öğrendiğine ilişkin dosya içinde başkaca bir bilgi ve belgenin bulunmadığı hususu da dikkate alınarak davacının 103 davetiyesinin usulsüz tebliğ şikayetinin kabulüne, 103 davetiyesinin tebliğ tarihinin ıttıla tarihi 11/02/2021 olarak belirlenmesine karar vermek gerekmiştir..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, Şikayetin kısmen kabulüne, İstanbul Anadolu 17.İcra Müdürlüğünün 2021/79 Esas sayılı dosyasında davacıya gönderilen 103 davetiyesinin tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 11/02/2021 olarak düzeltilmesine, ödeme emrinin usulsüz tebliğ şikayeti ile imzaya ve borca itirazın reddine karar verildiği görülmüştür....
Bu şekilde atılan imzaya veya parafa itiraz halinde, mahkemece, yöntemince imza incelemesi yapılmalıdır. Düzeltmenin onaylı olmaması veya imzanın keşideciye ait olmadığının anlaşılması halinde, düzeltme yok hükmünde olup, senedin düzeltme öncesi durumuna göre değerlendirme yapılır. Borçlu tarafından, değişiklik yanındaki imzaya (parafa) itiraz edilmesi ve bu itirazın sabit olması halinde, çekin TTK'nun 796. ve 808. maddelerinde öngörülen yasal süreden sonra ibraz edildiği anlaşılırsa, mahkemece, İİK'nun 170/a-2. maddesi uyarınca takibin iptaline karar verilebilecektir. Çek, keşideci tarafından düzenlenmiş olduğundan, çek üzerindeki çıkıntı ve değişikliklerin keşideci tarafından paraf edilmesi gerekir. TTK'nun 796. ve 808. maddeleri gereğince; çekin yasal süresinde ödenmek üzere muhataba ibraz edilmesi zorunludur....
Açıkça itiraz ve şikayetten vazgeçilmeksizin, borcun cebri icra tehdidi altında ödenmesi itiraz ve şikayeti konusuz kılmaz. Her dava ve şikayet, davanın açıldığı (şikayetin yapıldığı) andaki şartlara göre değerlendirilir....