Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Dairesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından borçlu aleyhine başlatılan genel haciz yolu ile örnek 7 ilamsız icra takibinde; borçlu vekilinin takip dosyasına sunduğu 02.12.2019 tarihli itiraz dilekçesi ile taraflarına gönderilen ödeme emrini tebellüğ ettiklerini, borcun tamamına, faize, faiz oranına ve ferilerine itiraz ederek icra takibinin durdurulmasını talep ettikleri, itiraz üzerine İcra Müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiği, duran takibin devamı için alacaklının itirazın kaldırılması istemiyle İcra Mahkemesine başvurduğu, Mahkemece borçlunun senetteki imzaya itiraz etmediği yalnızca borca itiraz ettiği, bu haliyle...

    HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/1632 KARAR NO : 2022/1628 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : ŞEFAATLİ İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 24/02/2022 NUMARASI : 2021/9 ESAS 2022/3 KARAR DAVA KONUSU : İmzaya İtiraz KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararı aleyhine süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuş olmakla, HMK’nın 353. maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde işin gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline 19/09/2019 tarihinde tebellüğ edilen Şefaatli İcra Müdürlüğü'nün 2019/131 Esas icra takibi ödeme emrine dayanak bonodaki imzaya ve borca yasal süresi içinde itirazlarını sunduklarını, açılan takibin durdurulmasını, kambiyo senetlerine mahsus icra takibine konu bonodaki imzaya itirazının ve borca itirazının kabulünü, bono üzerindeki imzanın müvekkile ait olmadığını bilerek iş bu takibi başlatan kötü niyetli...

    yazılan müzekkere cevabı gereğince takip konusu senetlerde imzası bulunan Hüseyin Buğan'ın senetlerin tanzim tarihi itibariyle şirketlerin yönetim kurulu başkanı olduğu ve münferiden temsil ve ilzama yetkili olduğu anlaşıldığından davacıların borca itirazlarının reddine, yargılama aşamasında takip durdurulduğundan asıl alacağın %20'si olan 280.000,00 TL icra inkar tazminatının davacılardan alınarak davalıya verilmesinin yerinde olduğu, ancak dava dilekçesinde takibe konu senetlerdeki imzanın Hüseyin Buğan'a ait olduğu belirtilerek bu şahsın borçlu şirketler adına kambiyo evrakı düzenleme hak ve yetkisi bulunmadığının ileri sürülmesinin imzaya itiraz değil borca itiraz kapsamında olduğu anlaşılmış olup, mahkemece bu hususun imzaya itiraz olarak incelenmesi ve bilirkişi Dr....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf konusu, takip borçlusu tarafından açılan imzaya ve borca itiraz davasına ilişkindir....

    Borçlunun icra mahkemesine yaptığı başvurunun yasal dayanağı İİK'nun 168/4-5. maddeleri olup; adı geçenin yukarıda özetlenen isteği, niteliği itibarı ile imzaya ve borca itirazdan ibarettir. İmzaya ve borca itiraz ise Medeni Usul Hukuku anlamında bir dava olmayıp,takip hukukuna özgü belli koşullar altında icra takibinin durdurulmasına imkan veren yasal başvuru yollarıdır. Bu nedenle, dava dilekçesinin içeriği başlıklı HMK'nun 119. maddesinin imzaya ve borca itirazda uygulama alanı bulunmamaktadır. Diğer taraftan, İİK'nun 169/ a- 5. ve 170/3. maddelerinde borca ve imzaya itirazın kabulü kararı ile takibin duracağı hükme bağlandığı gibi, anılan maddelerde itirazın kabulü kararı halinde verilecek kararda yer alması gereken hususlar da açıkça belirtildiğinden borçlunun dilekçesinde talep sonucunu gösterip göstermemesinin bir önemi bulunmamaktadır....

      Sayılı dosyasının incelenmesinde; davacının T1 davalının T2 davanın İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz), dava tarihinin 06/08/2021 olduğu, davacının feragati nedeniyle 27/08/2021 tarihinde davanın reddine dair karar verildiği görülmüştür. Bu takip türünde İK’nun 168.maddesine göre borçlu borca, imzaya ve icra dairesinin yetkisine ilişkin itirazını 5 gün içerisinde icra mahkemesine yapmak zorundadır. Somut olayda borçlu/davacıya ödeme emri 05/08/2021 tarihinde bizzat imzası karşılığında tebliğ edilmiş ve borca itiraz süresi 10/08/2021 tarihinde dolmuştur. Davacı ise itiraz süresi dolduktan sonra 11/08/2021 tarihinde iş bu davayı açmış olup, dava süresinde değildir. Her ne kadar mahkemece kesin hüküm sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmiş ise de, itirazın süresinde olmaması sebebiyle davanın yine usulden reddine karar verileceğinden sonucu itibariyle davanın usulden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....

      -KARAR- Davacı vekili, müvekkilinden un satın alan davalının mal bedeline karşılık 3. kişiye ait çeki ciro ederek verdiğini, müvekkilinin çeki bankaya ibrazında çekin çalıntı olduğunu öğrendiğini, çekteki ciro imzasının davalıya ait olup, alacaklarını tahsil için giriştikleri icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini iddia ederek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına hükmolunmasını talep ve dava etmiştir. Davalı davaya cevap vermemiştir. Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delillere göre borca ve ödeme belgesindeki imzaya itiraz eden davalının usulüne uygun tebligata rağmen davayı takip etmediği, imza incelemesi için duruşmada hazır bulunmasına ilişkin meşruhatlı tebligata rağmen davalının duruşmaya gelmediği gibi cevapta vermediği, böylelikle imzayı kabul etmiş sayıldığı, davalının haksız ve kötüniyetle takibe itiraz ettiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

        Somut olayda; davacı şirket adına TK 21'e göre yapılan tebligat, Tebligat Kanunu Ve Tebligatın Uygulanmasına Dair Yönetmeliğe göre usulüne uygundur Davacı tarafından, borca ve imzaya itiraz davasının, ödeme emrinin tebliğinden itibaren, 5 günlük süre içinde açılması gerekmektedir. Tebligatın usulüne uygun olduğu, ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren 5 günlük süre içinde açılmadığı anlaşıldığından, mahkemece usulsüz tebliğ şikayetinin reddi ile imzaya itiraz davasının süreden reddine karar verilmesi gerekirken, davanın kabulüne karar verilmesi, hukuken yerinde değildir. Tüm bu nedenlerle davalının istinaf talebinin HMK: 353/1- b-3 maddesi gereğince kabulüne, mahkeme kararının ortadan kaldırılmasına, davacının tebliğ usulsüzlüğü şikayetinin reddine, borca ve imzaya itiraz davasının süreden reddine, dairemizce oy birliği ile karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Borca itiraz K A R A R Dava konusu uyuşmazlık, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipten kaynaklanan borca ve imzaya itiraza ilişkin olup, belirgin biçimde Dairemizin inceleme alanı dışında kalmakta ve niteliği bakımından Yargıtay Başkanlar Kurulu’nun 10.01.2013 tarih 1 sayılı Kararı ile hazırlanıp, Yargıtay Büyük Genel Kurulu’nun 21.01.2013 tarih 1 nolu Kararı ile kabul edilen ve 26.01.2013 tarih 28540 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (12.) Hukuk Dairesi’nin görevi cümlesinden bulunmakla, gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, 13.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacı ve davalının tacir olduğunu, TTK’nın 21. maddesinin 2. fıkrası hükmü ile faturanın özellikle tacirler arasında ifaya yönelik bir ispat aracı olduğunu, süresinde itiraz edilmediğini, içeriğindeki hususlar yönünden düzenleyen lehine, adına fatura düzenlenenin aleyhine bir karine getirildiğini, diğer anlatımla, fatura, tebliğinden itibaren sekiz gün içinde itiraz etmeyen içeriğinin kabul edilmiş sayılacağının aleyhine delil olabilecekken davacı, müvekkilime faturayı tebliğ etmediğini, haksız ve kanuna aykırı bir şekilde Aydın İcra Müdürlüğünün 2021/38034 E. sayılı dosyası kapsamında ödeme emri gönderildiğini, davalı tarafından borca itiraz edildiğinde mahkeme tarafların tacir olma hususunu dikkate almadan davalının imzaya itiraz etmediği için ikrar edilmiş belge mahiyetinde kabul ettiğini, müvekkilinin faturadaki imzanın kendisinden sadır olmadığını iddia etmemekte, faturada imzası olduğunu kabul etmekle birlikte...

          UYAP Entegrasyonu