Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

GEREKÇE VE DEĞERLENDİRME: Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri, istinaf sebepleriyle bağlılık ve kamu düzeni ilkesi de dikkate alındığında; Arsa niteliğindeki taşınmaza imar uygulamasının tapuya tescil edildiği tarih değerlendirme tarihi kabul edilerek emsal karşılaştırması yapılmak suretiyle tespit edilen ipotek bedelinin Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi tablosu esas alınıp dava tarihine güncellenerek ipotek bedelinin artırılmasına karar verilmesinde usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

GEREKÇE VE DEĞERLENDİRME; Dosya kapsamı, mevcut delil durumu, ileri sürülen istinaf sebepleri ve istinaf sebepleriyle bağlılık ve kamu düzeni ilkesi de dikkate alındığında; Arsa niteliğindeki taşınmaza imar uygulamasının tapuya tescil edildiği tarih değerlendirme tarihi kabul edilerek emsal karşılaştırması yapılmak sureti ile tespit edilen ipotek bedelinin Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi tablosu esas alınmak suretiyle dava tarihine güncellenerek ipotek bedelinin artırılmasına karar verilmesi yöntem olarak olduğu gibi, davanın niteliği gereği hak düşürücü sürenin söz konusu olmadığı anlaşıldığından davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir....

GEREKÇE VE DEĞERLENDİRME : Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri, istinaf sebepleriyle bağlılık ve kamu düzeni ilkesi de dikkate alındığında; Arsa niteliğindeki taşınmaza imar uygulamasının tapuya tescil edildiği tarih değerlendirme tarihi kabul edilerek emsal karşılaştırması yapılmak sureti ile tespit edilen ipotek bedelinin Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi tablosu esas alınmak suretiyle dava tarihine güncellenerek ipotek bedelinin artırılmasına karar verilmesi yöntem olarak doğru olduğu gibi, taşınmazın tespit edilen değerinin de uygun olduğu, taşınmaz davalı idarenin yetki ve sorumluluk alanında kaldığından husumetin davalı idareye yöneltilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı,usulüne uygun tebligat bulunmadığından zamanaşımı süresinin bulunmadığı anlaşıldığından, davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir....

İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalıların murisi yararına 03/01/1996 tarihinde tesis edilen kanuni ipotek bedelinin 755,00 TL olduğunu, ipoteğin, imar uygulaması nedeniyle davalının maliki olduğunu, taşınmazlardan bir miktarın davacı taşınmazına ilavesi zaruretinden kaynaklandığını, o yüzden imar uygulama cetvellerinden davalı taşınmazın kaç m2 yer alındığı tespit edilerek, kanuni ipotek bedelinin alınan bu miktar taşınmazın dava tarihindeki değerine göre belirlenmesi gerektiğini, dava konusu ettikleri taşınmazda davalılar lehine imar uygulaması sonrasında kanuni ipotek tesis olunduğunu, dava konusu taşınmazla ilgili olarak masrafın taraflarınca karşılanmak kaydıyla tapu kaydının, krokisinin, imar durumunun, imar uygulamasına ilişkin kayıtların, emlak beyan değerinin, su, elektrik vs....

Dava dilekçesi içeriği ve netice-i talep, yargılama sırasındaki davacı vekillinin sözlü ve yazılı beyanları, bilirkişi raporları, istinaf dilekçesi içeriği ve tüm dosya kapsamından davacıların talebinin ve davanın konusunun imar uygulaması sonucu bedele dönüştürülen hisseye taktir edilen bedelin artırılması istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Olayları anlatmak ve açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme hakime aittir. Dosya kapsamındaki anlatım ve açıklamalardan davanın imar uygulaması sonucu bedele dönüştürülen davacılar murisine ait hisse bedelinin artırılması istemine ilişkin olduğu sabittir. Dava, imar uygulaması sonucu bedele dönüştürülen taşınmaz bedellerinin arttırılması istemine ilişkindir....

Davacı tapu kaydında yazılı olan 31,20 TL ipotek bedelini ödemek suretiyle imar ipoteğinin kaldırılmasını talep etmekte olup öncelikle taşınmazdaki imar ipoteğinin konulmasına ilişkin ipotek cetvelleri getirtilerek taşınmaza ne kadarlık metrekare karşılığı ipotek tesis edildiği belirlenerek bu taşınmaz bedelinin tespitinden sonra davacıdan bu bedeli depo ederek ipoteğin kaldırılmasını talep edip etmediği sorularak sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. İpoteğin rayiç bedelinin depo edilmesi davanın türüne özgü dava şartı olduğu gözönünde bulundurulmalıdır....

Eski 2 pafta, 493 ada, 17 parselin de hissedarları olduğunu, davalı T5 tarafından yapılan imar uygulaması sonucu 348,40 m²lik hissesinin tamamının bedele dönüştürüldüğünü ve tapu malikleri lehine kamulaştırılan alan üzerine ipotek tesis edildiğini, ipotek bedelinin murise ve mirasçılarına ödenmediğini bu nedenlerle dava konusu taşınmaza ilişkin ipotek bedelinin 10.000,00 TL artırılarak bedelin idarece dava tarihinden itibaren kamu alacaklarına uygulanan faiziyle birlikte davalıdan tahsilini, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir....

GEREKÇE VE DEĞERLENDİRME : Dosya kapsamı, mevcut delil durumu, ileri sürülen istinaf sebepleri, istinaf sebepleriyle bağlılık ve kamu düzeni ilkesi dikkate alınarak; Arsa niteliğindeki taşınmaza imar uygulamasının tapuya tescil edildiği tarih değerlendirme tarihi esas alınarak tespit edilen ipotek bedelinin Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi tablosu uygulanarak dava tarihine güncellenmek suretiyle ipotek bedelinin arttırılması karar verilmesi doğru olduğu gibi ipotek bedelinin ödendiğinin usulünce ispat edilemediği anlaşıldığından, davalı idare vekilinin sair istinaf itirazları yerinde değildir. Ancak; 07/09/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6754 sayılı Yasanın 35. Maddesi ile 2942 sayılı Yasaya eklenen geçici 12....

Bu nedenle müvekkil idare ile ipotek borçlusu arasındaki kanun kapsamında yapılan sözleşmeye istinaden tesis edilen ipotek bedelinin günümüz ekonomik koşullarına uyarlanarak yeniden tespiti talep edilmiş, yargılamanın alacağı süre ve 7181 sayılı yasanın ilgili hükümleri ile düzenlenen süre dikkate alındığında (31.01.2020 tarihinden itibaren ipotek şerhinin ipotek borçlusunun talebi ile terkin edilebilecektir) yargılamanın sona ermesine kadar ipoteğin terkininin tedbiren durdurulmasını talep gereği doğmuştur. Dava dilekçemizde ipotek tescilinin genel olarak İmar Affı Kanunu, Gecekondu Kanunu ve imar uygulamalarından kaynaklandığı belirtilmiş ancak her bir dosyada ipoteğin dayanağı özel olarak belirtilmemiştir, zira ipotek tesisine dayanak dosyalar ilçe belediyelerine devredilmiş olduğundan bu hususta açıklama yapılması mümkün olmamıştır. Ancak tapudaki ipotek alacaklısı Büyükşehir Belediyesi olduğundan kamu zararı doğmaması için dava açılmış ve zorunlu olarak tedbir talep olunmuştur....

SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde: Açılan davada BK 125 göre hak düşürücü sürenin dolduğunu, bu nedenle davanın öncelikle zamanaşımından dolayı reddi gerektiğini, ipotek işleminin kanuni dahi olsa ipotek konulmadan önce ve sonra müvekkiline bildirimde bulunması gerektiğini, bu bildirim yapılmadığından yasal itiraz ve ödeme haklarını kullanamadığını ve değer artışına ve bugüne kadar ödenmemesine müvekkilinin sebep olmadığını, belediyenin imar düzenlemesi yaptıktan sonra kanuni ipotek koymak üzere tapu sicil müdürlüğüne gönderilen ipotek yazısının 21 yıl boyunca tapuya işlenmemesi neticesi aleni olan tapu kaydının aleniyet ilkesi ipotek şerhinin işlenmemiş olması nedeniyle çiğnendiğini, ayrıca tapu dairesinin 1987 yılında ilgili belediyece tapu dairesine gönderilen ipotek tesis işleminin yükümlü gayrimenkul malikine tebliğ ettirmesi gerekirken ettirmemesinin de usulü bir eksiklik olduğunu, ipotek işleminin iptali için İdare Mahkemesinde dava açılacağını bunun sonucunun beklenmesi...

UYAP Entegrasyonu