Bu hali ile davacı tarafından gecikmiş itiraz adı altında 19/11/2018 tarihinde açılan davanın usulsüz tebligata yönelik şikayet davası olduğu, hakimin ileri sürülen iddia ve talepleri değerlendirerek hukuki nitelendirmeyi yaparak karar vermesi gerektiği, gecikmiş itiraz davası adı altında açılan asıl davanın reddine karar verilmesinin bu nedenle yerinde olmadığı, davacı tarafından aynı mahkemeye 28/11/2018 tarihinde açılan ve asıl dosya ile birleştirilen usulsüz tebligat şikayetinin ise süresi içerisinde açılan bir dava olmadığı, kaldı ki davacının 19/11/2018 tarihli davayı açmakla usulsüz tebligat iddiasını ileri sürdüğü ve birleştirilen bu davanın açılmasının fuzuli olduğu, davalı alacaklı vekilinin istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı, mahkemece 2018/921 Esas sayılı dosya yönünden usulsüz tebligat şikayetinin kabulü kararı verilmesi gerektiği, mahkemece 2018/961 Esas sayılı dosya yönünden usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile hacizlerin kaldırılmasına karar verilmiş olması nedeni...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından başlatılan genel haciz yolu ile ilamsız takipte borçlunun, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine yönelik şikayeti ile birlikte icra müdürlüğüne, takibi öğrenme tarihine göre yapmış oldukları itirazın süresinde kabul edilerek takibin durdurulması gerektiğini ileri sürerek icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece istemin kabulüne karar verildiği görülmektedir....
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Uyuşmazlık, ilamsız icra takibinde usulsüz tebliğ şikayetine ilişkindir. İstanbul Anadolu 11.İcra Müdürlüğünün 2017/6533 Esas sayılı icra takip dosyası ile davalı-alacaklı tarafından davacı borçlu ve dava dışı borçlu hakkında ilamsız icra takibi başlatıldığı, davacı-borçluya ödeme emrinin 24/03/2017 tarihinde TK 21/2 maddesi uyarınca tebliğ edildiği, davacı-borçlu icra hukuk mahkemesine başvurusunda usulsüz tebliğ şikayetinde bulunduğu, mahkemece yapılan yargılama sonucunda şikayetin kabulüne dair karar verildiği anlaşılmaktadır. HMK.'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan ilamsız icra takibinde borçlunun, 103 davetiyesinin usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürerek meskeniyet şikayetinde bulunduğu, mahkemece, şikayetinin süreden reddine karar verildiği görülmektedir. İİK'nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendinde yer alan, haline münasip evin haczedilmezliği şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca yedi günlük süreye tabidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar....
Dava, ilamsız icra takibinde usulsüz tebligat şikayetine ilişkindir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun bilinen adrese tebligatı düzenleyen 10. maddesinin 1. fıkrasına göre; tebligat muhatabın bilinen en son adresinde yapılır. 6099 sayılı Yasa'nın 3. maddesi ile eklenen aynı maddenin 2. fıkrasına göre ise, bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat bu adrese yapılır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : İncelenen tüm dosya kapsamı itibari ile; davalı alacaklı tarafından davacı borçlu aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığı, davacı borçlunun adına çıkarılan ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğinden bahisle usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte imza ve borca itiraz ettiği, mahkemece ödeme emrinden haciz tarihi olan 23.01.2019 tarihi itibari ile haberdar olunması nedeniyle usulsüz tebligat şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine karar verildiği, davacı borçlu şirketin kararı istinaf ettiği anlaşılmıştır. Somut olayda davacı şirket adına çıkartılan ödeme emri tebligatının Tebligat Kanunu hükümlerine göre usulüne uygun tebliğ edilmediği ancak 23.01.2019 tarihli haciz esnasında şirket çalışanı olduğunu beyan eden Yasemin Işık'ın hazır bulunduğu, yetkili temsilcinin hazır bulunmadığı anlaşılmakta olup haciz tarihinin öğrenme tarihi olarak kabulü mümkün değildir....
İcra Müdürlüğü'nün 2021/2251 esas sayılı dosyası ile ilamsız olarak başlatılan takibe ilişkin ödeme emri usul ve yasaya aykırı olarak tebliğ edildiğini ve dosyanın kesinleştirilmek süretiyle davacının tüm banka hesapları ile malvarlığı üzerine usulsüz haciz tatbik edildiğini, davacının takipten maaş hesabına konulan bloke ile 21.6.2022 tarihinde haberdar olduğunu, mahkemece, davacının usulsüz tebligatı öğrenme tarihinin tespit edilerek, öğrenme tarihi itibariyle tebligat tarihinin 21.6.2022 olarak düzeltilmesine karar verilmesini, ayrıca takip Zonguldak İdare Mahkemesinin 2016/987 esas sayılı dosyasında hüküm altına alınan ancak Danıştay kararı gereğince fuzuli ödenen tutarın iadesine yönelik olmakla ilamlı icranın iadesi yoluna gidilmesi ve vekil sıfatıyla takip edilen ilamdan kaynaklı olmakla vekile tebliği gerekirken ilamsız takiple asile yapılan tebliğler ve yapılan takibin usulsüz olduğunu, davacının Zonguldak İdare Mahkemesinin 2016/987 esas sayılı dosyasına istinaden % 100...
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, davacının tebligat yapılan adrese yönelik bir itirazı bulunmadığını, davacının aynı zamanda oğlu olan ve tebligatı imzalayan kişiden tebligatı öğrenmediğini iddia etmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, tebligat yapan memurun yapması gerekenin öncelikle tebligat yapılan adresin muhatabın adresi olup olmadığının tespiti ve tebligatı imzalayan kişinin aynı konutta oturup oturmadığının tespitinin tebliğ şerhine yazılması olduğunu, tebliğ çıktısına bakıldığında tebligatın kanuna ve usule uygun olduğunu, aynı konutta oturduğunu beyan eden ve altına imza atan kişiye tebligat yapılmasından daha doğal bir durumun bulunmadığını, davacının kötü niyetli olduğunu beyanla istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dava ilamsız icra takibinde usulsüz tebligat şikayetine ilişkindir....
usulsüz olduğunu, dolayısıyla kesinleşmeyen bir takipte müvekkilinin mal varlığına haciz konulmasına dair müdürlük kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek müdürlüğün 12/08/2021 tarihli kararının kaldırılarak, 11/08/2021 tarihli itirazlarının da nazara alınarak icra takibinin durdurulmasına ve hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
O halde, her bir talep hakkında Mahkemece karar verilmesi zorunluluğu göz önünden bulundurularak, duruşma açılması ve taraf teşkili sağlandıktan sonra öncelikle usulsüz tebliğ şikayeti incelenip tebligatın usulsüz olduğunun belirlenmesi halinde, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince şikayetçiden takibi öğrenme tarihi sorularak, usulsüz tebligat şikayetinin 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 16/1. maddesi uyarınca (7) günlük süre içinde yapıldığının tespiti halinde tebligat tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesine, öğrenme tarihine göre itirazın süresinde yapıldığı sonucuna varılırsa borçlunun itirazının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve değerlendirme ile evrak üzerinde inceleme yapılarak şikayetle ilgisi bulunmayan takibin iptaline karar verilmesi isabetsizdir....