WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Öncelikle mahkemeninde gerekçesinde belirttiği üzere usulsüz tebliğ şikayetleri öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük hak düşürücü süreye tabi olup, davacı 89/2 haciz ihbarnamesinden 19/01/2022 tarihi itibarıyla haberdardır. Öyleyse usulsüz tebliğe ilişkin şikayetini 7 günlük süre içinde mahkemeye getirmediğinden artık tebligat tarihinin 03/11/2021 olarak kabulü zorunlu hale gelmiştir. Dolayısıyla davacının 89/2.maddeye dayalı ihbarnamenin usulsüz tebliğ edildiği yönündeki şikayetleri hükümsüzdür. Müdürlüğün 02/02/2022 tarihli kararına gelince; usulsüz tebligat şikayeti düşmekle İİK 89/2 ihbarnamesine yönelik itirazın süresinde olduğunun kabulü de olanaksız hale gelmiştir. Dolayısıyla müdürlüğünün 02/02/2022 tarihli kararı da yerindedir. Tüm bu nedenlerle, mahkemenin inşa ettiği hükümde; dosyadaki beyanlar ve belgeler karşısında bir isabetsizlik bulunmamakla hükme yönelik davacı istinaflarının reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....

Tebligat usulsüzlüğü iddiası ise İİK'nun 16. maddesi kapsamında şikayet olmakla ıttıla tarihinden itibaren aynı sürede icra mahkemesine bildirilmesi gerekmektedir. Öte yandan HMK'nun 297/2. maddesi uyarınca taleplerin herbiri hakkında hüküm kurulması zorunludur. Somut olayda; örnek 13 nolu ödeme emrinin şikayetçi borçluya 30.01.2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun tebligattan 09.05.2015 günü haberdar olduğunu beyan ederek yasal yedi günlük sürede tebligat usulsüzlüğü şikayetini ileri sürdüğüne göre mahkemece söz konusu şikayetin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karara bağlanması yetki itirazının ise icra müdürlüğüne yapılması gerektiği dikkate alınarak İİK'nun 62. maddesi uyarınca reddi gerekir iken tebligat usulsüzlüğü şikayeti hakkında gerekli inceleme yapılmaksızın bir karar verilmemiş olması ve yetki itirazının kabulü isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir....

    İcra Müdürlüğünün 2015/165 Esas sayılı dosyası ile müvekkilleri aleyhine takip yapıldığını, takip dosyasından ödeme emrinin müvekkilleri Susan ve Timothy'nin bilinen son adresi olduğundan bahisle 30/05/2016, müvekkili T2 ise 10/06/2016 tarihinde TK. 35. maddeye göre aynı adreste tebliğ edildiğini, müvekkillerine yapılan tebligatın TK'nın 35. ve yönetmeliğin 57. maddeleri gereğince usulsüz bulunduğunu, TK. 35. maddeye göre tebligat yapılabilmesi için daha önce aynı adreste usulüne uygun bir tebligatın yapılmış olması, muhatabın adresini değiştirmiş ise bu değişikliği bildirmemiş olması, adres kayıt sisteminde bir adresinin bulunmaması gerektiğini, müvekkillerinin Türk vatandaşı olmayıp Türkiye'de ikamet etmediklerini, bu nedenle de tebliğin usulsüz olduğunu, yabancı ülkede yaşayanlara tebligatın nasıl yapılacağının TK'nın 35. maddesi ile Tebligat Yönetmeliğinin 38 ve devamı maddelerinde düzenlendiğini belirterek, davanın kabulü ile davacılara ödeme emirlerinin usulsüz tebliği nedeni ile...

    No:12/23 Polatlı/ ANKARA" olduğu, belirtilen adrese Tebligat Kanunu'nun 10. maddesi gereğince çıkarılan 1. haciz ihbarnamesinin iade döndüğü, borçlunun Ticaret Sicilde kayıtlı aynı adresine, Tebligat Kanunu'nun 35/4. maddesi gereğince tebliğe çıkarılan 1. haciz ihbarnamesinin 18/02/2019 tarihinde, aynı adrese Tebligat Kanunu'nun 35/4. maddesi gereğince tebliğe çıkarılan 2. haciz ihbarnamesinin 30/03/2019 tarihinde ve aynı adrese Tebligat Kanunu'nun 35/4. maddesi gereğince tebliğe çıkarılan 3. haciz ihbarnamesinin ise 19/04/2019 tarihinde, Tebligat Kanunu 35/4 ve Tebligat Kanunun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 57/4 maddesine uygun olarak tebliğ olunduğu anlaşılmakla, birleşen 2019/198 Esas sayılı dosyasında şikayetçi Aka Tarım ... Ltd. Şti'nin usulsüz tebligat şikayeti yönünden şikayetinin reddine karar verilmiştir. Birleşen 2019/204 Esas sayılı dosyasında; haciz ihbarnamesi borçlusu Aka Tarım ... Ltd....

    Mahkeme; tebligat usulsüzlüğü şikayetinin, İİK'nun 16.maddesi uyarınca usulsüz tebliğin öğrenilmesinden itibaren 7 gün içinde icra mahkemesinde ileri sürülmesi gerektiği, aksi takdirde tebligat usulsüzlüğü şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddedileceği, davacı borçluya gönderilen örnek 103 davetiyesinin 24/06/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davacı borçlu vekili tarafından 103 davetiyesi tebliğinin usulsüz olduğuna ilişkin bir iddianın ileri sürülmediği, davacı borçlu vekili Stj....

    Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, ödeme emri tebliğ evrakının usulsüz tebliğ edildiği şikayetine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk Tebligat Kanunun 12. ,13. ve 32. maddeleri 3. Değerlendirme HMK'nın 326. maddesi gereğince; kanunda yazılı haller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir. Kural olarak, haksız dava açan veya haksız olarak aleyhine dava açılmasına sebebiyet veren kişi, bütün yargılama giderlerinden sorumlu olacaktır. Ancak, kusuru olmaksızın hakkında dava açılan ve aleyhine hüküm verilen tarafın yargılama giderlerinden sorumlu tutulması doğru değildir....

      DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, usulsüz tebligat şikayeti ve İİK'nın 169. maddesine dayalı yetkiye ve borca itiraza ilişkindir. İzmir 21. İcra Müdürlüğünün 2021/9736 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı vekili tarafından davacı borçlu T1 ve diğer borçlu Ali Seliz aleyhine 30/09/2020 vade tarihli senet 16/07/2020 tanzim tarihli, 40.816,33 TL bedelli senet dayanak gösterilerek kambiyo senetlerine özgü takip başlatıldığı, ödeme emrinin davacı borçlu T1'e 22/09/2021 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür. Ödeme emri tebliğ mazbatası incelendiğinde, aynı çatı altında yaşayan yeğeni Selim Seliz imzasına Yeniköy/Kale/Denizli adresinde tebliğ edildiği görülmüştür....

      İcra Müdürlüğünün 2016/35624 Esas sayılı takip dosyası ile ilamsız takip başlatıldığını, takip sürecinde ödeme emrinin birçok adrese tebliğe çıkartılmış olup tebligat 2 kez mercie iade olduğunu, adres araştırması yapılmış ve üçüncü kez çıkartılan tebligat TK'e 21/2ye göre muhtara teslim edildiğini, müvekkilinin icra takibinin varlığından 30.12.2020 tarihinde e-devlet üzerinden tesadüfen haberdar olduğunu ve aynı tarihte dosyaya vekâletname sunarak dosyayı incelemeleri neticesinde icra takibinin usulsüz tebligatla kesinleştirildiğinin anlaşılacağını, tebliğin, Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre muhtara yapılması hâlinde tebligat zarfında usulüne uygun meşruhat bulunması gerektiğini ancak somut olayda Tebligat Kanunu 21/2 uyarınca çıkartılan her ne kadar müvekkilin "Fulya Mah. Prof. Dr. Bülent Tarcan Cad....

      İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; "Şikayet eden vekilince icra emrinin asile yapıldığı vekile tebliğ edilmediği yönündeki şikayeti dikkate alındığında takip dayanağı ilamda borçlunun vekilinin adının dosya içerisinde yer aldığı anlaşılmış ancak bu durumda icra emirlerinin asile tebliğ işlemi usulsüz olmayıp vekile de icra emrinin sonradan tebliği ile eksik tebliğ işleminin tamamlanması ile yetinmek gerekeceğinden davacının davasının usulsüz tebligat şikayeti yönünden reddine, icra emrinin vekile tebliği suretiyle takibin devamına" dair karar verildiği anlaşılmıştır....

      Somut olayda mahkemece, boçluların takibi öğrendiklerini beyan ettikleri tarihten daha önceki bir tarihte haberdar oldukları tespit edilmiş olup, usulsüz tebliğ şikayeti ve bunun sonucu olarak da borca itirazın süresinde olmadığı görülmektedir. O halde mahkemece, usulsüz tebligat şikayeti ve borca itirazları süre yönünden reddedilen borçluların yukarıda açıklanan yasal düzenlemeye aykırı şekilde tazminatla sorumlu tutulması isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, kararın düzeltilerek onanması gerekirken doğrudan onandığı anlaşılmakla karar düzeltme isteminin kısmen kabulü gerekmiştir. SONUÇ : Borçluların karar düzeltme isteminin kısmen kabulü ile Dairemizin 04/05/2016 tarih ve 2016/7180 E. - 13103 K. sayılı onama ilamının kaldırılmasına, ... 7....

        UYAP Entegrasyonu