Maddeleri gereğince iptaline, taşınmaza ilişkin satış sözleşmesinden kaynaklanan her türlü hak ve alacak üzerinde cebri icra yetkisi verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Dava, İzmir İli, Menemen İlçesi, Ulucak Mahallesi, 3243 ada, 1 parsel, 19. Nolu bağımsız bölüm mesken nitelikli taşınmaz tam mülkiyet hissesine ilişkin devir işlemlerinin T.B.K md. 19 ve İ.İ.K. Md. 277 ve devamı maddeleri gereğince iptaline ilişkin olup, bu tür davalar sonucu verilen hüküm ve kararları inceleme görevi, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, Hukuk Daireleri arasındaki iş bölümünü belirleyen ve 01/09/2022 tarihinden itibaren uygulanması gereken, Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun 01/07/2022 tarih ve 1047 sayılı kararı uyarınca, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, 1. Hukuk Dairesi'nin görev alanına girdiği anlaşıldığından, aşağıdaki şekilde görevsizlik kararı verilmiştir. HÜKÜM: Yukarıda Gerekçesi Açıklandığı üzere; İzmir 11....
Somut uyuşmazlıkta, mahkemece aciz vesikası sunması için verilen sürede davasını muvazaaya dayalı tasarrufun iptali davası ( TBK 19) olarak nitelendirmiş, davalı ...'ın 2. Celsede alınan beyanında ilgili taşınmazın muvazaalı bir şekilde kendisinin aldığını ikrar etmesini de dikkate alarak davanın TBK 19 maddesi gereği açılan muvazaaya dayalı iptali davası olarak nitelendirilip İİK 277. ve devamı maddeleri gereği açılan tasarrufun iptali davasında istenen aciz vesikası sunulması ara kararından vazgeçerek davanın kabulüne karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Eldeki davacı tasarrufun iptali davası olarak açılmış olması ve dosyada usulune uygun ıslah dilekçesi ile talebin TBK 19. maddesi gereği muvazaaya dayalı iptal davası olarak davanın görülmesi talebinin bulunmaması nedeniyle davaya tasarrufun iptali davası olarak bakılması gerekir....
277 vd. maddeleri ile TBK 19. madde gereğince müvekkili banka bakımından iptali ile, Gaziantep 13....
Somut olayda, Bölge Adliye Mahkemesince yapılan istinaf incelemesinde, davanın TBK 19 a dayalı olarak nitelendirilmesi gerektiği, alınması gereken bir aciz vesikasının da olmadığı belirtilmişse de varılan sonuç dosya kapsamına uygun değildir. Davacının dava dilekçesinde İİK 277- 278 ve devamı maddelerine göre tasarrufun iptalinin talep edildiği, dava dilekçesi sonuç kısmında BK 18 ve İİK 277 e göre değerlendirme yapılmasının talep edildiği görülmüştür. Eldeki davanın tasarrufun iptali davası olarak açılmış olması ve dosyada usulune uygun ıslah dilekçesi ile TBK 19. maddesi gereği muvazaaya dayalı iptal davası olarak görülmesi talebinin bulunmaması nedeniyle davaya İİK 277 ve devamı maddelerine göre tasarrufun iptali davası olarak bakılması ve ona göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. 2- Bozma neden ve şekline göre davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir....
Harici analaşmaya istinaden senedin vadesinin dolmasından 5 gün sonra 26/05/2021 tarihinde adına kayıtlı olan dava konusu taşınmazı o dönemki emsal emlak fiyatlarına uygun olarak 400.000,00 TL karşılığında satmış ve tapuda diğer davalı adına devrettiğini, tapuda yapılan işlem ardından da müvekkil, diğer davalıda olan senedini iptal ettirerek geri aldığını, bu nedenle kararın kaldırılması için istinaf talebinde bulunmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Merzifon 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2022/15 esas, 2022/345 karar sayılı dava dosyasında verilen tasarrufun iptali (İİK 277 ve devamı) talebinin kabulüne karşı, davalı T3 vekili tarafından istinaf yoluna başvurması üzerine, dosyanın yapılan inceleme sonucunda; İddia ve savunmaya mahkemece toplanıp değerlendirilen deliller ile duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere göre; İstinaf incelemesine konu ve esas teşkil eden eldeki dava; tasarrufun iptali (İİK 277 ve devamı) istemine ilişkindir....
Mahkemece, davanın İİK. 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu, İİK'nun 278/2 maddesine göre edimler arasında fahiş fark olduğu,bu durumda davalı İsmail'in borçlunun alacaklılardan mal kaçırma amacını bilmesi gerektiğinden bahisle davanın kabulüne karar verilmiş hüküm davalı Alp vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, dava dilekçesinde davalılar arasında yapılan muvazaalı satış işleminin iptalini istemiştir. Davacı tarafından yargılama aşamalarında davanın İİK 277 vd maddelerine ilişkin olduğu yolunda bir beyanda da bulunulmamıştır. Bu durumda davacının talebi doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılması ve BK'nin 19. maddesine göre yargılamaya devam edilerek bir karar verilmesi yerine yazılı şekilde davacının İİK'nin 277 vd. maddeleri kapsamında bir dava açtığı kabul edilerek hüküm tesisi isabetli değildir....
Mad. 18 ve İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince tasarrufların iptalini ve müvekkiline cebri icra yetkisi verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE; Dava, tasarrufun iptali davasıdır. 6100 sayılı HMK’nın 2.maddesinin 1.fıkrasına göre malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça Asliye Hukuk Mahkemesidir. Yine aynı maddenin 2.fıkrasına göre HMK’da ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, Asliye Hukuk Mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir. Muvazaaya dayanan davalar ile İİK'nın 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davaları için gerek HMK, gerek TBK, gerekse İİK'da görevli mahkemeye ilişkin özel bir düzenlemeye yer verilmediğinden genel hükümlere göre görevli mahkemenin belirlenmesi gerekecektir....
Çünkü yukarıda açıklandığı gibi İİK 277 ve izleyen maddelerinde iptal davasına konu tasarruflar özünde geçerli olmasına rağmen kanunun icra hukuku yönünden iptaline imkan verdiği tasarruflardır. Muvazaaya dayalı iptal davasında ise davacı muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürmektedir. İİK 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen iptal davası açma hakkı davacının genel hükümlere, muvazaaya dayanarak dava açmasına engel değildir. Davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın taşınmazın aynına ilişkin olmadığı, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK 283/1 maddesi kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacının taşınmazların haciz ve satışını isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekecektir. Açıklanan bu maddi ve hukuksal olgulara göre davanın İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu yolundaki mahkemenin kabulüne katılma olanağı yoktur....
Yine, dairemizin sayın çoğunluğunun kabul ettiği görüş ve uygulama doğru kabul edildiği takdirde İİK nun 277 ve devamı maddelerinin uygulanma alanı kalmaz. Zira, herkes alacak ve tazminat talepleri, ile ilgili açtığı davalarda alacak veya tazminatın kesinleşmesini, borçlu (davalının)acze düşmesi nedeniyle aciz vesikası alınması gibi alacağın takibini zorlaştıran koşulları gerçekleştirmeden bu yolla amacına ulaşabilir. Bunun sonucu olarakta İİK nun 277 ve devamı maddelerinde ki düzenlemenin, yasa koyucu tarafından uygulanmamak üzere düzenlendiğini kabul etmemiz gerekir ki bu durum, yargının görevinin yasaları uygulamak olduğuna ilişkin prensibe uygun düşmez. 2-Diğer yandan (alacak veya tazminatın kesinleşmediği, aciz belgesinin alınmadığı, diğer bir deyişle İİK nun 277 ve devamı maddelerindeki koşulların oluşmadığı haller nazara alındığında davacının dava açmakta hukuki yararı da bulunmamaktadır. Halbuki hukuki yarar davanın açıldığı anda var olmalıdır....
önceden tanışık da olduklarını belirterek tasarrufun TBK 19 ve İİK 277 maddeleri uyarınca iptaline ve cebri icra yetkisi verilmesine karar verilmesini talep etmiştir....