Davalı vekili müvekkilinin taşınmazda 2004 tarihinden beri kiracı olduğunu, kira sözleşmesinin en son 2011 tarihinde yenilendiğini, davacının yurt dışından emekli olduğunu ve 6 ay kadar yurtdışında kaldığını, davacının ihtiyaç iddiasının gerçek ve samimi olmadığından davanın reddini savunmuştur. İhtiyaç iddiasına dayalı davalarda tahliyeye karar verilebilmesi için ihtiyacın gerçek, samimi ve zorunlu olduğunun kanıtlanması gerekir. Devamlılık arzetmeyen geçici ihtiyaç tahliye nedeni yapılamayacağı gibi henüz doğmamış veya gerçekleşmesi uzun bir süreye bağlı olan ihtiyaç da tahliye sebebi olarak kabul edilemez. Davanın açıldığı tarihte ihtiyaç sebebinin varlığı yeterli olmayıp, bu ihtiyacın yargılama sırasında da devam etmesi gerekir. Olayımıza gelince; davacı her ne kadar ihtiyaç iddiasına dayalı olarak davasını açmış ise de dava konusu taşınmazda ne iş yapacağını açıklamamıştır....
Devamlılık arz etmeyen geçici ihtiyaç tahliye nedeni yapılamayacağı gibi henüz doğmamış veya gerçekleşmesi uzun bir süreye bağlı olan ihtiyaç da tahliye sebebi olarak kabul edilemez. Davanın açıldığı tarihte ihtiyaç sebebinin varlığı yeterli olmayıp, bu ihtiyacın yargılama sırasında da devam etmesi gerekir. Davalı vekili temyiz dilekçesi eki olan 11.01.2016 tarihli beyan dilekçesinde; 10.12.2014 tarihinde davacı tarafından taşınmazın 3. Kişiye satıldığını, satış nedeniyle davacının davacı sıfatı kalmadığını, davanın da konusuz kaldığını beyan ederek kiralanan taşınmaza ait tapu kaydını eklemiştir. İbraz edilen bu belgeye göre davacı eski malik yönünden ihtiyacın devam etmekte olduğundan söz edilemez. Bu nedenle de davacının ihtiyaç nedeniyle tahliye talep etmesinde hukuki yararı bulunmamakta olup, dava sonucunu etkileyecek bu belge Mahkemece dikkate alınmalıdır....
Devamlılık arz etmeyen geçici ihtiyaç tahliye nedeni yapılamayacağı gibi henüz doğmamış veya gerçekleşmesi uzun bir süreye bağlı olan ihtiyaç da tahliye sebebi olarak kabul edilemez. Davanın açıldığı tarihte ihtiyaç sebebinin varlığı yeterli olmayıp, bu ihtiyacın yargılama sırasında da devam etmesi gerekir. Olayımıza gelince; davacının oğlunun dava açıldığı tarihte İstanbul’da oturduğu konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı oğlunun dava açılış tarihinde ve yargılama aşamasında yerleşeceğini iddia ettiği Karabük iline gelmek için her hangi bir girişimde bulunmadığı dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Bu nedenle henüz ihtiyaç doğmamıştır. Doğmamış ihtiyaç için açılan tahliye davası dinlenemez. Bu sebeple davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile tahliye kararı verilmesi hatalı olmuştur. Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır....
Davalı vekili ise; davacının ihtiyaç iddiasında samimi olmadığını, davacının kiralananı satın aldıktan sonra ilk olarak yeniden inşaat sebebiyle tahliye ihtarı gönderdiğini, ancak davada ise oğlunun işyeri ihtiyacına dayandığını, davacının sahibi olduğu başka işyerleri olduğunu, davacının aynı cadde üzerinde ....... isimli işyeri ve yine .... isimli işyerleri olduğunu, belirtilen bu taşınmazların daha üstün nitelikte olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davanın süresinde açılmaması ve ihtiyaç iddiasının gerçek ve samimi olmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. İhtiyaç sebebine dayalı tahliye davasının kira sözleşmesinin bitimini takip eden bir ay içinde açılması gerekir. Daha önce veya bu bir aylık süre içerisinde sözleşmenin yenilenmeyeceğine ilişkin tahliye iradesi kiracıya bildirilmiş ise bu bildirimi takip eden dönem sonuna kadar dava açılabilir....
Devamlılık arzetmeyen geçici ihtiyaç tahliye nedeni yapılamayacağı gibi henüz doğmamış veya gerçekleşmesi uzun bir süreye bağlı olan ihtiyaç da tahliye sebebi olarak kabul edilemez. Davanın açıldığı tarihte ihtiyaç sebebinin varlığı yeterli olmayıp, bu ihtiyacın yargılama sırasında da devam etmesi gerekir. Taraflar arasında 22/09/2012 başlangıç tarihli, bir yıl süreli kira sözleşmesi konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. TBK, kiraya verene kiralananı kendisi, eşi, alt soyu, üst soyu veya kanun gereği bakmakla yükümlü olduğu diğer kişilerin konut ihtiyacı için tahliye isteme hakkı tanımış olup davacı, oğlu Y.. Ö..'ın konut ihtiyacı nedeniyle dava açmıştır. Davacının ve ihtiyaçlının eşinin, kirada bulunan, konut niteliğinde taşınmazları bulunması dava konusu taşınmazın tahliyesinin istenilmesine engel değildir. Davacı tanıkları da davacının oğlunun kirada oturduğunu, davacının diğer taşınmazlarında da kiracıların bulunduğu beyan etmişlerdir. Bu durumda davacının oğlu Y.. Ö..'...
İHTİYAÇ NEDENİYLE TAHLİYE 6570 S. GAYRİMENKUL KİRALARI HAKKINDA KANUN [ Madde 7 ] "İçtihat Metni" Davacının kira parasının tespitini istemesi, açılan tahliye davasında ihtiyaç iddiasının samimi olmadığına delil teşkil etmez. Ayrıca davacının dava konusu kiralananın dışında kirada başka yerlerinin de olup, bu yerlerin tahliyelerinin istenmemesi mülkiyet hakkının bir sonucu olup davacı kötü niyetli olarak kabul edilemez. Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan tahliye davasına dair karar davacılar tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık, iş yeri ihtiyacı nedeniyle kiralananın tahliyesine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, dava dilekçesinde, müvekkilinin davalının kiracısı olduğu taşınmazı market ve tekel büfesi olarak işlettiğini, davacılardan C.....'in oğlu Ö....'...
Davalı vekili, davacının ihtiyaç nedeni ile tahliye davasının kötü niyetli olarak açıldığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Dinlenen davacı tanıkları; davacının son zamanlarda mali durumunun bozulduğunu, çektiği krediler nedeniyle bankalara borçlarının bulunduğunu, ihtiyaçlının dava konusu yerde çay ocağı işleteceğini bildirmişlerdir. İhtiyaç iddiasına dayalı davalarda tahliyeye karar verilebilmesi için ihtiyacın gerçek, samimi ve zorunlu olduğunun kanıtlanması gerekir. Devamlılık arzetmeyen geçici ihtiyaç tahliye nedeni yapılamayacağı gibi henüz doğmamış veya gerçekleşmesi uzun bir süreye bağlı olan ihtiyaç da tahliye sebebi olarak kabul edilemez. Davanın açıldığı tarihte ihtiyaç sebebinin varlığı yeterli olmayıp, bu ihtiyacın yargılama sırasında da devam etmesi gerekir....
İHTİYACI NEDENİYLE TAHLİYEİHTİYACIN YARGILAMA SÜRESİNCE DEVAM ETMEMESİ"İçtihat Metni" Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tahliye davasına dair karar davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava iş yeri ihtiyacı nedeniyle tahliye istemine ilişkindir.Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Davalı vekili ise, davacıların ihtiyaç iddiasının samimi ve gerçek olmadığını, davacılara ait olan başka bir taşınmazın uzun süre boş kaldıktan sonra kısa bir süre önce kiraya verildiğini, davacıların asıl amacının kira bedelini yükseltmek olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. İhtiyaç iddiasına dayalı davalarda tahliyeye karar verilebilmesi için ihtiyacın gerçek, samimi ve zorunlu olduğunun kanıtlanması gerekir. Devamlılık arzetmeyen geçici ihtiyaç tahliye nedeni yapılamayacağı gibi, henüz doğmamış veya gerçekleşmesi uzun bir süreye bağlı olan ihtiyaç da tahliye sebebi olarak kabul edilemez. Davanın açıldığı tarihte ihtiyaç sebebinin varlığı yeterli olmayıp, bu ihtiyacın yargılama sırasında da devam etmesi gerekir. Olayımıza gelince; davacıların murisi ile davalı arasında yapılan 01/11/1999 başlangıç tarihli 1 yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tahliye Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tahliye davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, iktisap ve işyeri ihtiyacı nedeniyle tahliye istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Konut ya da çatılı işyeri niteliğindeki bir taşınmazı iktisap eden kimse dilerse eski malik ile kiracı arasında yapılmış sözleşmeye dayanarak sözleşmenin sonunda bir ay içinde, dilerse TBK.’nun 351. maddesi uyarınca edinme günü de dahil olmak üzere edinme tarihinden başlayarak bir ay içinde durumu kiracıya yazılı olarak bildirmek koşuluyla edinme tarihinden itibaren altı ay sonra ihtiyaç nedeniyle tahliye davası açabilir. Davanın altı ayın sonunda hemen açılması şart olmayıp sözleşme sonuna kadar açılması mümkündür....