Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Ticaret Mahkemesince davacı Tokar A.Ş.’nin iflasının 11.10.2013 tarihinden itibaren bir yıl süre ile ertelenmesine “… İİK 179/a ve b maddesindeki sınırlamalar dikkate alınmak suretiyle (rehinli alacaklar için başlatılmış ve başlatılacak rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip hakkı hariç olmak üzere İİK 206. maddesine göre 1. sırada yer alan alacaklıların talep hakları saklı kalmak kaydı ile 6183 sayılı Kanuna göre yapılan takipler de dâhil olmak üzere davacı aleyhine açılmış ve açılacak icra takiplerinin İİK 179/b maddesi uyarınca durdurulmasına…” karar verilmiştir. Hakkında iflas erteleme kararı verilen Tokar A.Ş.’nin alacaklı T.C....

    Komiser heyeti görüşü ve bilirkişi raporlarından da anlaşıldığı üzere davacı şirketlerin konkordato projesinde başarı şansının bulunmadığı, İİK 308. maddesi gereği iflas kararı verilebilmesi için doğrudan iflas sebeplerinden birinin mevcut olmasının yeterli olduğu anlaşılmakla davacıların konkordatonun tasdiki talebinin reddine, davacılardan 650459 ticaret sicil numarası ile İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünde kayıtlı davacı... AŞ. İle 649626 ticaret sicil numarası ile İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne kayıtlı davacı ...ANONİM ŞİRKETİ tarafından ileri sürülen konkordato taleplerinin ayrı ayrı reddine ve Davacılar ...ANONİM ŞİRKETİ (ticaret sicil no:..) ile ... ANONİM ŞİRKETİ' nin (ticaret sicil no:..)...

      Borçlu ödeme emrine itiraz etmişse takip durur ve alacaklı bu itirazın kaldırılması ile beraber borçlunun iflasına karar verilmesini bir dilekçe ile Ticaret Mahkemesinden isteyebilir. İflas istemek hakkı ödeme emrinin tebliği tarihinden bir sene sonra düşer. (İİK Madde 156) Alacaklının iflas takibi kesinleştiğinde l66 ncı maddenin ikinci fıkrasındaki usulle ilan edilir. İflas talebinin ilanından itibaren onbeş gün içinde diğer alacaklılar davaya müdahele veya itiraz ederek iflası gerektiren bir hal bulunmadığını ileri sürerek mahkemeden talebin reddini isteyebilirler. Mahkeme, icra dosyasını celbeder ve basit yargılama usulüne göre duruşma yaparak, gerek iflas talebini gerek itiraz ve defileri umumi hükümler dairesinde tetkik ve intac eder....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki iflas davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Davacı vekili, müvekkili şirketin son bilançosuna göre aktiflerinin pasiflerini karşılamaya yetmediğini ileri sürerek, şirketin TTK’nun 324. maddesi uyarınca iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, iflası istenen şirketin TTK.’nun 324 ve İİK.’nun 179. maddelerine göre borca batık olmadığı ve esas sermayesinin 2/3 ünün karşılıksız kalmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı şirket vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir....

          İhtilaf, davacı tarafından davalı şirketin 50.000,00 değerindeki 50.000,00 lot hisse senedinden kaynaklanan tasfiye bakiye alacağının sıra cetveline kaydına ilişkin olduğu tespit edilmiştir. 6102 sayılı TTK'nın 379-389. maddelerinde, belli istisnalar dışında şirketin kendi hisse senetlerini temellük edemeyeceği öngörülmüş, buna paralel olarak TTK'nın 480/3. maddesinde ise, "Pay sahipleri sermaye olarak şirkete verdiklerini geri isteyemezler; tasfiye payına ilişkin hakları saklıdır." hükmüne yer verilmiştir. Bu nedenle, anonim şirket ortağı ödediği sermaye miktarı için şirketten alacaklı olmaz. Zira, ortakların payları için yapılan ödemeler ortaklığın sermayesini oluşturur. Sermaye payı ise ortaklığa verilmiş bir borç olmadığından ortaklığın iflası halinde ortaklar kural olarak iflas alacaklısı olamazlar. Diğer bir anlatımla, ortaklar ödedikleri sermaye borcunu iflas masasına alacak olarak kaydettiremezler....

            Somut olayda dosyaya ibraz edilen iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olmadığı görülmekte olup iflas ertelemenin tüm etkilerinden yararlandığı tedbir kararının da verilmesine rağmen karar sonrası Dairemize intikal eden son kayyım raporuna göre üretimin durduğu, herhangi bir gelir elde edilmediği, borç ödemesi de yapılmadığı belirtildiğine göre İİK'nun 179\b-5 maddesi de nazara alınarak bir karar verilmesi gerektiğinden, bu hususları içermeyen kararın bozulması gerekmiştir.Kabule göre de, iflas erteleme kararından sonra iflas erteleme kararının uzatılması kararlarının birbirini takip etmesi gerekmektedir. Mahkemece 30.05.2013 günü itibariyle ilk iflas erteleme kararı verilmesine rağmen davaya konu iflas ertelemenin uzatılmasına ilişkin eldeki davada ise davanın kabulü ile 01.10.2015 tarihi itibariyle 1 yıl süre ile iflasın ertelenmesine karar verilmesi doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, müdahil ... Kimya Gıda San. ve Tic....

              Somut dosya yönünden ise iflas yoluyla takibin itiraz edilmeksizin kesinleşmiş olması nedeniyle İİK 166.maddesi uyarınca ilanlar yapılacak, alacağın varlığı araştırılmayacak, depo emrine esas miktarı asıl alacak, faiz, tahsil harcı, icra vekalet ücreti ve masraf ayrı ayrı olmak üzere tespit edilerek mahkeme veznesine yatırılması için borçluya/vekiline depo emri tebliğ edilecek ve 7 gün içerisinde ödenmediği takdirde iflas kararı verilecektir. Görüleceği üzere İİK 177.maddesine dayalı olarak açılan doğrudan iflas davası ile İİK 173.maddesine dayalı olarak açılan iflas davası sonuç itibariyle iflas talep edilmesine rağmen yargılama usulü bakımından tamamen birbirinden farklı iki dava türüdür. Keza davacı vekili dava dilekçesinde doğrudan iflas talep ettiği için .... Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/......

                Davalı vekili cevaplarında ; temlik eden alacaklı ... tarafından daha önce iflas davalarının açıldığını dosyalardan feragat edildiğini yine aynı alacaklı tarafından açılmış 2017/.. esasında kayıtlı iflas davasının bulunduğunu, bu davayla birleştirme kararı verilmesi gerektiğini, temlik alan davacının kız kardeşi ... davacının tüm istemlerinin kooperatifin işlerini aksatmak amacıyla kötü niyetli olduğunu bu sebeple davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLER ve GEREKÇE: Eldeki dava davalı kooperatifin iflası istemine ilişkindir. İflas davaları alacaklının/borçlunun istemi ile doğrudan doğruya iflas davası yahut bir alacağın iflas yolu ile takibe konu edilmesi üzerine açılan iflas davası olarak düzenleme altına alınmıştır. İflas yolu ile adi takip İİK 155 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Doğrudan doğruya iflas ise 177 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir....

                  İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin 05.02.2014 tarihli ve 2012/5 Esas, 2014/6 Karar sayılı kararıyla; taraflar arasındaki kira ilişkisinde, kira bedellerinin tahsili amacıyla davacı tarafından davalı şirket aleyhine girişilen ilamsız icra takiplerinin iflas yolu ile takibe çevrilmediği, İİK.'nın 177. vd. maddeleri uyarınca doğrudan doğruya iflas davasının ya borçlunun esasen borcunu ödemeyeceğinin açık seçik olması, böylece iflas emri gönderilmesinin hiçbir yararının olmaması ya da borçlunun içinde bulunduğu durum itibariyle kendisine iflas emrinin gönderilmesinin alacaklının alacağını tahsil olanağını tehlikeye düşürmesi nedenlerinden kaynaklandığı, yasanın açıkça öngördüğü haller dışındaki sebeplerden dolayı doğrudan doğruya iflas davası açılamayacağı, icra dosyasında ödeme emrinin borçlu şirkete tebliğ edilmediği, zabıta ile adres ve mal araştırması yapılmadığı, ticaret sicil memurluğunun bildirdiği şube adresine ödeme emrinin gönderilmediği, İstanbul 21....

                    Bankası AŞ. vekillerince temyiz edilmiştir. 1- Birden çok sermaye şirketin aynı dilekçe ile iflas erteleme talebinde bulunması mümkün olduğundan, temyiz edenler vekillerinin bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının oyçokluğuyla reddi gerekmiştir. 2- İflasın ertelenmesi için istemde bulunan şirketin borca batık olması, fevkalade mühletten yararlanılmamış bulunması ve iflas halinden ne şekilde kurtulunacağını gösteren ciddi ve inandırıcı bir iyileştirme projesinin mevcudiyeti gerekir. Türk Ticaret Kanunu’nun 324 üncü maddesinde borca batıklık; şirket aktiflerinin şirket alacaklılarının alacaklarını karşılamaya yetmemesi şeklinde tanımlanmıştır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise yasanın aradığı inceleme yerine, “kısa vadede nakde çevrilebilir değerler” ile “kısa vadeli borçlar” değerlendirilmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu