İdare Mahkemesinin 2005/1733 Esas sayılı dosyasıyla açılan davanın reddedildiğini, taşınmazın oluşmasına dayanak teşkil eden idari kararların idari yargı yerinde iptal edilmediği sürece yolsuz teşkil iddiası ile açılan tapu iptali ve tescil davasının dinlenemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; işlemin idari yargı yerinde iptal edilmediği gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar Dairece "... mahkemece idari işlemin idari yargı yerinde iptal edilmediğinden yolsuz tescilin söz konusu olmadığı gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiş ise de; dava konusu taşınmaza dayanak idari işlemin iptali için İdare Mahkemesinde açılan davanın henüz sonuçlanmadığı ve mahkemece bu hususun üzerinde durulmadan sonuca gildildiği anlaşılmaktadır....
Bu durumda, davacının belediye binasına girmesine izin vermeyen davalı idare işlemini, idari eylem olarak nitelendirilmek ve idari eylemlerin iptal davasına konu olamayacağını belirtmek suretiyle davanın incelenmeksizin reddi yolunda verilen mahkeme kararının bu kısmında hukuki isabet görülmemektedir. 2- Davalı idarenin 11.7.2006 tarihli işleminin iptali istemine gelince; Davacının kimliğinin tespit edilememesi nedeniyle belediye binasına alınmasına izin verilmemesine ilişkin dava konusu 11.7.2006 tarihli işlemin bizzat davacıyı ilgilendirdiği hususunda bir duraksama bulunmamaktadır. Bu itibarla dava konusu işlemle doğrudan meşru, güncel ve kişisel menfaati ihlal edilen davacının, bu işlemin iptali istemiyle açmış olduğu davayı, dava konusu işlemin davacıya yönelik olmadığı gerekçesiyle ehliyet yönünden reddeden mahkeme kararının, bu kısmında da hukuka uygunluk görülmemektedir....
Buna göre, idari işlemlerin yargısal denetimi; işlemlerin yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden hukuka uygun olup olmadıkları, diğer bir ifadeyle, bu unsurlar yönünden iptali gerektirecek bir sakatlık taşıyıp taşımadıklarını incelemek suretiyle yapılmakta olup; belirtilen unsurların hukuka uygun olup olmadıklarının tespitinin idari işlemlerin tesis edildikleri tarih itibarıyla yapılması, idari işlemin, tesis edildiği tarih itibarıyla mevzuat hükümlerine göre hukuka uygunluğunun denetlenerek karar verilmesi gerekmektedir. İdari işlemler, idari makamların, kamu gücü ve kamu kudreti kullanarak idare işlevine ilişkin olarak tesis ettikleri, muhatapları yönünden çeşitli hak ve/veya yükümlülükler doğuran tek yanlı irade açıklamalarıdır. Buna göre, idari işlemin unsurlarının "idari makamlarca yapılmış olmaları", "tek yanlı olmaları" ve "icrailik niteliğini taşımaları" olduğu anlaşılmaktadır....
Bu tanım karşısında, Gümrük İdarelerince tesis edilen işlemlerin idari karar olarak nitelendirilebilmesi için, işlemlerin konusunun gümrük mevzuatı kapsamında bulunan hususlara ilişkin olması gerekmektedir. Dolayısıyla, gümrük mevzuatı sayılmayan düzenlemelere dayanılarak tesis edilen işlemlerin idari karar olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Olayda, davacı adına tesis edilen işleme konu vergi zıyaı cezasının dayanağının, gümrük mevzuatı kapsamında yer almayan 213 sayılı Vergi Usul Kanunu olması karşısında, davada iptali istenilen işlemin idari karar olarak nitelendirilmesi, sözü edilen hukuki duruma uygun bulunmadığından, işlemin idari itiraz yoluna tabi tutulması zorunluluğu yoktur. Bu bakımdan; doğrudan dava konusu edilebilecek olan söz konusu işlemin unsurları yönünden hukuka uygun olup olmadığının incelenmesi suretiyle karar verilmesi gerekirken, merciine tevdi yolunda verilen mahkeme kararında isabet görülmemiştir....
Uyuşmazlık da davacı Vakfın yönetim organının oluşumu üzerinde kullanılan idari tasarrufun yetki yönünden hukuka uygun olup olmadığına ilişkindir. Davacı Vakıf, üyeliği uygun görülmeyen kişinin ölümü üzerine davadan feragat etmeyip, idari işlemin özellikle yetki yönünden hukuka uygunluğunun denetlenerek işlemin iptalini, bu bağlamda da idarenin vakıfların yönetim organları üzerindeki yetkilerinin belirlenmesini amaçlamıştır. Bu itibarla idari yargı yerinin bir işlemin iptali istemiyle açılan davada; iptal davalarının objektif niteliğini ve idari işlemin doğurmuş olabileceği hukuki sonuçları dikkate alarak işlemin tesis edildiği andaki hukuki durumuna göre hukuka uygunluk denetimini yapması gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulüyle, Mahkeme kararının bozulması gerektiğini düşündüğümden, aksi yoldaki çoğunluk kararına katılmıyorum....
İdari Dava Dairesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla davalı İdarenin istinaf başvurusu kabul edilerek, işlemin iptali yolundaki Mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın reddine hükmedildiği; öte yandan davacının, ikinci kez Genel Sekreterlik görevinden alınarak Sağlık Bilimleri Fakültesine Fakülte Sekreteri olarak atanmasına ilişkin … günlü, … sayılı işlemin (ikinci işlem) iptali istemiyle açılan davada verilen iptal kararının ise Danıştay İkinci Dairesinin 22/03/2022 günlü, E:2021/15372, K:2022/1455 sayılı kararıyla bozulduğu; davacının Genel Sekreterlik görevinden alınmasına ilişkin ilk işlemin iptali istemiyle açılan davanın netice itibarıyla davanın reddi şeklinde sonuçlandığı, sonraki atamaların ise (bozulan) iptal kararlarının uygulanması amacıyla tesis edildiği gözönüne alındığında; oluşan hukuki durum karşısında yeniden bir değerlendirme yapılarak karar verilmesi gerekmektedir. KARAR SONUCU : Açıklanan nedenlerle; 1....
kesilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davada Mahkememizin …tarih, E.…, K....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, kayden maliki olduğu 2452 ada 9 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının Gaziosmanpaşa Belediye encümeninin 18.12.1990 tarih 2054 sayılı kararı ile iptal edilerek davalı adına tescil edildiğini, yapılan işlemin hukuka aykırı olduğunu ve idari yargıda açılan dava bulunduğunu ileri sürerek tapunun iptali ile taşınmazın adına tescilini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. 2981 Sayılı Yasanın 10/c maddesi uyarınca yapılan idari işlemin iptali isteminin idari yargının görev alanına girdiği gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine ilişkin olarak verilen karar, Dairece "... davanın, idari işlemin (encümen kararı) iptaline yönelik olmayıp, idari yargıda iptali halinde oluşacak yolsuz tescil nedeniyle tapu iptal ve tescil isteğine ilişkin olduğu açıktır....
İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir. DAVANIN KONUSU : Davacının hissedar olduğu, İzmir ili, Ödemiş ilçesi, … köyünde bulunan, …, … ve … parsel sayılı taşınmazları kapsayan alanda yapılan arazi toplulaştırmasına ilişkin işlemin iptali istenilmiştir. YARGILAMA SÜRECİ : İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davanın reddine karar verilmiştir. Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davacının istinaf başvurusunun kabulüne, Mahkeme kararının kaldırılmasına, dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir....
Maddesinin belirtilen ibaresinin iptalini istemek hususunda sahip olduğu menfaatin ve hukuki sebeplerin ortaya konulması veya yazının sadece davacıya yönelik olan maddelerinin/kısımlarının iptali isteniyorsa, iptali istenen kısımlarının açıkça, tek tek ve tereddüte yer bırakmayacak şekilde gerekçeleri ile belirtilmesi gerektiğinden, dava dilekçesi 2577 sayılı Kanunun 3. maddesine uygun bulunmamıştır. Buna göre; iptali istenen düzenleyici işlemin hangi madde, fıkra veya bendinin iptalinin istenildiğinin (bireysel işlemin de iptali isteniyorsa varsa işlemin tarih ve sayısı da yazılarak) tereddüte yer bırakmayacak şekilde dilekçenin "konu", "sonuç" ve içeriği itibarıyla birbiriyle uyumlu olacak şekilde yeniden düzenlenmesi, iptali istenen işlemin bir örneğinin dava dilekçesine eklenmesi ve idari yargı merciinden idari eylem veya işlem niteliğinde yargı kararı verilmesine yönelik istemde bulunulmaması gerekmektedir....