Bu sebeple, davalı----- takibi başlatıldığını, açılan takip üzerine gönderilen ödeme emri davalı/borçluya tebliğ edildiğini ancak davalı/borçlu, ödeme emrinin kendisine tebliği üzerine ve süresi içerisinde dosyaya sunmuş olduğu dilekçe ile icra takibine itiraz etmiş ve takibi durdurduğunu beyan ederek; davanın kabulü ile davalı/borçlu---- itirazın iptaline, haksız ve kötü niyetli itiraz nedeniyle davalı/borçlu aleyhine asıl alacağın %20'sinden az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı/borçlu üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. CEVAP : Davalı taraf davaya cevap vermemiş, duruşmalara katılmamıştır....
Davalıların ödeme emrine karşı sundukları itiraz dilekçesinin içeriğinden itirazın sadece icra dairesinin yetkisine yönelik olduğu, borçluların takip konusu borca dair itirazlarının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Haciz yoluyla ilamsız icra takibinde ödeme emrini alan borçlu icra dairesinin yetkisine, takip konusu borca ve takip dayanağı belgedeki imzaya itiraz edebilir. İtiraz dilekçesinde yetkiye, borca ve imzaya itirazını açıkça belirtmesi gerekir. Borçlu sadece icra dairesinin yetkisine itiraz etmiş ise görevli mahkeme icra mahkemesidir. (Yargıtay 19. HD. 29.03.2012 T. 13640/5218; 21.02.2011 T. 8115/2209, ) Somut olayda borçlular 15/10/2019 tarihli itiraz dilekçesinde , takip yapılan Bursa 13. İcra Müdürlüğü'nün yetkisiz olduğunu, Bandırma Nöbetçi İcra Müdürlüğü'nün yetkili olduğunu belirterek bu sebeple yetkiye itiraz ettikllerini bildirmişlerdir....
GEREKÇE :Davada, taraflar arasında düzenlenen ... kapsamında davalı aleyhine düzenlenen ve ödenmeyen fatura bedellerinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali talep edilmektedir. Mahkemece, yetkili icra dairesinde takip başlatılmadığından HMK.'nun 114/2, 115/2....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine başlandığı, örnek 10 numaralı ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun icra mahkemesine başvurarak, yetkiye, imzaya ve borca itirazda bulunduğu, mahkemece itirazın süreden reddine karar verildiği görülmektedir. İİK'nun 168. maddesine göre; kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte borçluya ödeme emri tebliğ edildikten sonra, borçlu, 5 günlük süre içinde yetkiye, imzaya ve borca icra mahkemesinde itiraz edebilir....
İcra Müdürlüğünün 2011/5822 esas sayılı dosyası ile icra takibi yapılmış ve takip borçlusu Belediye tarafından kanuni süresi içerisinde yetkiye ve borca itiraz edilmesi sebebiyle takip durmuştur. İtirazın iptali davalarında, yetkiye itiraz olması durumunda mahkemece ilk önce bu hususun değerlendirilmesi gerekmektedir. Yukarıda açıklanan kanuni düzenlemeler ve açıklamalara göre, somut olayda yetkili icra dairesi Şereflikoçhisar İcra Dairesi’dir. İtirazın iptali davalarında, yetkili icra dairesinde takip yapılması dava şartıdır. Bu itibarla, yetkili icra dairesinde takip yapılmaması sebebiyle dava şartı yokluğundan, davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 19.12.2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
Mahkemece; davalı aleyhine İstanbul 37.İcra Müdürlüğü'nün 2017/9113 Esas sayılı takip dosyası ile icra takibi başlatıldığı, davalı tarafından 04.04.2017 tarihli dilekçe ile icra takibine, İcra Müdürlüğünün yetkisine, borca, faize ve ferilerine ilişkin itiraz dilekçesi sunulduğu, her ne kadar dosya içerisinde takibe itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edildiğine dair icra dosyası içerisinde belge bulunmasa da davacı alacaklı tarafından icra takip dosyasına 07.07.2017 tarihli talep dilekçesi sulunmuş ve dilekçede; borçlu tarafından 04.04.2017 tarihli borca ve yetkiye itiraz dilekçesi sunulduğu, bu doğrultuda dosyanın yetkili İcra Müdürlüğü'ne gönderilmesi talebinde bulunulduğu, dolayısıyla davacı alacaklı tarafından en geç 07.07.2017 tarihinde borca itiraz dilekçesinden haberdar olduğunun kabulü gerekeceği, itirazın iptali davasının, bir yıllık hak düşürücü süre içinde açılmadığından usulden reddine karar verilmiştir....
İcra ve İflas Kanunu'nun 62/1. maddesinde “İtiraz etmek istiyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur...” hükmü yer almaktadır. Somut olayda; alacaklı tarafından borçlu “..... aleyhine genel haciz yoluyla ilamsız takip başlatıldığı, örnek 7 ödeme emrinin takip talebinde adı geçen borçluya 02.10.2014 tarihinde tebliğ edildiği, 08.10.2014 havale tarihli borca ve yetkiye itirazın ise “....” adına yapılmış olduğu, itiraza ilişkin dilekçenin başlık ve sonuç kısmında adı geçen şirketin ünvanının yazılı olduğu, görülmekle; takip borçlusu şirket dışında ayrı bir tüzel kişiliğe haiz üçüncü kişinin yaptığı itiraz borçlu yönünden hukuki sonuç doğurmaz. Takip talebinde borçlu olarak gösterilen ve kendisine ödeme emri tebliğ edilen borçlu şirketin yasal 7 günlük süre içeresinde yapmış olduğu bir borca itiraz bulunmamaktadır....
, 6502 sayılı Kanun'un 4/5. maddesi uyarınca nama düzenlenmesi gerekirken, emre düzenlenmesi nedeniyle geçersiz olduğunu, müvekkilinin yerleşim yeri Esenler olup, yetkili icra dairesinin Bakırköy İcra Daireleri olduğunu, müvekkilinin alacaklıya borcunun bulunmadığını, borca, faize ve fer'ilere itiraz ettiklerini, senet aslının icra dairesine teslim edilmediğini ileri sürerek şikayet ve itirazlarının kabulü ile takibin iptaline ve tazminata karar verilmesini istemiştir....
İcra takibine konu kredinin borçlusu, takip borçlularının murisi olup, takip muteriz borçlular hakkında mirasçı sıfatı ile yapılmaktadır. Borçlular ise mirası reddettiklerinden murisin borcundan sorumlu olmadıklarını ileri sürerek takibin iptalini ve hacizlerin kaldırılmasını istemişlerdir. Bir diğer ifade ile borçlu olmadıklarını ileri sürmektedirler. Hukuk Genel Kurulu’nun, 19.11.2014 tarih ve 2013/12-2240 esas 2014/929 karar sayılı kararında, borçluların mirası reddettikleri nedeniyle borçlu olmadıklarına yönelik iddialarının borca itiraz olup, ödeme emri tebliği üzerine yasal sürede yapılması gerektiği kabul edilmiştir. Dairemizce, anılan karar doğrultusunda içtihat değişikliğine gidilerek, Hukuk Genel Kurulu’nca kabul edilen ilke benimsenmiştir. “İmzaya itiraz dışındaki diğer bütün itirazlara borca itiraz denir. Mesela ödeme, …sıfat itirazı gibi…....
Temyiz Sebepleri Müvekkil şirket ile alacaklı arasında ticari ilişki bulunmasına rağmen takip konusu çekte yazılı miktarda borcun bulunmadığını, ticari defterlerin incelenmesi gerektiğini, kötüniyetle takip başlatıldığını, Gölköy İcra Müdürlüğü'nün yetkili olduğunu, bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığını, talep edilen faizin fahiş olduğunu beyan ederek kararın bozulmasını istemiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte borca ve yetkiye itiraza ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 50. ve 169/a maddeleri 3....