Mahkemece borçluların itirazı üzerine icra müdürlüğünce takibin durdurulması konusunda olumlu veya olumsuz bir karar verilmediğinden itirazın kaldırılması isteminin reddine, temerrüt nedeniyle davalıların tahliyelerine karar verilmiştir. Kira alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine karşı borçlular tarafından müddeti içinde yapılan itiraz ile İİK’nun 66. maddesi hükmü uyarınca takip kendiliğinden duracağından, icra müdürünce ayrıca takibin durması yönünde bir karar alınmasına gerek bulunmamaktadır. Olayımızda, ödeme emrinin borçlulara 07.04.2009 tarihinde tebliğ edilmesi üzerine borçlular tarafından yedi günlük süre içinde borca itiraz dilekçesi verildiği görülmüştür. Şu durumda müddeti içinde yapılan itiraz ile icra takibi durduğundan mahkemece itirazın kaldırılması istemi ile ilgili olarak işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile itirazın kaldırılması isteğinin reddine karar verilmesi doğru değildir....
Dosya içerisinde mevcut olan icra dosyası fotokopi evrakı arasında borçlunun itiraz dilekçesi mevcut değilse de aynı tarihli mal beyanı dilekçesi altındaki şerhten takibe itiraz dilekçesinin bir örneğinin alacaklıya tebliğ edildiği ve süresinde vuku bulan itiraz nedeniyle aynı tarihte icra müdürlüğünce itiraz dilekçesi okunarak itirazın kabulüne karar verildiği, konulan şerh içeriğinden anlaşılmakla ve esasen tarafların da icra takibine süresinde itiraz edildiğini kabul etmeleri karşısında icra takibi kesinleşmiş sayılamayacağından, alacaklı tarafından açılan itirazın iptâli davasında işin esasına girilip, deliller toplanarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, takibe yönelik itirazın varlığı kanıtlanamadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş olması doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir....
İcra Müdürlüğü ... E. Sayılı dosyasında 55.990,42 TL ( takip sonrası işlemiş faiz ve feri ve masrafları hariç ) ilamsız icra takibi başlattığını, Borçlunun iş bu takibe ilişkin borcun tamamına, yetkiye , faize , faiz oranlarına ve diğer tüm fer'ilere itiraz etmiş olduğunu, Borçlunun itiraz dilekçesinde borcun tamamına, faize ve faiz oranları ile diğer tüm ferilerine itiraz etmişse de ; takibe ilişkin Genel Kredi Sözleşmesi incelendiğinde itiraz eden borçlunun sözleşmede imzasının bulunduğunu, bbb nolu kredi borcuna ait kat ihtarnamesine ait borçların borçlu tarafça ödenmemiş olduğunu, müvekkil bankanın alacağının muaccel olduğunu, Bu nedenle .... İcra Müdürlüğü ... E....
Ancak davalılar vekilinin 04.02.2016 günlü celsede beyan ettiği gibi ödeme emrinin davalı borçlulara 21.08.2014 tarihinde tebliğ edilmesinden sonra, davalılar vekilince 27.08.2014 tarihinde ve süresinde icra takibine itiraz edildiği, bu itiraz üzerine ise İcra Müdürlüğünce 27.08.2014 tarihinde takibin durdurulmasına karar verildiği görülmektedir. İcra İflas Kanunu'nun 269/c maddesi gereğince icra takibine vaki itiraz kaldırılmadan ya da iptal edilmeden tahliyeye karar verilemez....
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, davacı tarafından davalı hakkında faturaya dayalı olarak başlatılan ilamsız takipte, borçlu vekilinin alacağın aslına karşı çıkmayarak, takas-mahsup definde bulunduğu, yapılan itirazın ödeme emrine itiraz niteliğini taşıyıp borca itiraz olmadığı, borcun varlığı tartışılmayıp aksine ikrar edildiği, takas def’inin yerinde olup olmadığının İcra Mahkemeleri tarafından irdeleneceği, davacının itirazın iptali davası açmakta hukuki yararı bulunmadığı ve geçerli bir itiraz da bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Dava, navlun alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptaline ilişkin olup, mahkemece takas itirazının borca itiraz niteliğinde olmayıp İcra Mahkemeleri tarafından değerlendirilmesi gerektiği, itirazın iptali davası açmak için geçerli bir itirazın bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Sulh Hukuk Hakimliği Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptâli ve %40 inkâr tazminatının tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davalı, icra takibine karşı ileri sürdüğü itirazları kapsamında icra dairesinin yetkisine de itiraz ederek yetkili icra dairesinin Senirkent İcra Daireleri olduğunu ileri sürmüştür. Mahkemece öncelikle bu itiraz hakkında karar verilmesi gerekmektedir. Zira borca yönelik itirazın iptâli davasının incelenebilmesi için evvela ortada yetkili bir icra dairesinde yapılmış bir icra takibinin varlığı şarttır....
Genel haciz yoluyla yapılan ilamsız icra takiplerinde, borçlunun itirazı üzerine takip durur ve alacaklının takibin devamını sağlamaya yarayan imkânlarından biri 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 67 inci maddesinde öngörülen itirazın iptali davasıdır. İtirazın iptali davası, takip alacaklısı tarafından itiraz etmiş olan takip borçlusuna karşı açılır. İcra takibinde yer alan ve borçlu tarafından itiraza uğrayan kısım davanın konusunu oluşturur. Borcun tamamına ya da bir kısmına itiraz hallerinde olduğu gibi imzaya itiraz ile faize itiraz edilmesi durumunda da itirazın iptali davası açılabilir. İcra İflas Kanununun 68 ve 68 (a) maddelerinde sözü edilen belgelerden birine sahip olmayan alacaklı, itirazın giderilmesini sağlayabilmek için yalnız itirazın iptali yoluna başvurabilir. Borçlu ödeme emrine itiraz etmemiş ya da itiraz geçerli değilse alacaklının itirazın iptali davası açmasında hukukî yarar yoktur. İtirazın iptali davası süreye tabidir....
Genel haciz yoluyla yapılan ilamsız icra takiplerinde, borçlunun itirazı üzerine takip durur ve alacaklının takibin devamını sağlamaya yarayan imkânlarından biri 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 67 inci maddesinde öngörülen itirazın iptali davasıdır. İtirazın iptali davası, takip alacaklısı tarafından itiraz etmiş olan takip borçlusuna karşı açılır. İcra takibinde yer alan ve borçlu tarafından itiraza uğrayan kısım davanın konusunu oluşturur. Borcun tamamına ya da bir kısmına itiraz hallerinde olduğu gibi imzaya itiraz ile faize itiraz edilmesi durumunda da itirazın iptali davası açılabilir. İcra İflas Kanununun 68 ve 68 (a) maddelerinde sözü edilen belgelerden birine sahip olmayan alacaklı, itirazın giderilmesini sağlayabilmek için yalnız itirazın iptali yoluna başvurabilir. Borçlu ödeme emrine itiraz etmemiş ya da itiraz geçerli değilse alacaklının itirazın iptali davası açmasında hukukî yarar yoktur. İtirazın iptali davası süreye tabidir....
Genel haciz yoluyla yapılan ilamsız icra takiplerinde, borçlunun itirazı üzerine takip durur ve alacaklının takibin devamını sağlamaya yarayan imkânlarından biri 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 67 inci maddesinde öngörülen itirazın iptali davasıdır. İtirazın iptali davası, takip alacaklısı tarafından itiraz etmiş olan takip borçlusuna karşı açılır. İcra takibinde yer alan ve borçlu tarafından itiraza uğrayan kısım davanın konusunu oluşturur. Borcun tamamına ya da bir kısmına itiraz hallerinde olduğu gibi imzaya itiraz ile faize itiraz edilmesi durumunda da itirazın iptali davası açılabilir. İcra İflas Kanununun 68 ve 68 (a) maddelerinde sözü edilen belgelerden birine sahip olmayan alacaklı, itirazın giderilmesini sağlayabilmek için yalnız itirazın iptali yoluna başvurabilir. Borçlu ödeme emrine itiraz etmemiş ya da itiraz geçerli değilse alacaklının itirazın iptali davası açmasında hukukî yarar yoktur. İtirazın iptali davası süreye tabidir....
Ancak, hak tartışmalı ise icra inkâr tazminatına hükmedilemez (Yargıtay HGK. 4.3.2009 gün 2009/ 9-57 E, 2009/ 110 K). Borçlu belirli bir alacak için yapılan icra takibinde borcun bir kısmına itiraz etmek istediğinde, itiraz ettiği kısmı açıkça göstermek zorundadır. Borçlu buna uymaz ve borcun tamamına itiraz ederse, itirazın iptali davası sonucunda borçlu olduğu miktar bakımından icra inkâr tazminatı ödemekle yükümlüdür (Yargıtay 9.HD. 4.4.2008 gün 2007/14360 E, 2008/7511 K.). Alacağın likit olması şartıyla, itirazın iptali davası sonunda borçlunun itirazının kısmen kabulü halinde dahi, kabul edilen kısım bakımından icra inkâr tazminatına hükmedilmelidir. İcra inkâr tazminatı, asıl alacak bakımından söz konu olur. İşlemiş faiz isteği yönünden icra inkâr tazminatına hükmedilmesi mümkün değildir....