Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Alacaklı tarafından 03.10.2016 tarihinde genel haciz yolu ile ilamsız icra takibine başlandığı, borçlunun icra takibini haricen öğrenmesi üzerine icra dairesine verdiği 28.11.2016 tarihli dilekçe ile borca itiraz ettiği, icra müdürlüğünce 28.11.2016 tarihli işlemle; "itiraz eden borçluya henüz ödeme emri tebliğ edilmediği, borçlu vekilinin bugün verdiği itiraz dilekçesi ile ödeme emrinin 28.11.2016 tarihinde tebliğ edildiğinin sayıldığı ve borca itirazın İİK'nin 62. maddesinde belirtilen 7 günlük itiraz süresi içinde olduğu belirtilerek borca itiraz eden borçlular hakkındaki takibin İİK 62-66 m. gereğince durdurulması" şeklinde işlem tesis edildiği, alacaklının icra müdürlüğü işleminin kaldırılması istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, ilk derece mahkemesince şikayetin reddine karar verilmesi üzerine alacaklının istinaf yoluna başvurduğu, ... ... Adliye Mahkemesi 22....

    İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, kararın hukuka aykırı olduğunu, borçlunun icra takibine itiraz dilekçesinde belirttiği gibi, tebellüğ olduğunu, tebellüğ olan borçluya ilişkin Tebligat Kanunu kapsamında mernis adresi veya ikamet adresi ayrımına gidilmesinin kanunu kötüye kullanmak olduğunu ve TMK'nın 2. maddesine aykırılık teşkil ettiğini, davalı tarafından borca itiraz dilekçesinde mernis adresine yapılan tebligata itiraz edilmediğini, takibin iptalinin talep edilmediğini, mahkemece bunun re'sen gözetilmesinin mümkün olmadığını, yapılan işlemin memur hatası olduğunu, davanın tahliye yönünden reddedilmesinin doğru olmadığını, taraflarınca mernis adresi seçilmeden takip açılmasına rağmen, icra memurunun yaptığı işlem nedeni ile takibin mernis adresine gönderildiğini, her halükarda borçlunun takipten usulüne uygun haberdar olduğunu belirterek, davanın tahliye yönünden devamına karar verilmesini istemiştir....

    İtirazın iptali davası, İİK'nun 67. maddesinde düzenlenmiş kendine özgü bir dava türü olup, icra takibine sıkı sıkıya bağlıdır. Geçerli bir ilamsız icra takibinin bulunması, borçluya gönderilen ödeme emrine süresi içerisinde itiraz edilmesi bu dava için özel bir dava şartı olarak öngörülmüştür. İtirazın iptali davalarında yetkili icra dairesinde usulüne uygun olarak yapılmış icra takibi bulunması dava şartı olup HMK'nın 138 ve 140. maddeleri gereğince dava şartlarının öncelikle incelenmesi gerekmektedir. 2004 sayılı İcra İflas Kanunu'nun 50/1. maddesine göre "para veya teminat borcu için takip hususunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur." Davalı icra takibinde borca ve yetkiye itiraz ederek adresinin bulunduğu Ankara İcra Müdürlüğünün takipte yetkili olduğunu belirtmiştir. İcra Müdürlüğünce itirazının kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmiştir....

      DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğü nedeniyle tebliğ tarihinin düzeltilmesi ve İİK'nın 62. maddesi uyarınca borca itiraz istemine ilişkindir. İlamsız takip yolunda borca yönelik itirazların İİK'nın 62. maddesi uyarınca icra müdürlüğüne yapılması gerekir. Müdürlük yerine icra mahkemesine yapılan itiraz hukuki sonuç doğurmaz. Dava dilekçesinde ödeme emri tebliğ edilmediği için borca itiraz edilmediği belirtilmiş olup, icra müdürlüğüne yazılı veya sözlü itirazda bulunulduğu iddia edilmemiştir. Davacı yargılama aşamasında alınan beyanında, icra müdürlüğü görevlisinin "biz itiraz dilekçesini kabul etmiyoruz, icra mahkemesine gitmen gerekir" demesi üzerine bu dilekçesini atarak, mahkemeye hitaben dilekçe yazdırdığını ve dava açtığını belirtmiş ise de, davacı bu iddiasını ispatlayamadığı gibi, borca itirazın reddi konusunda icra müdürlüğünce verilen bir karar da bulunmamaktadır....

      GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Bilecik İcra Müdürlüğü 2020/3106 esas sayılı dosyasından müvekkilleri aleyhine başlatılan kambiyo senetlerine mahsus icra takibine ilişkin borcu kabul etmediklerini, aynı borca birden fazla kez takip başlatıldığını, Bilecik İcra Müdürlüğü'nün 2020/2675 Esas sayılı dosyasında da takip başlatıldığını, yine, Ankara Gayrimenkul Satış İcra Dairesi 2020/1575 E sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, T3 kefil olarak gösterilmişse de T3 yönünden geçerli bir kefaletin söz konusu olmadığını, müvekkilinin babasına önemsiz diyerek birden fazla evrak imzalattığını, hem kredi sözleşmesine dayalı hem ipotek sözleşmesine dayalı hemde bonoya dayalı aynı kökten gelen borca karşı 3 ayrı takip başlatan davalının iş bu takibine öncelikle mükerrerlik itirazında ve şikayetinde bulunduklarını, İİK ilgili hükümleri gereği bir borç (varlığını kabul etmemekle birlikte) bir borç ipotek yahut rehin ile teminat altına alınmış ise alacaklının ilgili...

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına göre; davalı alacaklı tarafından 2 adet çeke dayalı olarak borçlu hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine başlandığı, örnek 10 numaralı ödeme emrinin 18.03.2019 tarihinde tebliğ edildiği, davanın 20.03.2019 tarihinde yasal süresinde açıldığı, borçlunun icra mahkemesine yaptığı başvuruda, yetkiye, borca itiraz ettiği, mahkemece, takibe konu Ziraat Katılım Bankası A.Ş. Kayapınar Şubesine ait 27157 seri no.lu çek yönünden; yetki itirazının kabulü ile, davacı borçlu açısından İstanbul İcra Dairelerinin yetkisizliğine, bu çek yönünden yetkili Batman İcra Dairesine gönderilmesine, borca itiraz hakkında karar verilmesine yer olmadığına, takibe konu Kuveyt Türk Katılım Bankası A.Ş. Batman Şubesine ait 80251 seri no.lu çek yönünden; yetki itirazının reddine, borca itirazın reddine karar verildiği, kararın davalı alacaklı vekili tarafından istinaf edildiği anlaşılmıştır....

      İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 09/11/2021 NUMARASI : 2021/593 ESAS 2021/883 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde istinaf yolu ile tetkikinin istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için düzenlenen inceleme raporu dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, takip konusu senede istinaden 80.000 TL değil 5.000 TL borcunun bulunduğunu, davalıya güvenerek boş olarak imzaladığı senedin sonradan doldurulduğunu, 5.000 TL’yi de ödediğini belirterek borca itiraz etmiş, takibin iptaline ve tazminata karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının borca itirazını İİK 169/a maddesinde yazılı belgelerle ispatlayamadığından reddine ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir....

      . müvekkil şirketin Ukrayna'dan tarafına vekaletname çıkardığını, bu aşamada icra takibine karşı itiraz süre işlediği, apostille şerhi alınarak itiraz edilmesi için yeterli süre olmadığından Ukrayna'dan alınan vekaletname ile icra takibine itiraz edildiğini, apostille şerhinin ise bu itirazdan sonra alındığını ve bu dilekçeyle beraber mahkemeye ve akabinde icra müdürlüğüne sunulduğunu, yalnızca Türkçe tercümesinin henüz ulaşmadığını, ulaştığı anda bunun da mahkemeye belirterek, davanın reddini istemiştir....

      İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 13/01/2021 NUMARASI : 2019/1272 ESAS, 2021/53 KARAR DAVA KONUSU : İmzaya İtiraz|Takibin Taliki Veya İptali|İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının yasal süresi içerisinde istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü. İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul 14....

      Bu ödeme emrinin gönderilmesiyle birlikte yeni bir borca itiraz süresi başlar ve borçlu tarafından takip türünün genel haciz yoluyla ilamsız takip olması sebebiyle yasal 7 günlük süre içerisinde borca itiraz edilmesi gerekir. Her ne kadar davacı borçlu yetkisiz icra müdürlüğünde başlatılan takibin yetkili icra müdürlüğünde devam ettiğini ileri sürmüş ise de, bu husus sadece takibin başlatılmasına ilişkindir. Yoksa yetkisiz icra dairesinde yapılan icra işlemleri geçerliliğini korumaz. Bu sebeple, yetkisiz icra müdürlüğünde yapılan borca itiraz yetkili icra müdürlüğünde başlatılan takipte geçerli olmayıp, yetkili icra müdürlüğünde gönderilen ödeme emrine itiraz edilmediğinden takibin kesinleşmesi sonrasında takibe devam edilerek haciz işlemlerinin yapılması usul ve yasaya uygundur....

      UYAP Entegrasyonu