Davalı, borçlu vekili icra takibine itirazında, fatura bedellerinin ödendiğini de ileri sürerek borca itiraz etmiştir. Bu durumda davalı borçlu sözkonusu itiraz ile mal teslimini kabul etmiş, akdi ilişkiyi inkar etmeyip, ödeme savunmasında bulunmuştur. Hal böyle olunca davalı borçlunun ödeme savunmasını kanıtlamakla yükümlü olduğu gözetilmeden mahkemece ispat külfetinin tayininde hataya düşülerek yanılgılı gerekçelerle yazılı biçimde karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın davacı yararına BOZULMASINA, 08.11.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İİKnın ‘yetki ve itirazları’ başlıklı 50.maddesinde “para borcunun icra takibine konulması hususunda HUMKun yetkiye dair hükümlerinin kıyas yolu ile tatbik olunacağı, takibe esas olan akdin yapıldığı icra dairesinin de takibe yetkili olduğu, yetki itirazının esas hakkındaki itirazla birlikte yapılacağı, icra mahkemesi tarafından önce yetki meselesinin tetkik ve kati surette karara bağlanacağı" düzenlenmiş, 6100 sayılı HMKnın 19/2. maddesinde ise "… Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz." hükümlerine yer verilmiştir. Somut olayda davalı icra takibine konu borca ve icra dairesinin yetkisine birlikte itiraz etmiş, ne var ki davalı, icra dairesinin yetkisine itiraz ederken yukarıda anlatılan kanuni düzenlemelere uygun bir şekilde yetkili icra dairesini göstermemiştir. Hal böyle olunca davalının geçerli bir yetki itirazı olmadığından, .......
HUKUK GENEL KURULU KARARI Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: Talep, icra takibine dayanak teşkil eden kambiyo senedindeki imzaya ve borca itiraza ilişkindir. Davacı borçlu vekili, ödeme emrinin kendisine tebliğinden itibaren 5 günlük yasal süre içinde icra mahkemesine yaptığı başvuruda; icra takibine dayanak olarak gösterilen senetteki imzanın müvekkiline ait olmadığını ve bu durumun ilk bakıldığında bile hemen fark edildiğini, yapılan icra takibine konu senet gerçek olamayacak kadar çok yüksek bir meblağ içerdiğini, senette lehtar olarak görülen Ümit Balaban’a bu miktarda borçlanmasının mümkün olmadığını, kaldı ki davalı alacaklının da lehtar Ümit Balaban’dan bu kadar yüksek meblağda alacaklı olmasının hayatın olağan akışına uygun olmadığını belirtmek suretiyle imzaya ve borca itiraz ederek; icra takibinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/268 KARAR NO : 2020/1993 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : MENDERES İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 31/05/2019 NUMARASI : 2019/25 ESAS - 2019/55 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü; Davacı borçlu dava dilekçesinde özetle; Menderes İcra Müdürlüğü'nün 2018/424 Esas sayılı dosyasında ödeme emrini aldığını, ödeme emrinin dayandığı inkar tazminatı alacağına Menderes İcra Hukuk Mahkemesi'nin 28/12/2018 tarihli, 2018/61 Esas, 2018/157 Karar sayılı kararı ile hükmedildiğini, karara karşı istinaf yoluna başvurduğunu ve dosyanın İzmir Bölge Adliye Mahkemesine gönderildiğini, kararın kesinleşmemiş olduğunu, karar kesinleşmediğinden Menderes İcra Müdürlüğü'nün 2018/484 Esas sayılı dosyasından icra emri gönderilemeyeceğini...
Mükerrerlik iddiası da borca itiraz niteliğinde olduğundan, yasal sürede icra dairesine yapılmalıdır. İcra dairesi yerine, icra mahkemesine yapılan itiraz fuzuli olup, bir hukuki sonuç doğurmaz. O halde mahkemece, borçlunun iddiasının borca itiraz niteliğinde olduğu gözetilerek istemin reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasının incelenerek sonuca gidilmesi isabetsiz ise de, sonuçta istem reddedildiğinden sonucu itibariyle doğru olan kararın onanması gerekmiştir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK'nun 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), alınması gereken 27,70 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/1192 KARAR NO : 2021/1212 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : NİĞDE İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 25/05/2021 NUMARASI : 2021/168 ESAS 2021/228 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararı aleyhine süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuş olmakla, HMK’nın 353. maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde işin gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafından icra takibinde kefil olarak bulunan müvekkili aleyhine başlatılan Niğde İcra Dairesi 2021/1827 Esas sayılı icra takibine ilişkin borca itiraz ettiklerini, müvekkilinin böyle bir borcunun olmadığını, başlatılan icra takibindeki % 16,75 den Avans faizi işletilmesinin de hukuka aykırı olduğunu, Merkez Bankasının belirtilen orandaki avans faizinin 19.12.2020 tarihinden itibaren...
Bu nedenle başvuru, bu hali ile İİK. nun 168/5.maddesi kapsamında olup, aynı kanunun 169.maddesi uyarınca borca itiraz niteliğindedir. Borca itirazın ise İİK. nun 168/5.maddesi uyarınca ödeme emri tebliği üzerine yasal beş günlük sürede yapılması zorunludur. Somut olayda, borçluya örnek 10 numaralı ödeme emrinin 31.10.2008 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun ise 11.04.2013 tarihinde, İİK. nun 168/5.maddesinde öngörülen yasal beş günlük süreden sonra icra mahkemesine verdiği dilekçe ile borca itiraz ettiği görülmüştür. O halde, mahkemece, borca itirazın süre aşımı nedeniyle reddi yerine esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. Öte yandan, borçlunun istemi hesap tablosuna yönelik şikayet olarak kabul edilse bile örnek 10 numaralı ödeme emrinde takip tarihinden itibaren asıl alacağın %74 faiziyle tahsilinin istendiği ve İİK. nun 168/5.maddesinde öngörülen yasal beş günlük sürede itiraz edilmeyerek takibin kesinleştiği anlaşılmıştır....
. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasında akaryakıt satışı olduğunu, 12.723,65 TL alacağın ödenmemesi üzerine başlatılan icra takibine itiraz edildiğini iddia ederek itirazın iptalini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili savunmasında, takip ve davanın yetkisiz yerde açıldığını, Ankara İcra Daireleri ve Mahkemelerinin yetkili olduğunu iddia ederek davanın reddini istemiştir. Mahkemece taraflar arasında satış sözleşmesi bulunmadığı, bu nedenle yetki itirazının yerinde olduğu gerekçesiyle davanın yetkisizlik nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davacı Kilis İcra Müdürlüğü’nün 2008/2673 esas sayılı dosyasında ilamsız icra takibine geçmiş davalı Ankara İcra Müdürlüğü’nün yetkili olduğu gerekçesiyle takibe itiraz etmiştir. Açılan itirazın iptali davasında davalı süresinde yetki itirazında bulunmuş, mahkemece yetkisizlik kararı verilmiştir....
Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine dayanak yapılan senedin, teminat amacıyla verildiği, anlaşmaya aykırı doldurulduğu, borcun bulunmadığı iddiaları, İİK 169 ve 169/a maddeleri uyarınca borca itiraz niteliğindedir....
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkili şirketten mal satın ve teslim alan davalının, fatura bedellerini ödemediğini, alacağın tahsili için girişilen icra takibine de haksız olarak itiraz ettiğini iddia ederek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına hükmolunmasını talep ve dava etmiştir. Davalı, davaya cevap vermemiştir....