Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Muhakemeleri Kanununun 19/2. maddesinde "Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz." denmiştir. Bu yasal düzenlemeler ve Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin bir çok kararları karşısında, yetki itirazında bulunan borçlunun yetki itirazında yetkili icra dairesini de bildirmesi gerekmekte olup, aksi halde yetki itirazı geçerli sayılmaz. Davacı vekilinin icra dosyasına yaptığı borca itiraz dilekçesi incelendiğinde, sadece yetki itirazında bulunduğunu belirttiği ancak yetkili icra dairesini bildirmediği görülmüştür. Bu bağlamda davacı/borçlu yanca yapılan yetki itirazı geçersizdir....

HMK'nın 19/2. maddesi uyarınca yetki itirazında bulunan borçlunun, yetkili icra dairesini, birden fazla yetkili yer varsa seçtiği icra dairesini açıkça bildirmesi gerekir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 16/04/2014 tarih, 2013/19- 1520 esas, 2014/524 karar sayılı ilamı, Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 08/12/2015 tarih, 2015/20552 esas ve 2015/30741 karar sayılı ilamı). Somut olayda; takibin İstanbul İcra Dairesi'nde başlatıldığı, borçlular vekilinin icra mahkemesine sunduğu itiraz dilekçesinde müvekkillerinin adresinin İzmir İli olduğu açıklamasıyla yetki itirazında bulunduğu, ancak yetkili icra dairesini açıkça belirtmediği anlaşıldığından, usulüne uygun bir yetki itirazı söz konusu değildir....

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Aksaray İcra Müdürlüğü'nün 2021/6150 Esas sayılı takip dosyasından müvekkili aleyhine Kambiyo Senetlerine Mahsus Haciz Yoluyla İlamsız takipte ödeme emri 22/09/2021 tarihinde tebliğ edildiğini, icra takibine dayanak imzaya açıkça itiraz ettiklerini, iki imza arasında farklılıklar bulunduğunu, ilgili kurumlardan imza örneklerinin celbini talep ettiklerini, müvekkilinin alacaklı görünen davalıya borcunun bulunmadığını, tebliğ edilen ödeme emrine yasal süresi içerisinde olan itirazlarının kabulü ile borca ve imzaya itirazlarının kabulüne karar verilmesini, takip öncesinde işletilen faizim hatalı olarak hesaplandığını bilirkişi incelemesi ile bu hususun görüleceğini, davalarının kabulü ile %20'den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatı ile davalı aleyhine %10 para cezasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir....

Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının 5.9.2010 başlangıç tarihli sözleşme ile kiracı olduğunu, davalının 2010 Ekim-2011 Şubat aylar arası kira bedellerini ve apartman aidatını ödemediğinden hakkında icra takibi yaptığını, davalının haksız olarak icra takibine itiraz ettiğini belirterek itirazın kaldırılmasına, kiralananın tahliyesine ve %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir. Davalı ise kira sözleşmesini kabul etmediğini, kira sözleşmesini davacının o blokta oturan arkadaşının hazırladığını, yapılan görüşmelerde mutabakat sağlanamadığını, davacının Tunceli’ye gideceğini evine sahip çıkacak bir kişi istediğini söylediği için evine oturduklarını,kendisine hakaretlere varan sözler söylediği için evden çıkmadığını borca da bu nedenli itiraz ettiğini savunmuştur. İcra takibine dayanak yapılan ve hükme esas alınan 5.9.2010 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi kiralayan Özgür Erdem, kiracı ... arasında imzalanmıştır....

    Somut olayda; borçlunun icra müdürlüğüne ibraz ettiği 26/09/2019 tarihli dilekçesinde husumet ve yetkiye itiraz edildiği, husumet itirazı içeriğine göre genel olarak itiraz iradesinin çıkarılabildiği, gerçek maksat ve isteğinin borca itiraz iradesini taşıdığı , bunun geçerli bir itiraz olarak kabul edilmesi gerektiği, kaldı ki borçlu tarafından Kocaeli İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğuna yönelik yetki itirazında bulunulduğu geçerli bir yetki itirazı söz konusu iken yetki itirazı kaldırılmadan takibe devam edilmesinin İİK 66/1 maddesine aykırılık teşkil edeceği dolayısıyla itiraz nedeniyle durdurulmuş takip nedeniyle takibe devam edilerek haciz istenmesine yasal olanak bulunmadığı, tüm bu sebeplerle şikayetin reddine karar vermek sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, "Davanın Reddine" karar verildiği görülmüştür....

    -TL.lik çek verildiğini, çekin karşılıksız çıktığını, tahsili amacıyla icra takibine geçildiğini, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına % 40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, yetki itirazında bulunarak müvekkilinin davacı ile sözleşme yapmadığını, borcunun bulunmadığını bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, tüm delillere göre taraflar arasında Tam Tasdik Sözleşmesi düzenlendiği, iş karşılığında ödenmesi gereken 5.500.00.-YTL.lik çekin karşılığının bulunmaması nedeniyle tahsil edilemediği, davalının icra takibine itirazında haksız olduğu gerekçesiyle davacının davasının kabulü ile davalının icra takibine yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına ve % 40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Davalı borçlu aleyhindeki icra takibine hem yetki hem de borca itiraz etmiştir....

      İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 18/08/2021 NUMARASI : 2021/411 ESAS 2021/397 KARAR DAVA KONUSU : İmzaya, Yetkiye, Borca İtiraz KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararı aleyhine süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuş olmakla, HMK’nın 353. maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde işin gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Kayseri Banka Alacakları İcra Müdürlüğünün 2021/4661 esas sayılı dosyasından kambiyo senetlerine mahsus yolla takip yapıldığını, imzaya, borca ve yetkiye itiraz ettiklerini, takibin yetkisiz olan Kayseri İcra Müdürlüğünde başlatıldığını, Bakırköy İcra Dairelerinin yetkili olduğunu ileri sürmüş ve bu nedenle yetkisizlik kararı verilmesini talep etmiştir....

      GEREKÇE: Genel haciz yoluyla takipte alacaklı vekili tarafından itirazın kaldırılması talep edilmiş olup ilk derece mahkemesince itirazın kaldırılmasına ve asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının borçludan alınarak alacaklıya verilmesine karar verilmesi üzerine borçlu tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. “Yetkisiz icra müdürlüğünde başlatılan takipte borçlunun icra müdürlüğünün yetkisine itirazı yanında borca da itiraz etmesi halinde öncelikle çözümlenmesi gereken yetki itirazı olup, yetki itirazının kabulü ile takip dosyasının yetkili icra müdürlüğüne gönderilmesi halinde, yetkili icra müdürlüğünde tebligat yapılması zorunludur ve borçlunun yeni tebligatı aldığı tarihten itibaren yasal sürede yetkili icra müdürlüğünde de itirazda bulunması gerekir. Daha önce yetkisiz icra müdürlüğünde yapmış olduğu borca itiraz geçerliliğini korumaz.”(Y.12.HD. 2014/24820 E. 2014/31074 K.)...

      İcra Müdürlüklerinin yetkisine itirazda bulunduğu, bununla birlikte borca da itiraz ettiği, mahkemece, borçlunun yetki itirazı hakkında hüküm kurulmaksızın davacının bonodaki imzasını inkar etmediği, bononun illetten mücerret olduğu ve ileri sürülen iddiaların yazılı delille ispatının zorunlu olduğu gerekçesiyle davacının davasının reddine hükmedildiği anlaşılmaktadır. İİK'nun 50/2. maddesinde; ''Yetki itirazı esas hakkındaki itirazla birlikte yapılır. icra mahkemesi tarafından önce yetki meselesi tetkik ve kati surette karara raptolunur'' hükmüne yer verilmiştir....

        a ödeme emrinin ... adresinde ........2016 tarihinde tebliğ edildiği, anılan borçlunun, icra müdürlüğünün yetkisine itiraz ettiğine dair dosyada bilgi ve belge bulunmadığı gibi, böyle bir iddianın da olmadığı, diğer bir ifade ile anılan borçlu yönünden icra müdürlüğünün yetkisinin ........2016 tarihinde kesinleştiği, itiraz eden borçlu .... .. ... Ltd. Şti.'nin ise, borçlu .... .... yönünden ... İcra Müdürlüğü'nün yetkisi kesinleştikten sonra 31.....2016 tarihinde yetki itirazı ile icra mahkemesine başvurduğu görülmektedir. Bu durumda yukarıda açıklanan sebeple HMK'nun .../.... maddesi gereğince itiraz eden borçlu .... ... Ltd. Şti yönünden ... İcra Müdürlüğü'nde takip yapılmasında yasaya uymayan bir yön bulunmamaktadır. O halde mahkemece, yetkiye itirazın reddi ile borçlunun sair şikayet ve itirazlarının esasının incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

          UYAP Entegrasyonu