İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 15/12/2020 NUMARASI : 2020/462 ESAS 2020/592 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet (İcra Memur Muamelesi) KARAR : Yukarıda mahal tarih ve numarası açıklanan ilk derece mahkeme kararı aleyhine süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmakla, HMK'nun 352. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme ve heyetçe yapılan müzakere sonunda, gereği düşünüldü: Davacı dava dilekçesinde özetle; aleyhine başlatılan icra takibinde emekli maaşına haciz konulduğunu, emekli aylıklarına haczin yasaklandığını, haczin gerçekleşmesi için 5510 sayılı kanun'un 93.maddesi uyarınca borçlunun muvafakati olması gerektiğini, icra takibinden haricen haberdar olduğunu, ödeme emrini 16/06/2020 tarihinden icra dairesinde tebliğ aldığını ve emekli maaşına haciz konulmasına muvafakatinin olduğunu bildirdiğini, muvafakat verdiği esnada alacaklının baskısı altında verdiğini, tarafına henüz ödeme emri tebliğ edilmeden ödeme emrine itiraz sürelerinden feragat edilemeyeceğinden hacze...
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2022/114 D.İş Esas, 2022/114 Karar sayılı 29/06/2022 tarihli ihtiyati haciz kararına dayalı olarak ilamsız icra takibi başlatıldığını, borçlulardan T4 gönderilen ödeme emri tebligatının adresten taşınması nedeniyle bila geldiğini, diğer davalının ise e-tebligat adresine 30/06/2022 tarihinde gönderildiğini, mevzuat gereğince 05/07/2022 tarihinde tebliğ edildiğini, borçlulardan sadece T5 tarafından 07/07/2022 tarihli dilekçe ile takibe itiraz edildiğini, davalının itiraz dilekçesinde borcunun olmadığını, borcun tamamına itiraz ettiğini, ancak 08/07/2022 tarihli memur işlemi ile bütün borçlular açısından itiraz olduğundan bahisle takibin durdurulmasına karar verildiğini, buna ilişkin itiraz dilekçesi ve müdürlük kararının taraflarına e-tebligat ile 13/07/2022 tarihinde tebliğ edildiğini, her iki borçlu yönünden takibin durdurulmasına dair bu kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, öncelikle icra memur işleminin iptalinin gerektiğini, itirazın kaldırılması yönünden...
Uyuşmazlık, icra memur işleminin şikayetine ilişkindir....
Asliye Hukuk Mahkemesinden ihtiyati haciz kararı alındığı, ve ihtiyati haciz kararına dayalı olarak borçlunun menkul malları üzerine 18.10.2008 tarihinde ihtiyati haciz konulduğu, takibin devamında borç ödemeden aciz vesikası alındığı, borçlunun İİK.nun 106 ve 110. maddeleri gereğince ihtiyati hacizlerin kaldırılması yönündeki istemi icra müdürlüğünce reddedilmesi üzerine borçlunun icra mahkemesine yaptığı başvuruda ihtiyati haczin kaldırılmasına ilişkin iddiaları ile birlikte takibe konu bonoların takip öncesi ve takibin kesinleşmesi sonrasında zamanaşımına uğradığını ileri sürerek, ihtiyati hacizlerin kaldırılmasını talep ettiği, mahkemece ihtiyati haczin kesin hacze dönüşmediği, takibin kesinleşmediği, bu durumda hacizlerin kaldırılması talebi hakkında ihtiyati haciz kararını veren mahkemenin görevli olduğu gerekçesiyle şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmıştır....
Davalı borçlu vekili, haczin müvekkiline ait olmayan adreste yapıldığını, menkullerin müvekkiline ait olmadığını beyan ederek davanın reddini talep etmiştir. Davalı .... kişi vekili, borçlu şirket ile ilgilerinin bulunmadığını haciz adresinin borçluya ait olmadığını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir. Dava, alacaklının İİK 99.maddesine göre açtığı istihkak iddiasının reddi talebine ilişkindir. Mahkemece; borçlunun ilamsız icra takibine itiraz etmesi üzerine, takibin durduğu, ancak takip tarihinden sonra, ihtiyati haciz kararı alınarak bu karar doğrultusunda .... kişiye ait işyerinde haciz işlemi yapıldığı, borçlu vekili tarafından süresinde borca ve ferilerinin tamamına itiraz edildiği halde, alınan ihtiyatı haciz kararı uyarınca yapılan menkul haczinin geçerli bir haciz olmadığı gerekçesi ile davanın dava şartı yokluğu nedeni ile reddine karar verilmiş karar davacı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. ... .......
şikayetçinin talebi reddedilmişse de; İİK 110. maddesi gereğince süresinde satış istenmediği için haczin düşmüş olduğu, bu durumda ise haczin kaldırılması için tahsil harcının yatırılması gerektiğine dair mevzuatımızda bir düzenleme yer almamaktadır....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesini tekrarla, taraflarınca 03.11.2022 tarihinde icra müdürlüğünden alacaklı vekilince 7 günlük süre içerisinde takip talebinde bulunulmadığından bahisle söz konusu haczin kaldırılması talebinde bulunulduğunu, İcra Müdürlüğünce 03.11.2022 tarihinde haciz işleminin alacaklı vekilin gıyabında yapılmasından ve alacaklı vekiline tebligat çıkartılmamasından dolayı İİK'nin 264/1 maddesi 7 günlük sürenin başlamadığı gerekçesi ile taleplerinin reddedildiğini, alacaklı vekilinin 11.11.2022 tarihinde icra dosyasına " Borçlu adına ilgili senede istinaden Hendek İcra Müdürlüğü'nün 2022/962 İcra dosyasına istinaden esas takibe geçilmiştir." şeklinde bildirimde bulunulduğunu, görüldüğü üzere alacaklının ihtiyati haciz kararı sonrası hem süresinde takip başlatmadığını, hem de süresinde başlattığı bir an kabul edilse dahi esasa yetkisiz icra dairesinde geçildiğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını,...
Asliye Hukuk Mahkemesince taşınmazın tapu kaydının iptali ile müvekkil adına tesciline karar verildiğini, bu karar gereğince taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılmasının talep edilmesine rağmen icra müdürlüğünce satış avansı yatırılmış olması sebebiyle talebin reddedildiğini ayrıca konulan haczin İİK 106- 110 maddesine göre kaldırılması gerektiğini belirterek, haczin fekkine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ilgili taşınmazdaki haczin 2009 yılında işlendiğini, daha sonra bu haczin yenilendiğini, taşınmaz hakkında satış işlemlerine başlandığını belirterek, davanın reddini talep etmiştir....
Borçlu hakkında bir takip başlatılmaksızın, genel mahkemelerce verilen tedbir niteliğindeki ihtiyati haciz kararlarının infazına ilişkin şikayetler ile teminat karşılığında haczin kaldırılması taleplerinin icra mahkemesince incelenmesi mümkün değildir. Yine İİK'nın 261/3. maddesinde yazılı; ihtiyati haczin infazı ile ilgili şikayetlerin infazı yapan icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesine yapılacağı yolundaki hüküm yalnızca infaza yönelik şikayetlerde İcra Mahkemesini görevli kılmakta ise de; henüz esas takibe geçilmemiş olduğu hallerde teminat karşılığında haczin kaldırılması, teminat miktarının belirlenmesi, teminatın icra müdürlüğünce belirlenip belirlenmeyeceğine ilişkin uyuşmazlıkların çözümünde İİK'nın 266. maddesinde yazılı ayrıksı hüküm nedeniyle icra mahkemesini görevli kılmamaktadır....
Serik İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2017/123 Esas 2020/35 Karar sayılı kararı ile borca itirazın kabulü ile T1 yönünden takibin durdurulmasına, davacının tazminat talebinin reddine karar verilmiş, tazminat talebinin reddi kararı yönünden davacı borçlu istinaf yasa yoluna başvurmuş, Dairemiz 2020/2262 Esas - 2021/825 karar sayılı kararı ile davacı borçlunun istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş olup karar aleyhine davacı temyiz yasa yoluna başvurmuştur. Bu durumda borca itiraz yönünden kararın kesinleştiğinin kabulü gerekir. 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 28/b maddesine göre, tahsil harcı, alacağın ödenmesi sırasında yatırılan paradan tahsil edilir. Somut olayda, alacaklı vekilinin araçlar üzerindeki haczin kaldırılması talebi, alacağın haricen tahsil edildiğine karine teşkil ettiği gerekçesi ile icra müdürlüğünce tahsil harcı alınmış olup tahsil edilmiş bir alacak yoktur....