Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; borçlunun dilekçesinde itiraz beyanı olmadığını, borçlunun borca itiraz etmediğini, yetki itirazı türünde bir itirazı da bulunmadığını, borçlunun, icra müdürlüğüne vermiş olduğu dilekçe ile tam aksine, borcu kabul ettiğini, borçlunun icra müdürlüğüne yaptığı itirazın bir görev itirazı olduğunu, icra müdürlüğünün bu konu hakkında takdir ve karar verme yetkisi bulunmadığı gibi takibi durdurmasının da usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; Uyuşmazlık, icra müdürlüğünce verilen takibin durdurulması kararının kaldırılarak takibin devamına karar verilmesi istemine ilişkindir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 12/03/2020 NUMARASI : 2019/845 ESAS, 2020/309 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının yasal süresi içerisinde istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü. İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle , müvekkili aleyhine İstanbul Anadolu 24. İcra Müdürlüğünün 2019/36493 esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını icra takibine konu edilen toplam 83.510,00TL bedelli iki senedin de ödemesinin yapılmış olduğunu, müvekkilinin davalıya borcu olmadığını, ayrıca senetler protesto görmediği halde alacaklının takip tarihine kadar usul ve yasaya aykırı faiz talep ettiğini ileri sürerek borca itirazda bulunmuştur Davalı vekili davanın reddini istemiştir....
Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller neticesinde davalı yanın yetki itirazı yerinde görülmemiş dosya ve davacı şirketin yevmiye defteri üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde davanın kabulüne, davalının itirazının iptaline, takibin devamına, asıl alacağın %40’ı oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı tarafça temyiz edilmiştir. Davalı aleyhindeki icra takibinde hem borca hem de icra dairesinin yetkisine itiraz etmiştir. Açılan itirazın iptali davasında ise mahkemenin de yetkisiz olduğunu savunmuştur. Mahkemece davalının yetki itirazı reddedilerek işin esasına girilmiştir. Davacı vekili, BK.nun 73.maddesi uyarınca ... Mahkemelerinin yetkili olduğunu duruşma sırasındaki beyanlarında belirtmiş ise de, somut olayda davalı akdi ilişkiyi inkar etmiş olduğundan BK.nun 73.maddesinin uygulama yeri bulunmamaktadır....
İİK'nun 169/a-1. maddesine göre; "İcra mahkemesi hakimi, itiraz sebeplerinin tahkiki için iki tarafı en geç otuz gün içinde duruşmaya çağırır. Hakim, duruşma sonucunda borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı halinde itirazı kabul eder. İcra mahkemesi hakimi yetki itirazının incelenmesinde taraflar gelmese de gereken kararı verir." Öte yandan, İİK'nun 170/2 ve 3. maddesinden, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takiplerde imzaya itirazın da duruşmalı olarak incelenmesi gerektiği anlaşılmaktadır. Somut olayda, borçlunun başvurusu, imzaya ve borca itiraz niteliğinde olup, yukarıda açıklanan yasa hükümleri uyarınca mahkemece mutlaka duruşma açılmalı ve itirazlar duruşmalı olarak incelenmelidir. Dosya üzerinden karar verilemez....
Ancak, ilamsız icra prosedürü içinde itirazın kaldırılması, borçlunun itirazı ile duran (m.66) ilamsız icra takibine devam edilmesini sağlayan bir yol olup, bir dava niteliğinde değildir. Açıklanan nedenlere ve mahkeme gerekçesine göre itirazın kaldırılmasına, takibin devamına ve tazminata hükmedilmesi gerektiğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nun 353- (1) b) 1) maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
İcra Müdürlüğü' nün 2013/7289 sayılı icra takip dosyasındaki davalı borçlunun itirazının asıl alacak yönünden iptali ile icra takibinin devamına, asıl alacağın %20’ si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davalı borçlu, aleyhindeki icra takibine süresinde itiraz etmiş ve dilekçesinde hem icra dairesinin yetkisine hem de borca ilişkin itirazlarını bildirmiştir. Yetkili icra dairesinde takip yapılması itirazın iptali davasının koşullarından biridir. Dava koşulunun mahkemece öncelikle gözetilip değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu durumda mahkemece İİK 50. maddesi uyarınca öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz incelenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bu hususla ilgili değerlendirme yapılmadan işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
KARŞI OY Davacı vekili müvekkilinin davalının hesabına gönderdiği 90.000,00 USD paranın iade amacıyla Urla İcra Dairesinde takip başlattığı, borçlunun borca ve yetkili icra dairesini göstermeksizin icra dairesinin yetkisine itiraz etmesi üzerine açılan itirazın iptali davasında usulüne uygun icra dairesinin yetkisine itiraz olmamasına rağmen Urla Asliye Hukuk Mahkemesince, yetkili icra dairesinde başlatılmış bir icra takibi olmadığından itirazın iptali davasını reddine karar verildiği, bu karar temyiz edilmeksizin kesinleşmesi üzerine davacı vekilinin, icra dosyasının Bakırköy İcra Dairesine gönderilmesini talep ettiği ve Bakırköy İcra Dairesi tarafından çıkarılan ödeme emrine karşı borçlu borca ve Büyükçekmece İcra Dairesinin yetkili olduğu gerekçesi ile icra dairesinin yetkisine itiraz etmesi üzerine alacaklı tarafından açılan itirazın iptali davasında ise Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesince usulüne uygun yetkili icra dairesinde başlatılmış bir takip olmadığından itirazın iptali davasının...
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE: Dava, --- Esas sayılı icra takibine yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebine ilişkindir.Davacı tarafça---sözleşmesine dayanarak davalılar hakkında tahsilde tekerrür olmamak şartıyla --- tarihinde ilamsız icra takibi başlattığı, borcun dayanağı çekin keşidecisinin davalı --- tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla birden fazla takip yapılabileceği, davalı --- tarihinde borca ve--yetkisine itiraz ettiği, davalı --- tarihli borca ve ---yetkisine itiraz ettiği, davacı vekili tarafından yetki itirazın kabulü üzerine dosyanın ---Esasına kaydedildiği,----ödeme emrinin tebliğ edildiği ve davalı --- tarihinde borca itiraz edildiği,--- çıkarılan ödeme emri tebligatın ise iade olduğu, akabinde davacı tarafça itirazın iptali davasının açıldığı, Davalı --- yönünden yönünden dosyanın incelenmesinde; davacı tarafından başlatılan icra takibinde borca ve yetkiye itiraz edildiği, davacının yerleşim yerinin--- davalıların yerleşim yerinin --- bulunmadığı...
İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğundan bahisle Diyarbakır İcra Müdürlüklerinin yetkisine itirazda bulunduğu, mahkemece;borçlunun yetki itirazı incelenmeksizin ve bu konuda hüküm kurulmaksızın borçlunun, takibe konu bononun ön yüzünde şirket kaşesi dışında açıkta imzasının bulunması nedeniyle borçtan şahsen sorumlu olduğu gerekçesiyle borca ve imzaya itirazın reddine hükmedildiği anlaşılmaktadır. İİK'nun 50/2. maddesinde; ''Yetki itirazı esas hakkındaki itirazla birlikte yapılır. İcra mahkemesi tarafından önce yetki meselesi tetkik ve kati surette karara raptolunur'' hükmüne yer verilmiştir....
İmza itirazı dışındaki diğer itiraz sebepleri borca itirazdır. Borca itirazının incelenmesine ilişkin İİK'nun 169/a-1 maddesinde "Hâkim, duruşma sonucunda borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmî veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı hâlinde itirazı kabul eder." hükmü yer almaktadır. Önlerine gelen uyuşmazlıkları takip hukuku kurallarına göre çözüme kavuşturan icra mahkemesi, borçlunun itirazını yukarıdaki kanun maddesinde nitelikleri belirtilen ve takibin dayanağı olan senede açık atıf yapan yazılı belgeyle kanıtlanması halinde borca itirazı kabul eder, aksi halde itirazı reddeder....