İstinaf Sebepleri Borçlu istinaf başvurusunda; dava dilekçesindeki sebepleri tekrarla, icra takibine konu senet hakkında devam eden menfi tespit dava dosyasında senedin takibe konu edilmemesi yönündeki tedbir kararının devam ettiği, takip dayanağı belge süresi içerisinde icra dosyasına sunulmaması nedeniyle takibin geçersiz olduğu, icra takibine konu senedin zamanaşımına uğradığını ileri sürmüştür. C. Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; menfi tespit davasında kararın kesinleşme tarihine kadar davalı ... ....Ltd. Şti. yönünden zaman aşımının işlemeyeceği gözetildiğinde takip dayanağı senet yönünden 3 yıllık zaman aşımı süresinin dolmadığı, takip dayanağı bonoda lehdar durumunda olan ... ... İnş...Ltd....
Esas sayılı dosyasından davalı borçlu aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığı,borçlu tarafından borca ve yetkiye itiraz edildiğini, borçlunun yetki itirazı üzerine icra dosyasının Silivri İcra Müdürlüğü'nün ... esasına kaydı yapıldığı, borçlu tarafından işbu dosyadan gönderilen ödeme emrine karşı da davalı borçlu tarafından haksız ve mesnetsiz itiraz edildiğini ve bunun üzerine takip durduğunu beyanla itirazın iptali ile takibin devamını, davalı tarafın %20 oranından az olmamak üzere icra/inkar tazminatı ile mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. CEVAP: Dava dilekçesi üzerine karar verildiğinden davaya cevap bulunmamaktadır....
Dairemizce yapılan değerlendirmede; Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine başlandığı, örnek 10 numaralı ödeme emri tebliği üzerine borçlunun yasal sürede icra mahkemesine yaptığı başvuruda, icra dairesinin yetkisine, imzaya ve borca itiraz ettiği anlaşılmıştır. Öncelikle yetki itirazı yönünden değerlendirmede; İİK.nun 50.maddesi göndermesiyle, bonoya dayalı olarak, borçlunun ikametgahının bulunduğu yerdeki genel yetkili icra dairesinde (HMK. 6.md.), bonoda öngörülen ödeme yerinde ancak, TTK'nun 689/3. maddesine göre ödeme yeri gösterilmeyen bonoda, tanzim yerinin ödeme yeri olduğunun kabulü gerekeceğinden, bononun tanzim yerinde icra takibi yapılabilir. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun yetki sözleşmesini düzenleyen 17.maddesinde ise; "Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler....
- K A R A R - Davacı vekili, davalı şirket tarafından müvekkiline kesilen 01.09.2009 tarihli ve 3.150.TL bedelli faturayı peşin ödemelerine rağmen faturadaki hizmetin yerine getirilmediğini, bedelin iadesi için başlatılan takibe davalı tarafça haksız olarak itiraz edildiğini belirterek itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatının ödenmesine hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, icra takibine itiraz dilekçesinde icra müdürlüğünün yetkisine itirazda bulunmuş, yargılama aşamasında da davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davalının icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmeksizin sözleşmenin tarafının davacı şirket olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava konusu icra takibinde hem icra dairesinin yetkisine hemde borca itiraz edilmiştir. Yetkili icra dairesinde takip yapılması itirazın iptali davasının koşullarından biridir....
Yetkisizlik kararının kesinleşmesini müteakip, yetkisiz icra müdürlüğünce yapılan işlemler geçersiz olur. Borçlu, yetkiyle birlikte aynı zamanda borca da itiraz etmişse, dosya yetkili icra müdürlüğüne gönderilip kendisine yeniden ödeme emri tebliğ edildiğinde, borca yeniden itiraz etmesi gerekir. Buna göre borçlu, yetki itirazı ile birlikte borca itirazlarını bildirmemiş olsa bile yetkili icra dairesince gönderilen ödeme emrinin tebliği üzerine süresi içinde yetkili icra mahkemesine borca itirazlarını sunabilir. Bir başka deyişle yeni ödeme emri tebliği, borçluya yeni itiraz hakkı sağlar. O halde mahekemece yukarıda belirtilen ilkeler ışığında itirazın esasının incelenmesi gerekirken borçlunun itiraz hakkını kaybettiği gerekçesiyle istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
Borçlu ilamsız icra takibinde yetkiye ve borca itiraz etmiştir. Yetki itirazı incelenmeden borca itiraz hakkında bir karar verilemeyeceği yani yetki itirazının hallinin bir önmesele olduğu dikkate alındığında HMK nın 355. Maddesi gereğince kamu düzeninden yapılan inceleme sonucu yetki itirazı ve akabinde borca itiraz hakkında yeniden bir karar verilmek üzere ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın bu hususlarda bir karar verilmek üzere ilk derece mahkemesine iadesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere, 1- İstinaf talebinin HMK 353/1/a/6 maddesi gereğince kabulü ile İstanbul 13....
- K A R A R - Dava, kredi alacağının tahsili için girişilen icra takibine yönelik itirazın iptaline ve icra inkar tazminatı istemine iliştindir. Davalı, ilk duruşmada borca itirazının olmadığını, sözleşme imzalanırken sözleşmeyi okumadan Türk Lirası olarak yazıldığını düşünerek imzaladığını dolar üzerinden takip yapıldığı için itiraz ettiğini ancak borcu kabul ettiğini iki taksidi ödediğini bilirtmiştir. Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller neticesinde davalının kabul beyanı nazara alınarak davanın kabulüne, itirazın iptali ile takibin kaldığı yerden devamına davalının itirazı haksız bulunduğundan itiraz edilen asıl alacağın %40'ı olan 1.174.80.-TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş hüküm davalı tarafca temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İcra takibine itirazın kaldırılması Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: K A R A R Borçlu vekilinin İcra Müdürlüğü'ne verdiği borca itiraz dilekçesi ile, asıl alacağa tüm fer'ileriyle birlikte itiraz ettiği, bu itirazı sebebiyle takibin durdurulduğu anlaşılmakla, inkar tazminatında %20 yerine %40'a hükmedilmesinin bozma sebebi yapılmadığına, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere göre yerinde bulunmayan temyiz sebeplerinin reddiyle usul ve kanuna uygun Mahkeme kararının İİK'nun 366. ve HUMK'nun 438. maddeleri uyarınca ONANMASINA, taraflarca...
İcra MahkemesiTARİHİ : 26/07/2007NUMARASI : 2007/516-2007/750 Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;İİK. nun 68/son maddesi gereğince alacaklının itirazın kaldırılması talebinin esasa ilişkin nedenlerle kabulü halinde borçlunun tazminatla sorumlu tutulması mümkündür. Somut olayda, alacaklı vekili tarafından faturaya dayalı olarak genel haciz yolu ile ilamsız icra takibine geçildiği, borçluya örnek 7 nolu ödeme emri tebliği üzerine adı geçenin yasal sürede icra dairesine verdiği dilekçe ile borcun 6.000,00-YTL. lık kısmını ödediğini, 11.008,23-YTL. lık kısmının ise henüz vadesinin gelmediğini ileri sürerek borca itiraz ettiği anlaşılmıştır....
İcra takibine konu senedin, takibe geçildiği tarihte TTK'nın 776. maddesinde öngörülen tüm zorunlu unsurları taşıdığı dosya içeriği ile sabit olup, davacılar takibe konu senetteki imzalarına itiraz etmediği gibi, senedin vade tarihinin sonradan doldurulduğunu ispata yarar yazılı bir delil ibraz etmediğinden, takibe konu senet, kanunun öngördüğü şekil şartlarını taşımaktadır ve kambiyo senedi niteliğindedir. Dolayısıyla, söz konusunu senedin kambiyo senetlerine özgü yolla icra takibine konu edilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır. Senet, sebepten soyut olduğundan, davacıların takibe konu borca ilişkin iddialarının dar yetkili icra mahkemesinde değerlendirilmesi mümkün değildir. Ayrıca, dava dilekçesinde ileri sürülen iddia borca itiraz niteliğinde olduğundan, ilk derece mahkemesince kararda bu konuda değerlendirme yapılmasında isabetsizlik yoktur....