K A R A R Davacı, davalıya 2008 ve 2009 yıllarında çiçek satışı yaptığını, bedellerinin ödenmemesi üzerine davalı aleyhine icra takibi başlattığını ancak, davalının haksız olarak takibe itiraz ettiğini ileri sürerek, davalının icra takibine vaki haksız itirazının iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir. Davalı, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir....
İcra İflas Kanununun 68/1 maddesi "Talebine itiraz edilen alacaklının takibi, imzası ikrar veya noterlikçe tasdik edilen borç ikrarını içeren bir senede yahut resmî dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde ve usulüne göre verdikleri bir makbuz veya belgeye müstenitse, alacaklı itirazın kendisine tebliği tarihinden itibaren altı ay içinde itirazın kaldırılmasını isteyebilir." hükmünü içermektedir. Dava dilekçesinin incelenmesinde davacı taraf dilekçenin açıklamalar başlıklı kısmının üçüncü paragrafında "Hesap kat ihtarına davalılar itiraz etmemiş olup bu nedenle bankamız alacağı İİK 68/1 fıkrası kapsamında kesin bir alacak niteliği kazanmıştır." denilmiş, talep ve sonuç kısmında da " icra takibine yaptığı haksız ve mesnetsiz itirazın kaldırılması" istenilmiştir. Bu durumda uyuşmazlığın İcra Hukuk Mahkemesinde çözümlenip görülmesi gerekirken mahkemece işin esası incelenerek karar verilmesi doğru görülmemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İcra takibine itiraz Uyuşmazlık, kambiyo senetlerine mahsus takip yolu ile yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Bu durumda temyiz incelemesi dairemizin görevi dışında bulunduğundan dosyanın görevli Yargıtay 12.Hukuk Dairesi Başkanlığı'na gönderilmesine, 17.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
haksız bir şekilde takibe itiraz edilmediği ve yapılan itirazın kötü niyet teşkil etmediği hususları ile alacağın likit olmadığı hususları dikkate alınarak davacı tarafın icra inkar tazminatı taleplerinin reddine, Sakarya ....İcra Müdürlüğü'nün......
Esas sayılı icra takip dosyası ile icra takibi başlatıldığını, borçlu şirket 08.03.2022 tarihli itiraz dilekçesi ile, davalı şirketin, müvekkili şirkete borcu bulunmadığını, istenen temerrüt faizinin fahiş olduğunu, icra takibine mevzu edilen alacağın yargılamaya muhtaç olduğunu iddia ederek icra takibine itiraz ettiğini, itiraz üzerine icra takibinin durduğunu, itiraz üzerine zorunlu arabuluculuk yoluna başvurulduğu, anlaşılamadığı hususunun elektronik imza ile imzalanarak tutanak altına alındığı, davalı şirketin icra takibinin dayanağı taşıma ücreti faturalarına yasal süre içerisinde itirazı veya ihtirazı kaydınun vuku bulmadığını, müvekkili şirketin ifa ettiği taşıma işi karşılığı keşide ettiği taşıma ücreti faturalarının davalı şirket tarafından ticari defter ve kayıtlarına işlenmiş olduğu ve buna göre taşıma ücreti faturalarının kesinleştiği hususu istihsal olunacak bilirkişi raporu ile sübuta ereceğini, borçlu şirketin icra takibine itirazının haksız ve usulsüz olduğu, bilirkişi...
İcra Dairesinin 2016/16261 sayılı dosyası üzerinden başlatılan icra takibi, dosya borçlusunun 26/08/2016 tarihli itirazı ile durduğunu, ancak davacı taraf, bu aşamadan sonra hukuken izlenecek yolla ilgili olarak davalıya herhangi bir bilgi vermediği gibi, söz konusu icra takibine ilişkin olarak açılacak olan davanın, zamanaşımı süresi dolmadan açılması gerektiği hususunda da herhangi bir uyarıda bulunmadığını, davacının üstlenmiş olduğu iş hakkında, ilgili icra takibinin başladığı tarihten bu yana herhangi bir bilgi alamadığını, davalının hak kaybına uğrayacağından endişe ederek, haklı azil hakkını kullandığını ve 28/03/2017 tarihinde davacıyı azlettiğini, davalının icra takibine itiraz edildiğini, azil tarihinde henüz henüz sonuçlanmamış olan ve Ankara 2. icra dairesinin 2016/16261 sayılı dosyası üzerinden başlatılan icra takibine dayalı olarak, işin tamamı için öngörülen ücreti talep etme hakkı da bulunmadığını, davacı tarafın yasal delil bildirme süresinin geçtiğini, yerel mahkemesince...
İcra Müdürlüğünün 1999/8267 esas sayılı dosyasından müvekkiline tebligatın yapılmadığını, müvekkilinin aciz vesikasının alındığı icra dosyasından haberinin olmadığını, takibe konu edilen aciz vesikasının alındığı icra takibinden kendisine usulüne uygun tebligatın yapılmadığını, usule uyulmadan alınan aciz vesikasına konu borca ve faize de ancak itiraz etme zaruretinin doğduğunu, müvekkili aleyhine yapılan icra takibine, aciz vesikasına, aciz vesikasına konu borcun zaman aşımına uğraması nedeniyle borca itiraz ettiklerini bildirmiştir....
İcra Dairesinin 2008/12508 sayılı icra takip dosyasında, itiraz eden davalı vekilinin yetkili icra dairesinin Kartal İcra Dairesi olduğunu belirterek icra dairesinin yetkisine itiraz ettiği, İstanbul 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin de davalının icra dosyasına verdiği itiraz dilekçesindeki yetkisizlik itirazına göre karar verdiği, bu durumda İstanbul 13. İcra Dairesinin yetkisiz olduğunun anlaşıldığı, ortada geçerli ve yetkili yer icra dairesinde yapılmış bir icra takibi bulunmadığından, koşulları oluşmayan icra takibine itirazın iptali davasının reddine karar verilmiştir. Davacı vekilinin temyizi üzerine karar, Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde açıklanan gerekçelerle bozulmuştur....
Dava, faturaya dayalı alacağın tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali ve takibin devamı taleplerine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İcra takibine itiraz Dava, İcra İflas Kanununun 65.maddesi uyarınca gecikmiş itiraz nedeni ile takibin durdurulması istemine ilişkindir. İcra Mahkemesince isteğin reddine karar verilmesi üzerine karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Bu durumda, uyuşmazlığın çözümü dairemizin görevi dahilinde olmayıp, 12.Hukuk Dairesinin görevindedir. Ancak, 12. Hukuk Dairesince de görevsizlik kararı verildiğinden, uyuşmazlığın çözümünde görevli Dairenin belirlenmesi için dosyanın Yargıtay Birinci Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 25/06/2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....