İcra Müdürlüğünün 2019/15767 Esas sayılı dosyasıyla borçlu aleyhine girişilen icra takibi neticesinde borçlu tarafından 23/12/2019 tarihinde imzaya itiraz edildiğini, borçlunun imzaya itirazının haksız ve mesnetsiz olduğunu, müvekkili ile davacı arasında yıllardır süregelen ticari bir ilişki bulunduğunu, davacı tarafından verilen senetlerin de bu borç ilişkisinden kaynaklı senetler olduğunu, davacının müvekkiline vermiş olduğu başka senetler de olduğunu, itiraza konu olan, borçlu tarafından müvekkiline verilmiş olan 3 adet senedin vadesi geldiği halde ödenmemesi üzerine icra takibine konu edildiğini, davacının toplamda müvekkiline 5 adet senet verdiğini, diğer 2 adet senedin ise vadesi gelmediğinden icra takibine konu edilmediğini, davacı tarafça verilen bu 5 adet senet üzerindeki imzaların hepsinin borçluya ait olduğunun yapılacak kriminal bilirkişi incelemesinde ortaya çıkacağını belirterek imzaya itirazın reddine, itirazında kötü niyetli olan borçlunun takip konusu alacağın...
Buna göre somut olayda; Fatsa İcra Müdürlüğü'nün 2018/5327 Esas sayılı dosyasında örnek (10) numaralı ödeme emrinin borçlu davacıya 21/12/2018 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından mahkemenin 2019/5 Esas sayılı dosyasında 09/01/2019 tarihinde Fatsa İcra Müdürlüğü'nün 2018/5327 Esas sayılı takip dosyasında imzaya itiraz edildiği, ancak dosyanın takipsiz bırakılması sebebiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, iş bu imzaya itiraz davasının da 26/11/2020 tarihinde açıldığı, davacının en geç mahkemenin 2019/5 Esas sayılı dosyasının dava tarihi olan 09/01/2019 tarihinde takipten haberdar olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda, borçlunun ödeme emrinden ve takipten en geç 09/01/2019 tarihinde haberdar olduğu, davacı borçlunun 26/11/2020 tarihinde imzaya itiraz ettiği ancak davacının 5 günlük yasal süresi içerisinde itiraz etmediği anlaşılmakla; davacının davasının süre yönünden reddine dair karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....
DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı ilk derece mahkemesi kararının Dairemizce istinaf yoluyla tetkikinin istenmesi üzerine, bu işle ilgili dosya mahallinden Dairemize gönderilmiş olup, dosya içerisindeki tüm bilgi ve belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü; Davacı dava dilekçesinde özetle; icra dosyasından tarafına kefil olarak ödeme emri düzenlenerek gönderildiğini, icra takibine konu edilen senet metnini incelediğinde böyle bir borcunun olmadığını ve senet metnindeki imzanın da tarafına ait olmadığını, takibe konu senet metnindeki imzaya, borca ve ferilerine itiraz etmek için mahkemeye başvurma zorunluluğu dogduğunu, Yapilacak imza incelemesi sonucu imzanın tarafına ait olmadığının ortaya cıkacağını, itirazın imzaya olması sebebiyle takibin geçici olarak durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Şti yetkilisi olduğunu beyan eden davalı tarafından imzalanıp şirket kaşesi basılan 15/12/2007 tanzim, 01/01/2008 vade tarihli 21.850-TL' lik bonoyu vadesinde tahsil edemeyince icraya koyduğunu, davalının oğlu olan ve senede kaşesi basılan ...' nın şirket yetkilisi olarak icra takibine ve senet altındaki imzaya itiraz ettiğini, Mersin 2. İcra Hukuk Mahkemesi' nin 2008/631 E.sayılı dosyasında ...' nın mahkeme huzurunda senet altındaki imzanın babası olan davalı ...' ya ait olduğunu ve babasının şirketi temsile ve imzaya yetkili olmadığını beyan ettiğini, senedin ... tarafından tanzim ve imza edildiğinin zaten müvekkili tarafından da bilindiğini, Mersin 2....
Takibe itirazındaki itiraz sebepleri ile bağlı olmayan davalı davaya cevap vermediğinden iddiayı inkar etmiş sayılırsa da, cevap vermemek takip konusu belgedeki imzaya itiraz anlamına gelmez. Bu durumda mahkemece, davalının, takip konusu belge ve borca itirazı yönünden isticvap edilerek sonucuna göre işlem yapılması gerekir..." Yargıtay 11.Hukuk Dairesi'nin 07/07/2008 tarih 2007/7319 Esas 2008/9068 Karar sayılı emsal içtihatında da ; "....Davalılardan Salih Ruhşen kredi sözleşmesindeki imzanın kendisine ait olmadığını savunmuştur.Anılan davalının icra takibine itirazında imzasına itiraz etmediği gerekçesiyle bu savunması üzerinde durulmamıştır.Ancak,borçlunun icra takibine yaptığı itiraz sebepleri ile bağlı olduğu kuralı,itirazın kaldırılması için icra tetkik merciine başvurma hali için geçerli olup,itirazın iptali davasında ise icra takibine yaptığı itiraz sebepleri ile bağlı olmaksızın her türlü savunma nedenlerini bildirebilir..." şeklinde belirtilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı vekili tarafından, borçlular hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine geçildiği, borçlular vekilinin, imzaya itiraz ederek, takibin durdurulması talebi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, itirazın süresinde olmadığı ve muteriz şirket hakkında yapılmış bir takip olmadığı gerekçesiyle istemin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. İİK'nun 168/4.maddesi gereğince, imzaya itirazın ödeme emrinin tebliğ edilmesinden itibaren beş gün içerisinde açıkça bir dilekçe ile icra mahkemesine sunulması zorunludur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İtirazın kaldırılması-Tahliye İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine kira alacağının tahsili amacıyla tahliye istekli olarak başlatılan icra takibine vaki itiraz üzerine davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması, kiralananın tahliyesi ve icra inkar tazminatı isteminde bulunmuştur. Mahkemece, istemin reddine karar verilmesi üzerine karar davacı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
İcra Müdürlüğü'nün 2009/17555 esas sayılı takip dosyasında takibe itirazının iptaline, takibin 22.467,30 TL üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren % 19 oranını aşmamak üzere değişen oranlarda yasal faiz uygulanmasına, davalı aleyhine % 40 oranında inkar tazminatına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Haciz yoluyla ilamsız icra takibinde ödeme emrini alan borçlu icra dairesinin yetkisine, takip konusu borca ve takip dayanağı belgedeki imzaya itiraz edebilir. İtiraz dilekçesinde yetkiye, borca ve imzaya itirazını açıkça belirtmesi gerekir. Somut olayda borçlu 22/10/2009 tarihli itiraz dilekçesinin konu bölümünde yetkiye ve takibe itiraz şeklinde itirazda bulunduğunu bildirmiş ise de açıklama bölümünde takip yapılan İzmir İcra Müdürlüğü'nün değil Karşıyaka İcra Müdürlüğü'nün yetkili olduğunu belirterek bu sebeple icra takibine ve yetkiye itiraz etttiğini bildirmiştir....
İİK. nun 170/3.maddesinde; icra mahkemesince imzaya itirazın reddine karar verilmesi halinde, itiraz ile birlikte takip durdurulmuş ise borçlunun takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminatla sorumlu tutulacağı ve alacağın %10'u oranında para cezasına mahkum edileceği hüküm altına alınmıştır. Somut olayda, icra mahkemesince borçlunun imzaya itirazı üzerine takibin geçici olarak durdurulduğu görülmektedir. Bu durumda mahkemece borçlunun imzaya itirazı reddedildiğine ve itiraz üzerine takip geçici durdurulduğuna göre, İİK'nun 170/3. maddesi gereğince, borçlu aleyhine tazminat ve para cezasına hükmedilmesi gerekirken bu konuda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi isabetsizdir....
Kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibinde, imzaya itiraz, İcra ve İflas Kanunu'nun 170. maddesinde açıkça düzenlenmiş olmasına rağmen, aynı takipler yönünden yazının sahteliği iddiası konusunda aynı kanunda özel bir hüküm mevcut değildir. İcra ve İflas Kanunu icra takip hukuku açısından Hukuk Muhakemeleri Kanununa göre özel kanun olup, takip hukukuna ilişkin uyuşmazlıklarda öncelikle İcra ve İflas Kanunu hükümlerinin, bu kanunda hüküm bulunmayan durumlarda ise anılan kanuna aykırılık teşkil etmemek koşuluyla genel nitelikte olan Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanması gerekir. Buna göre imzaya itiraz İcra ve İflas Kanununda özel olarak düzenlendiğine göre anılan itiraz hakkında bu kanunun 170. maddesinin uygulanması zorunlu olduğundan, imzanın inkârı nedenine dayalı sahtelik iddiası hakkında genel nitelikte olan 6100 sayılı HMK'nun 209. maddesinin uygulama yeri yoktur....