Hüküm borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 11, Avukatlık Kanunu'nun 41 ve HMK'nun 73, 81, 82 ve 83. maddeleri gereğince vekil ile takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılması zorunludur. Somut olayda, takip dayanağı ilamda borçlunun vekil ile temsil edilmesi nedeniyle icra takibinde tebliğ işlemlerinin adı geçenin vekiline yapılması gerekmektedir. Ancak, icra emrinin borçlu asile tebliğ edilmesinden sonra, borçlu vekili İcra Mahkemesi'ne başvurarak, tebligatın asile gönderildiğinden bahisle, icra emrinin iptali istemi yanında, takibin esası ile ilgili itiraz ve şikayetlerini de ileri sürdüğü görüldüğünden, adı geçenin tebligatın usulsüzlüğü nedeniyle icra emrinin iptalini talep etmesinde hukuki yararı kalmamıştır.Bu durumda icra emrinin iptali gerekmez. Mahkemece, borçlunun diğer şikayet nedenleri hakkında inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle icra emrinin iptali doğru değildir....
Davacı tarafça, icra dairesinin yetkisine itiraz edilmiş, ilamlı takip şartları bulunmadığı ileri sürülerek icra emrinin iptali istenmiş ve açıkça alacağın teminatı olarak birden çok kişiye ait birden çok taşınmazda ipotek tesis edilmiş olması ve bu nedenle tüm ipoteklerin birlikte paraya çevrilmesinin talep edilmesi gerekirken sadece davacı ile ilgili takip başlatılmasının mümkün olmadığı iddiasıyla takibin iptali istenmiştir. Mahkemece yetki itirazının reddine, icra emrinin iptali talebinin kabulüne karar verilmiş, takibin iptali talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmamıştır. Davacı taraf ise takibin iptali talepleri yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur. HMK'nın 297/2 maddesine göre, hükmün sonuç kısmında taleplerden her biri hakkında hüküm kurulması gerektiği açıkça düzenlemiş olup, bu husus kamu düzenine ilişkin olduğundan resen gözetilmelidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değilse de; Alacaklı tarafından dava dışı borçlu hakkında çeke dayalı olarak yapılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte, icra kefili vekili icra mahkemesine başvurusunda, icra kefilliğinin BK'nun 584. maddesine aykırı olduğunu ve icra kefilliğinin sadece 16.500 TL için yapıldığını icra emrinde ise faiz masraf ve vekalet ücreti istendiğini belirterek icra emrinin ve davacı yönünden takibin iptalini istemiş, mahkemece yazılı şekilde icra kefili yönünden takibin iptaline karar vermiş, hükmü alacaklı vekili temyiz etmiştir....
İSTİNAF NEDENLERİ: Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davacı tarafından icra takibinin taliki ya da iptali istenmesine rağmen icra mahkemesince talep dışına çıkılarak icra emrinin iptaline karar verilmesinin usul ve yasalara aykırı olduğunu, takibin iptali talebinin de, İİK 16/1 uyarınca 7 günlük süreye tâbi olduğunu, takibin süre yönünden reddedilmesi gerektiğini Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/577 esas sayılı dosyası ile, davacı Hakan Bayam tarafından, şirket genel müdürü sıfatı ve kendi adına asaleten imza etmiş olduğu sözleşmeye ilişkin takibin devamının sağlandığını, Davacı Hakan Bayam; dava dışı BaymedLtd.Şti.nin tek ortağı ve genel müdürü olmakla, şirketle birlikte müteselsil sorumluluğa sahip olduğunu belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir....
İcra Müdürlüğünün 2019/2917 sayılı dosyası üzerinden toplam 62.176,94 TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız takip başlatıldığı, takip talebi ve ödeme emrinde reşit olmayan davacının velisi Gülistan Şendur'un gösterildiği, borçlu vekilinin süresinde yetkiye ve borca itiraz ettiği, davalı alacaklı vekilinin yetki itirazını kabul etmesi üzerine icra müdürlüğünce dosyanın davacı yönünden Uşak 3. İcra Müdürlüğüne gönderildiği, 2019/2786 sayılı dosyasına kayden düzenlenen örnek 7 nolu ödeme emrinde ise reşit olmayan davacının velisinin gösterilmediği ve ödeme emrinin vekiline tebliğ edildiği, yasal 7 günlük sürede itiraz üzerine takibin durdurulduğu anlaşılmıştır. İlamsız takiplerde borca yasal sürede itiraz edilmesi halinde, ayrıca icra hukuk mahkemesinde şikayet davası açılmasını engelleyen yasal bir düzenleme yoktur. İİK' nun 62. maddesi uyarınca her türlü itiraz icra müdürülüğüne yapılması gerekirse de ödeme emrinin ve takibin şikayet yoluyla icra mahkemesinden iptali istenebilir....
örnek 4-5 icra emrinin iptalini istediği, mahkemece istemin kabulü ile örnek 4-5 icra emrinin tümden iptaline karar verildiği görülmüştür....
tarihten sonraki bir tarihe denk gelmesi nedeniyle yasal temerrüt şartlarının oluşmadığını, yasal zorunluluk gereği dosyaya sunulması gereken belgelerin ibraz edilmediğini ve muhafaza altına alınmadığını, icra emrinin 2004 sayılı İİK hükümlerine ve icra iflas nizamnamesine uygun olarak düzenlenmediğini, icra dosyasından talep edilen faiz miktarının haksız ve yasal dayanaktan yoksun olduğunu, müteselsil kefil hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, müvekkili aleyhine başlatılan takibin / icra emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
Borçlu, icra takibinin şekline göre İİK’nun 62. maddesi uyarınca her türlü itirazını, ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal yedi günlük sürede icra dairesine bildirmeye mecburdur. İİK'nun 58/2. maddesi gereğince takip talebinde; borçlunun ve varsa kanuni temsilcisinin adı, soyadı, alacaklı tarafından biliniyorsa T.C. kimlik numarası veya vergi kimlik numarası, şöhret ve yerleşim yerleri belirtilmelidir. Somut olayda, borçlunun, icra dosyasındaki taraf sıfatına, alacak ve tüm ferilerine süresinde icra dairesinde itiraz ettiği ve aynı zamanda borçlu sıfatı ile hatalı olarak tarafına gönderilen ödeme emrinin ve takibin iptali talebiyle icra mahkemesine başvurduğu anlaşılmaktadır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Uyuşmazlık, genel haciz yoluyla borçlu hakkında yapılan ilamsız takipte borçlunun ödeme emrinin tebliği sırasında cezaevinde olması nedeniyle tebliğ işleminin usulsüz olduğundan bahisle ödeme emrinin tebliğ işleminin iptaline, ancak takibin durdurulması isteminin reddine dair İcra Mahkemesi kararı üzerine icra müdürlüğünün takibi durdurması gerekip gerekmediğine ilişkindir. Genel haciz yolu ile ilamsız takiplerde ödeme emrinin borçluya usulsüz tebliğ edildiğinin belirlenmesi halinde İcra Mahkemesince verilen karar sonucunun; tebliğ tarihinin düzeltilmesi veya ödeme emrinin tebliğ işleminin iptali olmasına göre içeriğinin ve takip işlemlerine etkilerinin ayrı ayrı irdelenmesi gerekir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Takibin taliki veya iptali KARAR Mahkeme kararı gerekçesinde de yer verildiği üzere HMK.nun 367/2. maddesi gereğince şahsın hukukuna dair ilamlar kesinleşmedikçe icraya konulamaz. Dayanak ilam şahsın hukukuna bağlı Bakırköy Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinden verilen markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi, maddi manevi tazminata ilişkin olup takip tarihinde kesinleşmemiştir. Anılan ilama dayanarak takip başlatılamayacağından takibin iptaline karar verilmesi gerekir. Şikayetçi istemide bu yönde olduğu halde takibin iptali yönünde hüküm tesisi gerekirken icra emrinin iptali ile yetinilmesi isabetsiz olup bu husus bozmayı gerektirir ise de anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını icap ettirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması yoluna gidilmiştir....