Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

un aynı zamanda takip alacaklısı şirketin münferiden yetkilisi olması nedeniyle açtığı takibe itiraz etmesinin menfaat çatışmasına sebep olacağı, diğer yetkililerin ödeme emrine itiraz etme haklarının bu şekilde kısıtlanmasının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olacağı, bu kapsamda ödeme emrine itiraz konusunda yetki verilmesinin istenmesinde hukuki yararın bulunduğu anlaşılmakla ödeme emrine itiraz süresi de dikkate alınarak dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda talebin kabulüne karar verilmiştir. HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-DAVANIN KABULÜ ile Büyükçekmece ... İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı dosyasında ödeme emrine itiraz konusunda ... yönetim kurulu başkan yardımcısı ... ve yönetim kurulu üyesi ...'...

    İcra Dairesinin 2018/6553 esas sayılı dosyasında İcra Müdürlüğünce ödeme emrinin davacıya 01/03/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalı takip borçlusu tarafından 19/03/2018 tarihinde ödem emrine itiraz edildiği ve böylece davalı tarafından ödeme emrine itiraz dilekçesinin, ödeme emrinin tarafına tebliğinden kanunen sınırlanan 7 günden sonra sunulduğu, ödeme emrinin tebliği ile ödeme emrine itiraz arasında ve süresi içinde usulüne uygun yapılmış itiraz olmadığı, 2004 sayılı İİK 67. maddesine göre itirazın iptali davasının açılması için öncelikle takip borçlusunun takibe itiraz etmesi gerektiği,somut olayda davalının süresinde olmayan itirazı nedeniyle , davacının olmayan bir itirazın iptalini istemekte hukukî yararı bulunmadığı gerekçesiyle; "Davanın dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine" karar vermiştir....

    İcra Dairesinin ... esas sayılı dosyasında İcra Müdürlüğünce ödeme emrinin davacıya 01/03/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalı takip borçlusu tarafından 19/03/2018 tarihinde ödem emrine itiraz edildiği ve böylece davalı tarafından ödeme emrine itiraz dilekçesinin, ödeme emrinin tarafına tebliğinden kanunen sınırlanan 7 günden sonra sunulduğu, ödeme emrinin tebliği ile ödeme emrine itiraz arasında ve süresi içinde usulüne uygun yapılmış itiraz olmadığı, 2004 sayılı İİK 67. maddesine göre itirazın iptali davasının açılması için öncelikle takip borçlusunun takibe itiraz etmesi gerektiği,somut olayda davalının süresinde olmayan itirazı nedeniyle , davacının olmayan bir itirazın iptalini istemekte hukukî yararı bulunmadığı gerekçesiyle; "Davanın dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine" karar vermiştir....

      İcra emrine bu şekilde itiraz edilmiş olması, icra takibini kendiliğinden durdurmaz. İlamlı takibe ancak yasada belirtilen nedenlerle itiraz edilebilir. İlamlı takipte temel ilkeler mevcuttur. Bir ilamın ilamlı takibe konu edilebilmesi için açık, net, likit, eda hükmü içermesi gerekir. İlama konu hükümde borçlunun kim olduğu, takipte muhatabın kim olduğu konusunda hiçbir kuşku olmamalıdır. İlam hükmünün kime yada kimlere yönelik olduğu konusunda duraksamamak gerekir. Somut olayda borçlu, İİK'nun 33. maddesi kapsamında icra emrinin tebliğinden önceki ve sonraki dönemde borcun itfa edilmiş olduğu iddiasıyla icra emrine itiraz ederek, icra mahkemesinden icranın geri bırakılmasını istemiştir. Bu nedenle borçlu vekilinin ödeme nedeni ile icra takibinin iptali talebini inceleme görevi İİK. 33. maddesi gereğince İcra Mahkemesine aittir....

        Md. 37, 177/4 ve resen nazara alınacak nedenlerle davalının iflasına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; mahkeme ilamının kesinleşmediğini, halen istinaf incelemesinde olduğunu, Davacı tarafça takip şekli değiştirilerek borçluya----- gönderildiğini, davacının açtığı iflas davasında şartların sağlanmadığını belirterek, açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir. İNCELEME ve GEREKÇE : Davacı, ilama dayalı alacağı sebebiyle icra emri tebliğ edildiğini ancak davalının icra emrine rağmen ödeme yapmadığını, takip şeklinin---- emrine itiraz eden davalının itirazlarının yerinde olmadığını ileri sürerek, İİK’nun 177/4. maddesi gereğince davalının iflasına karar verilmesini talep etmiştir....

          Mahkemece davalının önce icra emri daha sonra ödeme emri tebliğ edildiği halde borcunu ödemediği, ilama bağlı alacağı ödemeyen davalının yeterli mal varlığı bulunmasının sonuca etkili olmadığı gerekçesiyle davalı şirketin iflasına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalı aleyhine Ankara 20.İcra Müdürlüğünün 2004/5034 sayılı dosyasından haciz yoluyla ilamsız takibe geçmiş, itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasında takibin 68.862 Dolar üzerinden devamına karar verilmiş, alacaklı vekili kararı icra dosyasına 11.01.2008 tarihinde sunmuş ve yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden borçluya icra emri gönderilmesini istemiştir. Alacaklı vekili 26.08.2008 tarihinde itirazın iptali davasında karar altına alınan alacak ve icra emrine konu alacağın toplamı üzerinden takip yolunun iflasa çevrilmesini talep etmiş, borçluya örnek No:11 iflas ödeme emri gönderilmiş, borçlu ödeme emrine itiraz etmemiştir....

            Yetkisiz icra dairesinde yapılan takipteki ödeme emrine ilişkin yetkiye itiraz yanında borca da itiraz edilmiş olsa bile yetki itirazının kabulü üzerine dosyanın gönderildiği yetkili icra dairesince yeniden ödeme emri çıkarılacak olup itiraz üzerine takibin durması için tebliğ edilen yeni ödeme emrine de ayrıca itiraz edilmesi gerekir. Yetkisiz icra dairesinde yapılan borca itiraz yetkili icra dairesinde çıkartılan ödeme emri bakımından sonuç doğurmaz. Bu nedenle yeni ödeme emrine itiraz edilmemiş olması halinde takip kesinleşir. İİK 67. maddeye dayalı açılan itirazın iptali davası, itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamak için açılan bir dava olup takibin kesinleşmiş olması halinde itirazın iptali açılmasında hukuki yarar bulunmamaktadır. HMK 114/1-h. maddeye göre hukuki yarar dava şartıdır. HMK 115. maddeye göre; Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır ve taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler....

              Davacının ödeme emrini şikayet niteliğindeki talebinin incelenmesinde; Ödeme emrinin, İİK'nun 60. maddesi ve İcra ve İflâs Kanunu Yönetmeliği hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi zorunlu olup, anılan hükümlere aykırı olarak ödeme emrine herhangi bir ibarenin eklenmesi mümkün değildir.İİK'nun'da icra müdürünün takip talebinin bu kanunda öngörülen şartları içerdiğine karar vermesi halinde ödeme/icra emri düzenleyeceği hükmünü haiz olup, takip talebine uygun ödeme/icra emrini düzenleme yükümlülüğü icra müdüründedir. Bu durumda, alacaklı tarafından düzenlenen takip talebinde bulunmayan takip hesabına yönelik ibarenin icra müdürünce ödeme/icra emrine eklenmesine ilişkin müdürlük işleminden alacaklı sorumlu tutulamaz....

              İİK'nun 155.maddesinde "Borçlu iflas yoluyla takibe tabi şahıslardan olup da, alacaklı isterse ödeme emrine yedi gün içinde borç ödenmediği taktirde alacaklının mahkemeye müracaatla iflas talebinde bulunabileceği ve borçlunun gerek borcu olmadığına ve gerek kendisinin iflasa tabi kimselerden bulunmadığına dair itirazı varsı bu müddet içinde dilekçe ile icra dairesine bildirmesi lüzumu ve konkordato teklif edebileceği ilave olunur" İİK'nun 156. Maddesinde, Ödeme emrindeki müddet içinde borçlu tarafından itiraz olunmamışsa alacaklının bir dilekçe ile Ticaret Mahkemesinden iflas kararı isteyebileceği, bu dilekçeye borçlunun ödeme emrine itiraz etmediğini mübeyyin ödeme emri nüshasının raptedilmesi lazım olduğu, borçlu ödeme emrine itiraz etmişse takibin duracağı ve alacaklının bu itirazın kaldırılması ile beraber borçlunun iflasına karar verilmesini bir dilekçe ile Ticaret Mahkemesinden isteyebileceği düzenlenmiştir....

                Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıların, her ne kadar ihtiyati hacizlerin kaldırılması talebinde bulunmuşlarsa da şartları bulunmadığından davanın reddi gerektiğini, İİK. 264/2. maddesi hükmüne göre, borçluların ödeme emrine itiraz dilekçesinin alacaklıya tebliğ tarihinden itibaren yedi günlük dava açma süresinin işlemeye başlayacağını, dava konusu olayda, icra dosyasında borçluların ödeme emrine itiraz dilekçelerinin müvekkili bankaya tebliğ edilmediğini, bu sebeple müvekkil banka lehine tesis edilen ihtiyati hacizlerin kaldırılmasının yasal olarak mümkün olmadığını, İcra ve İflas Kanunu'nun “İhtiyati haczi tamamlayan merasim” başlıklı 264/2. maddesinde; “İcra takibinde, borçlu ödeme emrine itiraz ederse bu itiraz hemen alacaklıya tebliğ olunur. Alacaklı, tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını istemeye veya mahkemede dava açmaya mecburdur....

                UYAP Entegrasyonu