WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Borçlu ödeme emrine itiraz ederken borca itiraz sebeplerini ayrıca ve açıkça bildirmek zorunda değildir. Borçlunun yalnız "itiraz ediyorum" demesi yeterlidir. İcra İflas Kanun'unun 63. maddesi gereğince borçlu itirazında bildirdiği itiraz sebepleri ile bağlı olduğundan borçlunun senet metninden anlaşılamayan borca itiraz sebeplerini itirazında ayrıca ve açıkça bildirmesi kendi yararınadır. Dava konusu olayda; Davalı borçlu, mükerrer takip yapıldığını bildirerek itiraz etmiştir. Davalı borçlunun bu itirazı borca itiraz olup, itirazı üzerine icra takibi durmuştur. Davacı alacaklı icra takibinin devamı için icra mahkemesine başvurmuş, icra mahkemesi davalı borçlunun itirazının haksız olduğuna karar vermiştir. Bu durumda aleyhindeki icra takibine itiraz ederek işin çabuk bitirilmesini engelleyen borçluya karşı konulmuş bir yaptırım olan icra inkar tazminatından davalı borçlunun sorumlu tutulması doğru ve yerindedir....

    Alacaklı, bu şekilde itirazın kaldırılması yönünde icra hukuk mahkemesine başvurduğunda, başka bir anlatımla, ödeme emrine itirazın tüm hukuki anlam ve sonuçlarına vakıf olduğunu ve hükümden düşürülmesi gerektiğini mahkemeye verdiği dava dilekçesiyle bildirdiğinde, tebliğ ile aranan öğrenme ve belgelendirme unsurları aynı anda tümüyle gerçekleşmiş olacağından, itirazın kaldırılması dilekçesinin verilmesi ödeme emrine itirazın tebliği hükmünde sayılmalı ve hak düşürücü sürenin de bu tarihten itibaren işleyeceği kabul edilmelidir. Somut uyuşmazlıkta da davacı alacaklının Mersin 4. İcra Dairesinin 2009/10739 sayılı ilamsız icra dosyası ile başlattığı takip, davalı borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itirazı üzerine durmuştur. Alacaklıya bu itiraz tebliğ edilmemişse de alacaklı 09.11.2009 tarihli dilekçesi ile Mersin 2....

      Yargılama sırasında davalı şirket vekilinin mahkemenin yetkisine itiraz etmesi üzerine davacı vekili 19/09/2012 havale tarihli dilekçesi ile mahkemenin yetkisine yapılan itirazı kabul etmiş, daha sonra 20/09/2012 tarihinde de .....İcra Müdürlüğüne başvurarak davalı borçlu şirketin icra dairesinin yetkisine yaptığı itirazı kabul etmiştir. ....Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından .... Asliye Hukuk Mahkemesi'ne yetkisizlik kararı verilmiş, kararın temyiz edilmeksizin kesinleşmesi üzerine dosya ....Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2012/597 Esasına kaydedilerek yargılamaya devam edilmiştir. Bu arada .......İcra Müdürlüğü, davacı alacaklı vekilinin icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı kabul etmesi üzerine icra dosyasını .... İcra Müdürlüğüne göndermiş, icra dosyası....İcra Müdürlüğünün 2012/5274 esasına kaydedilmiş, bu icra dairesi tarafından gönderilen ödeme emrine de davalı itiraz etmiştir. Yetkili icra dairesinde usulüne uygun olarak icra takibinde bulunulması dava şartıdır....

        suretlerle öğrenmeye ilişkin örnek gösterilen (Hukuk Genel Kurulunun 21.10.2015 tarihli, 2013/19-2415 E., 2015/2335 K. sayılı kararı) incelendiğinde itirazın kısmen kaldırılması durumu ile alacaklının bir kısım borçlular hakkında araç ve taşınmaz haczi istemesinin alacaklının itirazı öğrendiğini gösterdiği, bu durumda alacaklının itirazı öğrendiğinin kabulüne karşın tebligatın unsuru olan belgelendirmeyi sağlamadığı, mevcut davamızda alınan Mahkemeye Sunulmak Üzere ibaresi bulunan İcra İnkar Belgesi'nin alacaklının itirazı ve mevcut durumu öğrendiğini, aynı zamanda dava açmak için bu durumu belgelendirdiğinin kabulünün gerektiği kanaatiyle davacı vekilinin icra inkar belgesini aldığı tarih olan 05/04/2018 tarihinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde itirazın iptali davası açmadığı anlaşılmakla davanın usulden reddine, 6325 sayılı Kanunun 18/A-11....

          Mahkeme kararının temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 17.02.2014 tarih ve 2014/1890-4130 sayılı kararı ile;İİK.nun 264. maddesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararına dayalı olarak icra takibi yapan alacaklı, borçlunun ödeme emrine itirazını gidermek için itirazın tebliğinden itibaren yedi günlük hak düşürücü sürede itirazın kaldırılmasını veya iptalini sağlamak üzere dava açmak zorundadır. Süresinde dava açılmaması halinde ihtiyati haciz hükümsüz kalır. Bu (7) günlük süre borçlunun itirazının alacaklıya tebliğ edildiği tarihten itibaren işlemeye başlar. Alacaklı, borçlunun ödeme emrine itiraz ettiğini başka şekilde öğrenmiş olsa bile, borçlunun itirazı kendisine tebliğ edilmedikçe, (7) günlük süre işlemeye başlamaz. Alacaklının (7) gün içinde icra mahkemesinde itirazın kaldırılmasını istememesi ya da aynı süre içinde mahkemede itirazın iptali davası açmaması halinde ihtiyati haciz hükümsüz kalır....

            İcra Mahkemesince davacının ihtiyati haczinin davalıların kesin hacizlerinden önce olduğu ve akabinde de kesinleştiği, bu itibarla ilk hacze iştirak etmesi gerektiğinden bahisle sıra cetvelinin iptaline karar verilmiş; hüküm davalılar vekillerince temyiz edilmiştir. İcra ve İflas Kanunu’nun 264/II nci maddesi uyarınca borçlunun ödeme emrine itirazı halinde, itirazın alacaklıya tebliğini izleyen 7 gün içinde itirazın iptali davası açılmaz ya da itirazın kaldırılması istenmezse, ihtiyati haciz ortadan kalkar. Somut olayda borçlunun ödeme emrine yönelik itirazı davacı alacaklıya 17.05.2005 günü tebliğ edilmiş, itirazın iptali davası ise yasal 7 günlük süreden sonra, 07.06.2005 günü açılmış olduğundan davacının ihtiyati haczi kalkmıştır....

              İcra Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 17/03/2015 NUMARASI : 2014/743-2015/218 İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar, davacılar tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Davacı alacaklı kira alacağının tahsili için tahliye talepli olarak başlattığı icra takibine, davalı borçlunun itirazı üzerine icra mahkemesine baş vurarak itirazın kaldırılması ve kiralananın tahliyesini istemiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Takibe dayanak yapılan ve hükme esas alınan 01.09.2013 başlangıç tarihli ve 5 yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. M.. A.., Y.. Ş.. ve M.. A.. kiraya veren olarak, V. G.Sanayi ve Ticaret Limited şirketi kiracı olarak, Ö.. A..'ta kefil olarak sözleşmeyi imzalamışlardır....

                - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin sözleşmeden kaynaklanan alacağının tahsili amacıyla yapılan icra takibinin davalının haksız itirazı ile durduğunu belirterek, davalının itirazının iptali ile takibin devamına ve davalı aleyhine % 20'den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davaya cevap vermemiş, davalı vekili duruşmalara katılarak mevcut delillere göre davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

                  İtirazın iptali davasının dinlenebilmesi için yetkili icra dairesinde yapılmış bir icra takibi bulunmalıdır. İcra takibi sebebiyle gönderilen ödeme emrine karşı borçlu yetki itirazı ile birlikte borcun esasına da itiraz etmiş ve alacaklı İcra Mahkemesine başvurmadan İİK.nun 67.maddesi gereğince itirazın iptali davası açmışsa, mahkemece öncelikle icra dairesinin yetkisinin araştırılması ve şayet buna ilişkin itiraz yerinde değilse borcun esasına karşı itirazın incelenmesine geçilerek hüküm kurulması gerekir. Şayet icra dairesinin yetkisiz olduğu sonucuna varılıyor ise, o zaman mahkemece borcun esasına ilişkin itiraza geçilmeksizin takibin yetkili icra dairesinde yapılmadığı gerekçesiyle, davanın bu yönden reddine karar verilmelidir. ../.....

                    İcra Mahkemesi İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Davacı alacaklı tarafından davalı borçlu hakkında kira alacağının tahsili amacıyla tahliye istekli olarak başlatmış olduğu icra takibi nedeniyle düzenlenen ödeme emrine davalı borçlunun itiraz etmediğinden bahisle davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak temerrüt nedeniyle tahliye isteminde bulunmuştur. Mahkemece kiralananın tahliyesine karar verilmiş, karar davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde davalının müvekkiline ait dava konusu taşınmazda kiracı iken 2007 Haziran- 2008 Aralık aylar arası kira bedellerini ödemediğinden hakkında icra takibi yaptığını, yasal sürede takibe konu aylar kira bedeli ödenmediğinden temerrüt nedeniyle kiralananın tahliyesini istemiştir. Davalı ise 31.07.2009 tarihli beyanında "benim borcum yoktur....

                      UYAP Entegrasyonu