Şti. adına aynı dönem için tarh edilen cezalı katma değer vergilerinin kaldırılması istemiyle açılan davanın derdest olması sebebiyle iştirak edildiği ileri sürülen fiilin varlığından bahsetmeye olanak bulunmadığı, iştirak edildiği kabul edilen fiilin varlığı mahkeme kararıyla hükme bağlanmadan önce davacı adına iştirak nedeniyle kesilen dava konusu cezalarda hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle vergi mahkemesi kararını kaldırıp, davanın belirtilen gerekçe ile kabulüne, dava konusu vergi ziyaı cezalarının iptaline karar verilmişse de; yukarıda da belirtildiği üzere davacı tarafından, sahte belge kullanma ve haksız katma değer vergisi iadesi alma fiillerine iştirak edilip edilmediğinin, asıl borçlu mükelleften bağımsız olarak değerlendirilmesi gerektiğinden Bölge İdare Mahkemesince öncelikle davacının iştirak halinde bulunduğu mükellefin sahte belge kullanma ve haksız katma değer vergisi iadesi alma fiilleri bulunup bulunmadığı (iştirak edilen fiil nedeniyle yapılan tarhiyatlara karşı...
Bölge adliye mahkemesi kararının gerekçesinde; müşterek çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçları, tarafların dosyaya yansıyan sosyal ve ekonomik durumları dikkate alındığında iştirak nafakası miktarının az olduğu anlaşıldığından iştirak nafakası miktarına yönelik erkeğin istinaf talebinin reddine, iştirak nafakası miktarına yönelik kadının istinaf talebinin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının 2 nolu bendinin iştirak nafakası yönünden kaldırılmasına, müşterek çocuk için kararın kesinleştiği tarihten itibaren aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasının her ay erkekten tahsil edilerek kadına verilmesine, fazlaya ilişkin talebin ise reddine karar verildiği belirtilmesine rağmen hüküm kısmında tarafların "İştirak nafakasına" yönelik istinaf talepleri hakkında olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmamış olması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir....
Ortak çocuk Yiğitcan'ın velayeti babaya verildiği ve yararına iştirak nafakasına hükmolunmadığı halde bu çocuk yararına hükmolunan iştirak nafakasının az olduğundan bahisle bozma kararı verilmesi doğru görülmemiştir. Ayrıca davacı-davalı kadın, dava dilekçesi ile ortak çocuk Efekan için 250 TL iştirak nafakası talep ettiği ve ilk derece mahkemesince Efekan yararına taleple bağlı kalınarak 250 TL iştirak nafakasına hükmolunduğu halde bu çocuk yararına hükmolunan iştirak nafakasının az olduğundan bahisle bozma kararı verilmesi de doğru olmamıştır (HMK md.26)....
Bu durumda, mahkemece davacı-davalı anne aleyhine verilen iştirak nafakasının aylık 150 TL' yi geçmeyecek şekilde taktir edilmesi gerekirdi. Bu sebeple, mahkemenin son kararında, davacı-davalı anne lehine oluşan usuli kazanılmış hakkı dikkate almayarak daha fazla iştirak nafakasına hükmetmesi usule uygun olmamıştır. Hal böyle iken, sayın çoğunluğun, usuli kazanılmış hakka uyulmayarak verilen iştirak nafakasının dahi az olduğu yönündeki görüşünün, usul ve yasaya uygun olmadığını düşünüyorum. Yukarıda açıklanan sebeple , temyiz edilen hükmün iştirak nafakası yönünden davacı-davalı anne lehine bozulması gerekirken, aleyhine bozulmasına ilişkin sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum....
bağımsız olarak değerlendirilmesi gerektiğinden Bölge İdare Mahkemesince öncelikle davacının iştirak halinde bulunduğu şirketin sahte fatura ticareti faaliyetinde bulunup bulunmadığı (iştirak edilen fiil nedeniyle yapılan tarhiyatlara karşı açılmış dava varsa dikkate alınarak), bulunmuş ise davacının bu fiile iştirak edip etmediği hususu hakkında değerlendirme yapılmak suretiyle bir karar verilmesi gerekmektedir....
Ceza hukukunda ceza sorumluluğunun esaslarını düzenleyen genel hukuk hükümlerinin düzenlendiği Türk Ceza Kanunu'nun suça iştirak halini düzenleyen bölümünde ise; suçun kanuni tanımında yer alan fiili birlikte gerçekleştiren kişilerden her birinin fail olarak sorumlu olacağı; suça iştirak için kasten ve hukuka aykırı işlenmiş bir fiilin varlığının yeterli olduğu; suçun işlenişine iştirak eden her bir kişinin, diğerinin cezalandırılmasını önleyen kişisel nedenler göz önünde bulundurulmaksızın kendi kusurlu fiiline göre cezalandırılacağı hususu düzenlenmiş olup, iştirak fiilinde esas olanın fiil olduğu dikkate alındığında, davacı tarafından sahte belge düzenleme fiiline iştirak edilip edilmediğinin asıl borçlu şirket veya mükelleften bağımsız olarak değerlendirilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır....
Şti. adına aynı dönem için tarh edilen cezalı katma değer vergilerinin kaldırılması istemiyle açılan davanın derdest olması sebebiyle iştirak edildiği ileri sürülen fiilin varlığından bahsetmeye olanak bulunmadığı, iştirak edildiği kabul edilen fiilin varlığı mahkeme kararıyla hükme bağlanmadan önce davacı adına iştirak nedeniyle kesilen dava konusu cezalarda hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle vergi mahkemesi kararını kaldırıp, davanın belirtilen gerekçe ile kabulüne, dava konusu vergi ziyaı cezalarının iptaline karar verilmişse de; yukarıda da belirtildiği üzere davacı tarafından, sahte belge kullanma ve haksız katma değer vergisi iadesi alma fiillerine iştirak edilip edilmediğinin, asıl borçlu mükelleften bağımsız olarak değerlendirilmesi gerektiğinden Bölge İdare Mahkemesince öncelikle davacının iştirak halinde bulunduğu mükellefin sahte belge kullanma ve haksız katma değer vergisi iadesi alma fiilleri bulunup bulunmadığı (iştirak edilen fiil nedeniyle yapılan tarhiyatlara karşı...
Şti. adına aynı dönem için tarh edilen cezalı katma değer vergilerinin kaldırılması istemiyle açılan davanın derdest olması sebebiyle iştirak edildiği ileri sürülen fiilin varlığından bahsetmeye olanak bulunmadığı, iştirak edildiği kabul edilen fiilin varlığı mahkeme kararıyla hükme bağlanmadan önce davacı adına iştirak nedeniyle kesilen dava konusu cezalarda hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle vergi mahkemesi kararını kaldırıp, davanın belirtilen gerekçe ile kabulüne, dava konusu vergi ziyaı cezalarının iptaline karar verilmişse de; yukarıda da belirtildiği üzere davacı tarafından, sahte belge kullanma ve haksız katma değer vergisi iadesi alma fiillerine iştirak edilip edilmediğinin, asıl borçlu mükelleften bağımsız olarak değerlendirilmesi gerektiğinden Bölge İdare Mahkemesince öncelikle davacının iştirak halinde bulunduğu mükellefin sahte belge kullanma ve haksız katma değer vergisi iadesi alma fiilleri bulunup bulunmadığı (iştirak edilen fiil nedeniyle yapılan tarhiyatlara karşı...
Ceza hukukunda ceza sorumluluğunun esaslarını düzenleyen genel hukuk hükümlerinin düzenlendiği Türk Ceza Kanunu'nun suça iştirak halini düzenleyen bölümünde ise; suçun kanuni tanımında yer alan fiili birlikte gerçekleştiren kişilerden her birinin fail olarak sorumlu olacağı; suça iştirak için kasten ve hukuka aykırı işlenmiş bir fiilin varlığının yeterli olduğu; suçun işlenişine iştirak eden her bir kişinin, diğerinin cezalandırılmasını önleyen kişisel nedenler göz önünde bulundurulmaksızın kendi kusurlu fiiline göre cezalandırılacağı hususu düzenlenmiş olup, iştirak fiilinde esas olanın fiil olduğu dikkate alındığında, davacı tarafından sahte belge düzenleme fiiline iştirak edilip edilmediğinin asıl borçlu şirket veya mükelleften bağımsız olarak değerlendirilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır....
Tarafların gerçekleşen sosyal-ekonomik durumları, nafakanın niteliği, , müşterek çocuğun yaşı, zorunlu öğrenim döneminde bulunması temel ihtiyaçları ile eğitim öğretim ihtiyaçları nazara alındığında hükmedilen aylık 550,00 TL iştirak nafakasının dosya kapsamına, hakkaniyete ve ölçülülük ilkesine uygun olduğu değerlendirilmiş, davacının nafaka miktarına yönelen istinafının reddine karar vermek gerekmiştir. Yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden yapılan değerlendirmede ise gerek müşterek çocuk için davalı lehine Ankara 20. Aile Mahkemesince bağlanan iştirak nafakasının kaldırılması talebi, gerekse de davacı lehine iştirak nafakasına hükmedilmesi talebi, velayet talebinin ferileri mahiyetindedir. Bu itibarla davacı lehine iştirak nafakasına hükmedilmesi, aleyhine mevcut olan iştirak nafakasının kaldırılması davacı lehine ayrı vekalet ücreti takdirini gerektirmez....