Davalı- birleşen dosya davacı vekili; davacı birleşen dosya davalısının sigortalı ve sabit gelir getiren bir işte çalıştığını, yoksulluk nafakasına ihtiyacının olmadığını, müvekkilinin ise zaman zaman işsiz kaldığını, kirada oturduğunu, bir kızının daha olduğunu belirterek yoksulluk nafakasının kaldırılmasını, çocuk için hükmedilen iştirak nafakasının indirilmesini talep ederek asıl davanın reddini dilemiştir. Mahkemece; yoksulluk ve iştirak nafakasının arttırılmasına ilişkin asıl davanın kısmen kabulü ile; müşterek çocuk Nilay için hükmedilen aylık 200 TL iştirak nafakasının aylık 300 TL'ye, kadın için hükmedilen yoksulluk nafakasının ise aylık 225 TL'ye yükseltilmesine; yoksulluk nafakasının kaldırılmasına ve iştirak nafakasının indirilmesine ilişkin davanın ise kanıtlanamadığından reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davalı birleşen dosya davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Somut olayda; tarafların 17/11/2011 tarihinde boşandıkları ve boşanma ilamı ile birlikte davalı lehine aylık 300,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği, davacının 08/04/2014 tarihinde yoksulluk nafakasının kaldırılmasına ilişkin açtığı davada mahkemece verilen kaldırma kararının Yargıtay 3. HD’nin 01/04/2015 tarih ve 2014/18996 E- 2015/5335 K sayılı ilamıyla yoksulluk nafakasında hakkaniyete uygun bir indirim yapılması gerektiği gerekçesiyle bozulduğu, davacının halen yoksulluk nafakası ödemekle yükümlü olduğu görülmüştür. Yapılan yargılama ve toplanan delillerden davalı kadının asgari ücretle çalıştığı anlaşılmaktadır. Bu durumda kendisi yoksulluk sınırında bulunan ve yoksulluk nafakası alan davalının ortak çocuklar için iştirak nafakasıyla yükümlü tutulması doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır...” gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir....
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile davalı lehine takdir edilen 300 TL yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren 150 TL'ye indirilmesine karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava; yoksulluk nafakasının kaldırılması ve iştirak nafakası istemine ilişkindir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının tüm, davacının yoksulluk nafakasına ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir. Davacının, iştirak nafakası istemine ilişkin temyiz sebepleri yönünden; HMK 297/2 maddesi uyarınca; "Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir." hükmü kanunda yer almaktadır....
Davalı vekili katılma yoluyla istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yoksulluk nafakası talebinin tamamen reddedilmiş olmasına rağmen lehlerine vekalet ücreti verilmemiş olmasının doğru olmadığını belirterek, istinaf yoluna başvurmuştur. GEREKÇE : Dava, yoksulluk nafakası talebi ile müşterek çocuklar lehine iştirak nafakasının artırılması talebi niteliğindedir. HMK.nun 355.maddesine göre; inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir....
Mahkemece; davacının yoksulluk nafakası talebinin reddine, davacının iştirak nafakasının artırılması davasının kısmen kabulü ile dava tarihi olan 29/04/2019 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere İzmir 9. Aile Mahkemesinin 2015/525 Esas 2015/642 Karar sayılı kararı ile tarafların müşterek çocuğu 24/05/2002 doğumlu Tuba Çulfa için takdir edilen aylık 350,00TL iştirak nafakasının aylık 500,00TL'ye 16/11/2009 doğumlu Muhammed Emin Çulfa için takdir edilen aylık 300,00TL iştirak nafakasının aylık 400,00TL'ye çıkartılmasına, belirtilen miktarların tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davalı babadan alınarak davacı anneye verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; boşanma protokolünü davalının baskısı ve tehdidi ile imzalandığını, protokolün yoksulluk nafakası yönünden geçerli olmadığını, bu sebeple yoksulluk nafakasının reddinin hatalı olduğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk ve yardım nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dava, yoksulluk ve yardım nafakası talebine ilişkindir. Mahkemece; davanın kabulü ile, davacı ...'ün 250,00-TL yoksulluk nafakasının dava tarihi itibariyle 50,00-TL arttırılarak toplam 300,00-TL yoksulluk nafakasının davalıdan alınarak davacı ...'ya verilmesine, ... lehine 300,00-TL iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren davalıdan alınarak davacı ...'...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Açılan dava, yoksulluk nafakasının arttırılması talebine ilişkindir. Tarafların Tuzlukçu Asliye Hukuk Mahkemesinin 1999/83 Esas 2000/21 Karar sayılı ilamı ile boşandıkları, Akşehir Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/283 Esas 2010/118 Karar sayılı ilamı ile davacı kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakanın kaldırılmasına karar verildiği, kararın kesinleştiği anlaşılmaktadır. İlk Derece Mahkemesince, davacı lehine hükmedilmiş nafakanın feragat sebebiyle kaldırılması ve herhangi bir yoksulluk nafakası bulunmadığından bahisle; işbu yoksulluk nafakasının arttırımı talepli davanın reddine karar verilmesi yerinde olup, davacının istinaf talebinin esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
şerTL yoksulluk ve iştirak nafakasının erkekten alınarak, kadına ödenmesine karar verildiği, davacı-davalı erkek tarafından; ekonomik durumundaki bozulma ve kadının çalışmaya başlaması nedeni ile kadına ödenmekte olan yoksulluk nafakasının kaldırılması uygun görülmediği takdirde aylık 500,00.TL'ye indirilmesi, davalı-davacı kadın tarafından Mersin 4. Aile Mahkemesinin 2020/220- 519 E.K. Sayılı birleşen dava ile de; takdir edilen yoksulluk ve iştirak nafakası miktarlarının yetersiz olduğu gerekçesi ile aylık 4.000,00.'erTL yoksulluk ve iştirak nafakasına çıkarılmasına, gelecek yıllar için ÜFE oranında artış uygulanmasının talep ve dava edildiği, her iki tarafçada açılan karşı davaların reddine karar verilmesinin talep ediliği, İlk Derece Mahkemesince; davacı-davalı erkeğin yoksulluk nafakasının kaldırılması/indirilmesi davasının reddine, davalı-davacı kadının da; yoksulluk ve iştirak nafakası artırım davasının kısmen kabulü ile ödenmekte olan aylık 1.750,00.'...
Davalının iştirak ve yoksulluk nafakasının gelecek yıllarda artırım oranına ilişkin istinaf itirazlarının incelenmesine gelince; TÜİK tarafından yayımlanan ÜFE oranlarının, TÜFE oranına göre oldukça yüksek olduğu, davalının maaş gelirinin artırımında TÜFE oranlarının dikkate alındığı gözetildiğinde, iştirak ve yoksulluk nafakasının gelecek yıllarda TÜFE oranında artırılmasına karar verilmesinin hakkaniyet ilkesine uygun olacağı anlaşılmakla, davalının açıklanan yöne ilişkin istinaf itirazının kabulü ile iştirak ve yoksulluk nafakasının gelecek yıllarda TÜFE oranında artırılmasına karar verilmiştir....
Aile Mahkemesinin 2016/710 Esas 2016/1101 Karar numarası ile artırılan tedbir nafakasının 14/01/2021 tarihinden itibaren kaldırılmasına, yoksulluk nafakasının tedbiren kaldırılmasına, karşı davanın kısmen kabulüne kısmen karar verilmesine yer olmadığına, yoksulluk nafakasının kaldırılmış olması nedeniyle yoksulluk nafakasındaki artış talebinin konusuz kalması sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına, iştirak nafakasını artış talebinin tarafların müşterek çocuğu Mihrace Su Kuruş için verilen iştirak nafakasının artış talebinin kabulüne, Ankara 7. Aile Mahkemesinin 2013/737 Esas 2015/547 Karar numarası ile verilen 300 TL iştirak nafakasının harcın yatırma tarihi olan 27/05/2022 tarihinden itibaren 1.200 TL artışla 1.500 TL'ye yükseltilmesine, nafakanın tedbiren uygulanmasına karar verilmiştir....