Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda ise, boşanma kararının kesinleşmesinden yaklaşık bir ay sonra nafakanın kaldırılması istemiyle dava açılmış olup, aradan geçen sürede tarafların mali durumlarında önemli ölçüde değişiklik meydana geldiği ispat edilememiştir. Öte yandan, kaldırılması istenilen yoksulluk nafakası ile dava dışı müşterek çocuk için hüküm altına alınan iştirak nafakası, boşanma davasında davacının mali durumu belirlendikten sonra birlikte karara bağlanmıştır. Bu nedenle, aynı davada hüküm altına alınan nafakalardan birinin, diğerinin azaltılmasına neden teşkil etmeyeceğinin gözetilmemesi de yerinde değildir. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve hüküm ifade ettiği tarih gözetilerek, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun bulunmamıştır....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; davanın kabulü ile çocuğun velayetinin anneden alınarak babaya verilmesine, kişisel ilişki tesisine, bilgi edinme ve ziyaret hakkı verilmesine, çocuk için hükmedilen istinaf nafakasının kararın kesinleşme tarihi itibari ile kaldırılmasına karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı kadın vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; deliller toplanmadan karar verilmesini, çocuk dinlenmeden karar verilmesini, davanın kabulünü istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava, velayetin değiştirilmesi ve geriye dönük olarak iştirak nafakasının kaldırılması talebidir. Davacı, dava açarken 54,40TL başvurma harcı ile 54,40TL peşin harcı yatırdığı, geriye dönük olarak iştirak nafakasının kaldırılmasına yönelik harç yatırmadığı görülmüştür. Harçlarla ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkindir. Davanın açılması harca tabi usuli bir işlemdir....

    Maddesinde iştirak nafakası istemi velayet davasının sonucu olduğundan yönünden vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmiş , boşanma kararı ile birlikte eldeki davanın davacısı aleyhine hükmedilen iştirak nafakasının kaldırılması istemi kabul edildiğinden hükmün 12. Maddesine göre 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiş ancak her 2 tarafın tavzih istemi üzerine davacı vekilinin tavzih istemi kabul edilmiş ve hüküm fıkrasının tavzihi ile 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, tavzih kararı davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacının iştirak nafakasının kaldırılması istemi, ayrı bir dava olup velayetin değiştirilmesi isteminin fer'isi niteliğinde değildir....

    Maddesinde iştirak nafakası istemi velayet davasının sonucu olduğundan yönünden vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmiş , boşanma kararı ile birlikte eldeki davanın davacısı aleyhine hükmedilen iştirak nafakasının kaldırılması istemi kabul edildiğinden hükmün 12. Maddesine göre 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiş ancak her 2 tarafın tavzih istemi üzerine davacı vekilinin tavzih istemi kabul edilmiş ve hüküm fıkrasının tavzihi ile 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, tavzih kararı davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacının iştirak nafakasının kaldırılması istemi, ayrı bir dava olup velayetin değiştirilmesi isteminin fer'isi niteliğinde değildir....

    Ortak çocuklar yönünden kaldırılması istenen iştirak nafakası miktarının (300x12=3600,00 TL) kararın kesin olması nedeniyle HMK'nın 341/2. ve 346. maddeleri gereğince davacının istinaf dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir. Açıklanan sebeplerle, davacının iştirak nafakasının kaldırılmasına yönelik istinaf talebinin kesin karara yönelik olması sebebi ile reddine, yoksulluk nafakasının kaldırılmasına yönelik istinaf talebinin ise karar usul ve yasaya uygun olduğundan HMK'nın 353/1.b.1 maddesi gereği esastan reddine karar vermek gerekmiştir....

    nafaka ödemesinin hakkaniyete uygun olmadığını, müşterek çocuk adına hükmedilen iştirak nafakasının kaldırılması talebin kabul görmemesi halinde ise azaltılması gerektiğini, davalı taraf adına hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılması bu talebimizin kabul görmemesi halinde nafakanın azaltılması gerektiğini, haklı davalarının kabulüne, davalı taraf adına ödemekle yükümlü olunan yoksulluk nafakasının kaldırılması, mahkeme aksi kanaatte ise indirilmesine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    Davada, boşanma kararı ile davalı kadın lehine bağlanan 200 TL yoksulluk nafakası ve müşterek çocuk için bağlanan iştirak nafakasının davacının işten çıkarılması nedeniyle indirilmesine karar verilmesi istenilmiş, son celsede nafakanın kaldırılması istenilmiştir. Davalı hem kendi, hem de müşterek çocuk için tayin edilen nafakanın, davacının tazminat ödeyeceği bu nedenle ödeme gücü kalmayacağı için kaldırılmasını kabul ettiğini bildirmiştir. Mahkemece, davanın kabulü ile davalı için tayin edilen aylık 200 TL yoksulluk nafakası ile müşterek çocuk Tuğrul için tayin edilen aylık 100 TL iştirak nafakasının tarafların sulhleri doğrultusunda kaldırılmasına karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 17.11.2009 tarihli celsede davacı, davalı ile anlaştığını ileri sürerek çocuğu ve davalının nafakasının kaldırılmasını istemiştir....

      , toplam ödenen 14.000 TL iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte iadesine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 2.000 TL doğum masrafının yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir....

      Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı ... tarafından davalı ... aleyhine açılan asıl davada; iştirak nafakasının 18 yaşını dolduran davalı yönünden kaldırılması, davacı ... tarafından davalı ... aleyhine açılan karşı davada iştirak nafakasının yardım nafakası olarak devamı talep ve dava edilmiştir.Mahkemece hem asıl davanın, hem karşı davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı (k.davalı) ... tarafından temyiz edilmiştir. 1-TMK.nun 328/1.maddesi hükmü gereğince “Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder.” Aynı yasanın 2.fıkrasında ise, “Çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa, ana ve baba durum ve koşullara göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere, eğitim sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler.”...

        Mahkemece; müşterek çocuk Sedat lehine bağlanan iştirak nafakasının kaldırılması talebi reddedilerek davalı kadına bağlanan yoksulluk nafakasının davalının tüm yıl asgari ücret düzeyinde geliri olduğu gerekçesiyle yoksulluk nafakasının kaldırılması yönünde hüküm tesis etmiş; hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.TMK 176/3 maddesine göre; “irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi halinde mahkeme kararıyla kaldırılır.Mahkemece de kabul edildiği gibi davalının bir başkasıyla evliymiş gibi yaşamadığı anlaşıldığından bu gerekçeyle nafakanın kaldırılmasında bir isabetsizlik yoktur.Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir....

          UYAP Entegrasyonu