İlk Derece Mahkemesine erkeğin, iştirak nafakasının ayrı ayrı 250,00'şer TL'ye indirilmesi talebi kabul edilmiş, davalı kadın lehine bağlanan yoksulluk nafakasının kaldırılması talebi reddedilip yoksulluk nafakası 250,00 TL'ye indirilmiştir. Davacı erkek yoksulluk nafakasının tamamen kaldırılması gerektiği gerekçesiyle hükmü istinaf etmiş olup, erkeğin reddedilen talebi aylık 250,00 TL yoksulluk nafakasından ibarettir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 6.4.2005 tarih ve 2005/3- 169 E- 235 K. sayılı kararı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltmede yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Davacı erkek vekili istinafa konu yerel mahkeme kararını sadece yoksulluk nafakası yönünden istinaf etmiştir....
Aile mahkemesi'nin 2017/500 Esas ve 2018/288 Karar sayılı 05/06/2018 tarihinde kesinleşen ilamı ile aylık 250,00.TL yoksulluk nafakası takdir edildiği, davacı kadın tarafından, ödenmekte olan yoksulluk nafakasının 1.000,00.TL'ye çıkarılmasının talep edildiği, İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilerek, ödenmekte olan yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren aylık 125,00.TL arttırılarak aylık 375,00.TL'ye çıkarıldığı, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, gelir seviyeleri ve yaşantıları, davalının müşterek çocuk için de iştirak nafakası ödüyor olması birlikte değerlendirildiğinde; İlk Derece Mahkemesince yoksulluk nafakasının artırımı yönünde verilen karar ve karar gerekçesinin, artırım miktarının, toplanan tüm delillere, usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından, davacı kadının İlk Derece Mahkemesince verilen kararda; takdir edilen yoksulluk nafakası miktarının yetersiz olduğu yönünde istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK.'...
"İçtihat Metni" İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : OSMANİYE AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 16/04/2015 NUMARASI : 2014/105-2015/323 Taraflar arasındaki yoksulluk ve iştirak nafakasının artırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı dava dilekçesi ile; kendisi için ödenen 250.00.- TL yoksulluk nafakası ile ortak çocuk Aynur için ödenen 200.00.- TL iştirak nafakasının yeterli olmadığını ileri sürerek; yoksulluk nafakasının 450.00.- TL'ye, iştirak nafakasının 350.00.- TL'ye yükseltilmesine ve nafakalara ileriki yıllarda artış oranı uygulanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, cevap dilekçesi ile; davanın reddini istemiştir. Mahkemece; davanın kabulüne, yoksulluk nafakasının 450.00....
Mahkemece, yoksulluk nafakasına karar verilen 07.07.2011 tarihinden arttırım davasının açıldığı 23.10.2013 tarihine kadar geçen süre ve yoksulluk nafakasının niteliği gözetilerek, nafakanın TÜİK'in yayınladığı ÜFE oranında arttırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yüksek oranda nafaka artışına karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bu husus bozmayı gerekmiştir. Hal böyle olunca mahkemece yapılacak iş;yoksulluk nafakasına karar verilen tarih ile bu dava tarihi arasında geçen süre ve yoksulluk nafakasının niteliği de gözetilmek suretiyle,boşanma neticesinde hüküm altına alınan yoksulluk nafakasında TÜİK'in yayınladığı ÜFE oranında artışa hükmetmek olmalıdır....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 1998/477 E. 1998/847 K. sayılı 10/11/1998 tarihli kararı ile tarafların boşanmalarına, müşterek çocuk Kürşat'ın velayetinin anneye verilmesine, kadın için 15.000.000 TL (Eski Türk Lirası) yoksulluk nafakası takdirine karar verildiği, kararın kesinleşmesine dair 07/02/2000 tarihli kesinleşme şerhinde hükmün 3 ve 4. bentlerindeki tazminat yönünden Yargıtayca bozulduğunun belirtildiği, davacı tarafından 26/12/2003 tarihinde iştirak ve yoksulluk nafakasının artırılması talebiyle dava açtığı, dava dilekçesinde Gebze 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2000/464 E. 2002/577 K. sayılı kararı ile davacı kadına 20.000.000 TL (Eski Türk Lirası) yoksulluk nafakası, müşterek çocuk Kürşat için aylık 15.000.000 TL (Eski Türk Lirası) iştirak nafakası takdir edildiği, daha sonra Gebze 3....
Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır.Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu ileri sürülmemiştir....
K.sayılı dosyası incelendiğinde; mahkemece, davalı lehine 175 TL yoksulluk, müşterek çocuk lehine 75 TL iştirak nafakasına hükmedildiği, hükmün davalı ... vekili tarafından temyiz edildiği, ... ....HD'nin 07.04.2011 tarih 2010/5305 E-2011/6129 K sayılı ilamı ile davacının tazminat ve yoksulluk nafakası yönünden feragat etmesi hususu gözetilmeden davacı yararına maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesi ile hükmün bozulduğu, mahkemece bozmaya uyulduğu ve davacı kadın lehine yoksulluk nafakası talebinin reddedildiği, hükmün bu yönden ....02.2012 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Somut olayda, davacı her ne kadar yoksulluk nafakasının arttırımını talep etmiş ise de dava tarihi (06.08.2012) itibariyle daha evvel verilmiş bir nafaka hükmü yoktur. Ancak HMK'nun 33.maddesi gereğince, olayları açıklamak taraflara, hukuki niteleme ise hakime aittir....
Aile Mahkemesi'nin 2017/409 E 2018/124 K sayılı 19/04/2019 tarihinde kesinleşen kararı ile kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının aylık 350,00 TL'ye indirilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır. Bu çerçevede; tarafların sosyal ekonomik durumları, paranın alım gücü, 19/04/2019 kesinleşme tarihli karar ile kadın lehine belirlenen yoksulluk nafakası miktarı, davalının ödeme gücü, genel ekonomik esaslar ile hak ve nesafet ilkeleri nazara alındığında, mahkemenin vakıa ve hukukî değerlen dirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, davacının istinaf talebinin Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1- b-1 maddesi gereğince esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin öğrenci olduğunu, herhangibir gelirinin olmadığını, geçiminin annesi tarafından karşılandığını ileri sürerek 150 TL, bu sebeple iştirak nafakasının 500 TL'ye yükseltilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iştirak nafakasının davacının 18 yaşını ikmal etmesiyle kalktığı anlaşıldığından aylık 200 TL yoksulluk nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Her ne kadar Mahkemece, davacının talebi yoksulluk nafakası hukuki nitelendirilmesi yapılarak hüküm tesisi cihetine gidilmiş ise de; dava niteliği itibari ile yardım nafakası talebine ilişkindir....
Davalı-davacı kadın tarafından açılan tedbir nafakası davasında ise, kadının ayrı yaşamada haklı olduğu kabul edilerek kadın ve yanında kalan ortak çocuk için ara karar ile verilen 100,00 TL tedbir nafakasının, kararın kesinleşmesinden itibaren ayrı ayrı 250,00 TL iştirak ve yoksulluk nafakası olarak devamına karar verilmiştir. Yoksulluk ve iştirak nafakası, boşanma davasının eki niteliğindedir. Somut olayda erkeğin açtığı boşanma davası reddedilmiştir. Bu husus nazara alınmadan kadın yararına yoksulluk ve iştirak nafakasına hükmedilmesi doğru görülmemiştir. Ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün bu yönden düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir (HUMK m. 438/7)....