Hukuk Dairesinin 11/01/2021 tarih, 2020/5857 Esas ve 2021/41 Karar sayılı ilamı ile, çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakası miktarının, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası miktarının ve kadın yararına hükmedilen maddi tazminat miktarının az olduğu gerekçesiyle bozulmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Temyiz edilen Dairemiz kararı Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 11/01/2021 tarih, 2020/5857 Esas ve 2021/41 Karar sayılı ilamı ile çocuk lehine hükmedilen iştirak nafakası miktarı, kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası ve maddi tazminat miktarına yönelik olarak bozulmuş, diğer yönler onanarak kesinleşmiştir. Bozma ilamı üzerine, duruşma açılarak bozma ilamına uyulmuştur. Bozma ilamı üzerine yargılama maddi tazminat, yoksulluk ve iştirak nafakası miktarına hasren icra edilmiştir....
Davacı kadın vekili, dava dilekçesinde müşterek çocuk için hükmedilen iştirak nafakası ile davacı kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının artırılması talebinde bulunmuş ve nafakalar için yasal faiz istediğini belirtmiş, mahkemece iştirak ve yoksulluk nafakaları hakkında hüküm kurulduğu halde faize ilişkin talep hakkında, Hukuk Muhakemeleri Kanunun emredici kuralına aykırı şekilde olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiştir. Bu durumda; artırılmasına hükmedilen iştirak ve yoksulluk nafakaları için istenen faiz talebi hakkında olumlu ya da olumsuz karar verilmemesi hatalı olmuştur. Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi de yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden davacı kadın vekilinin bu yöndeki istinaf talebinin kabulü ile iştirak ve yoksulluk nafakalarına, nafakaların muaccel olduğu tarihten itibaren geçerli olmak üzere yasal faiz uygulanmasına hükmedilmek suretiyle kararın HMK 353/1- b-2 maddesi uyarınca düzeltilmesi cihetine gidilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, özellikle ekonomik göstergelerdeki değişim ile TÜİK’in yayımladığı ÜFE artış oranı nazara alındığında mahkemece takdir edilen iştirak nafakası artırım oranında herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu nedenle davalının iştirak nafakası artırım oranına ilişkin temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir. Ancak tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, son artırım tarihinden eldeki davanın açıldığı zaman zarfında ekonomik göstergelerdeki değişim ile TÜİK’in yayımladığı ÜFE artış oranı nazara alındığında mahkemece takdir edilen yoksulluk nafakası artırım miktarı fazladır. O halde mahkemece Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak yoksulluk nafakasında daha uygun oranda bir artırım yapılması gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir....
Anadolu Lisesi öğrencisi olduğunu, çocuğu için verilen 200 TL iştirak nafakasının yetersiz kaldığını beyan ederek davacı için verilen aylık 250 TL yoksulluk nafakanın 750 TL'ye, müşterek çocuk ... için verilen aylık 200 TL iştirak nafakasının 750 TL'ye çıkartılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Sayılı ilamı ile hükmedilen aylık 100,00 TL yoksulluk nafakasının dava tarihinden geçerli olmak üzere aylık 150,00 TL'ye yükseltilmesine, müşterek çocuklar Burçak ve Bektaş yararına hükmedilen ayrı ayrı aylık 75,00'er TL'den toplam 150,00 TL iştirak nafakalarının ise dava tarihinden geçerli olmak üzere ayrı ayrı aylık 150,00'şer TL'den toplam 300,00 TL'ye yükseltilmesine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, iştirak ve yoksulluk nafakasının artırımı istemine ilişkindir. 1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. 2-)Davalının, yoksulluk nafakasına yönelik temyiz itirazı yönünden; Kural olarak, nafaka miktarının yeniden belirlenebilmesi için yasada belli bir zamanın geçmesi aranmamıştır....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; "Davanın kısmen kabulü ile davacı kadın lehine takdir edilen aylık 200 TL yoksulluk nafakasının dava tarihinden geçerli olmak üzere aylık 250 TL'ye yükseltilmesine, velayeti annede bulunan müşterek çocuklar için takdir edilen aylık 100'er TL iştirak nafakasının müşterek çocuklar için ayrı ayrı dava tarihinden geçerli olmak üzere aylık 350'şer TL'ye yükseltilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine" karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı taraf hükmedilen nafaka miktarları yönünden istinaf talebinde bulunmuştur. GEREKÇE : Dava; yoksulluk ve iştirak nafakalarının artırılması istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davalı süresinde istinaf talebinde bulunmuştur. TMK.nun 182. maddesine göre; boşanma kararı ile velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır....
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Davacı kadının reddedilen yoksulluk nafakası talebi, iştirak nafakasına yıllık artış uygulanmaması yönünden temyiz dilekçesinin incelenmesinde; İlk Derece Mahkemesince davacı kadının yoksulluk nafakasının talebinin reddine ve ortak çocuk yararına aylık 400 TL iştirak nafakasına hükmedilmiş, iştirak nafakasına yıllık artış uygulanmaması ve yoksulluk nafakası talebinin reddine ilişkin hüküm taraflarca istinaf edilmeyerek kesinleşmiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Hükme karşı davalı tarafından istinaf yoluna başvurulmuş olup, istinaf dilekçesinin incelenmesinde özetle; diğer evliliğinden olma iki çocuğu için de nafaka ödediğini, emekli maaşı dışında gelirinin olmadığını, giderlerindeki artış nedeni ile sürekli borç ve kredi alması gerektiğini, nafaka artışlarının fahiş olduğunu, davanın reddinin gerektiğini belirterek, istinaf yoluna başvurmuştur. GEREKÇE: Dava; yoksulluk nafakasının arttırılması ile yardım nafakası talebi niteliğindedir. HMK.nun 355.maddesine göre; inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir. Yoksulluk nafakasının arttırılması yönünden yapılan istinaf incelemesinde; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.04.2005 tarih ve 2005/3- 169 E-2005/235 K. sayılı kararı ile nafaka davalarında kanun yolu başvurusunda, arttırılan yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 23/12/2014 NUMARASI : 2014/451-2014/888 Taraflar arasındaki yoksulluk ve iştirak nafakasının kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların boşandıklarını, boşanma kararına göre davalı lehine 250,00 TL yoksulluk nafakası ile tarafların müşterek çocuğu için aylık 500,00 TL iştirak nafakasına, bu nafakaların müteakip yıllarda %15 oranında arttırılması şeklinde ödenmesine karar verildiğini, müvekkilinin ekonomik durumunun geçen süre zarfında bozulduğunu belirterek bu nafakaların kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Kararın davalı kadın vekili tarafından eksik inceleme, kusur belirlemesi, iştirak nafakasının miktarı, yoksulluk nafakası ve manevî tazminat hükmedilmemesi yönünden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından eksik inceleme, kusur belirlemesi, iştirak nafakasının miktarı, yoksulluk nafakası ve manevî tazminat hükmedilmemesi, vekâlet ücreti ve yargılama gideri yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir....