, karar kesinleştikten sonra yoksulluk nafakası olarak devamına karar verilmesini talep etmiştir....
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren aylık 150 TL artırılarak 650 TL 'ye, iştirak nafakasının aylık 100 TL artırılarak 250 TL'ye çıkartılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Dava; yoksulluk ve iştirak nafakasının artırılması istemine ilişkindir. 1- İştirak nafakasının artırılması bakımından; somut olayda, 01.08.2014 tarihinde kesinleşen iştirak nafakası için, her ne kadar aradan 1 yıl geçmiş olsa da çocuğun yaşı, eğitim durumu, günün ekonomik koşulları dikkate alındığında takdir edilen iştirak nafakası artırım miktarı, Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesine uygun olup; mahkemece, iştirak nafakasının aylık 250 TL'ye çıkartılmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır....
Davacı taraf hükmedilen yoksulluk nafakası ve iştirak nafakası miktarlarının arttırılmasını talep etmiştir. Dosya kapsamından, müşterek çocuk lehine kabul edilen iştirak nafakası miktarının, bir yıllık toplam tutarının 400x12= 4.800 TL olduğu, kabul edilen yoksulluk nafakasının ise 750x12= 9.000 TL olduğu, kararı davalının istinaf ettiği, kararın kabul edilen kısım itibariyle Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 341/2. maddesi gereğince miktar itibariyle kesin nitelikte olduğu, bu durumda davalı tarafın kesin nitelikteki bir karara karşı istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşıldığından, davalının istinaf başvuru dilekçesinin miktar itibariyle reddine karar verilmesi gerekmiştir. Davacının istinaf başvuru talebi yönünden yapılan değerlendirme sonucunda; Somut olayda; Tarafların ekonomik ve sosyal durumları, hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında mahkemece davacı kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası miktarında isabetsizlik yoktur....
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm taraflarca temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece gerekçeli kararın hüküm fıkrasında davacı karşı davalı lehine aylık 500 TL yoksulluk nafakası taktir edilmiş, yine gerekçeli kararın hüküm fıkrasında kararın kesinleşmesine müteakip davacı-karşı davalı ve ortak çocuk ....için ayrı ayrı 200’er TL davacı-karşı davalı için yoksulluk nafakası, ortak çocuk için ise iştirak nafakası taktir edildiği belirtilerek gerekçeli kararın hüküm fıkraları arasında yoksulluk nafakası yönünden çelişki yaratıldığı gibi tefhim edilen kısa kararda da iştirak nafakası ile ilgili bir hüküm kurulmayarak gerekçeli kararın hüküm fıkrası ile kısa karar arasında da çelişki yaratılmıştır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı (kadın) tarafından; kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası, iştirak nafakası, maddi ve manevi tazminatın miktarı yönünden, davalı-davacı (koca) tarafından ise; kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası, iştirak nafakası, maddi ve manevi tazminat yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 123.60'ar TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık...
Yapılan yargılama sonucunda kusursuz bulunan, boşanmayla yoksulluğa düşeceği anlaşılan kadın lehine yoksulluk nafakası takdirinin yerinde ancak miktarının düşük olduğu, 2.000,00 TL yoksulluk nafakasının tarafların ekonomik ve sosyal durumlarına, nafaka alacaklısının ihtiyaçlarına göre makul olduğu anlaşıldığından kadının yoksulluk nafakasına yönelen istinafı kabul edilerek anılan miktar yoksulluk nafakası olarak belirlenmiştir....
Davacı- karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğu, buna bağlı olarak aleyhe hükmedilen tazminat ve yoksulluk nafakasının hatalı olduğu, iştirak nafakası miktarının yüksek olduğu, ziynet alacağı davasının reddi gerektiği gerekçeleri ile kusur belirlemesi, aleyhe hükmedilen tazminat ve yoksulluk nafakası ile iştirak nafakası miktarı ve ziynet alacağı davası yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur. 2. Davalı- karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; iştirak ve yoksulluk nafakası ile maddî-manevî tazminat miktarlarının yetersiz olduğu gerekçeleri ile iştirak ve yoksulluk nafakası ile maddî-manevî tazminat miktarları yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur. C....
Yerel Mahkeme bozma ilamına iştirak nafakası yönünden uymuş; yoksulluk nafakası yönünden ise istek yokluğundan yoksulluk nafakası konusunda hüküm kurulmasına yer olmadığına karar vererek ilk kararında direnmiştir. (Uyulan kısım taraflarca temyiz edilmemiştir.) Yerel Mahkeme ile Özel Daire arasındaki uyuşmazlık; davacı-davalı G... C… …'nin yoksulluk nafakası talebinde bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. Türk Medeni Kanunu 174.maddesi uyarınca yoksulluk nafakasına hükmedilebilmesi için davacının yoksulluk nafakası isteği olması şarttır ancak bu isteğin mutlaka dava dilekçesinde bulunması gerekmez yargılama aşamasında da yoksulluk nafakası isteğini dile getirebilir. Somut olayda; davacı vekili 25.02.2008 günlü oturumda önceki beyanlarını tekrar ederek; davacı-davalı kadının hiçbir yerden geliri olmadığı ve davalı-davacı kocanın ailesine maddi yönden destek olmadığı gerekçesiyle nafakaların (ÜFE) oranında artırılmasını istemiş ve bu beyanını imzası ile tasdik etmiştir....
Aile Mahkemesi'nin 2004/1024 Esas ve 2005/576 Karar sayılı ilamı ile davacı lehine aylık 125,00 TL yoksulluk nafakası, müşterek çocuk 2003 doğumlu Hayati lehine aylık 75.00 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini; aradan geçen zamanda takdir edilen nafakaların ihtiyaçları karşılamada yetersiz kaldığını bu nedenle, yoksulluk nafakasının 425,00 TL'ye; iştirak nafakasının 375 TL'ye çıkartılmasını talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın reddini istemiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile müşterek çocuk Hayati için 75.00 TL iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren 325,00 TL'ye yükseltilmesine karar verilmiş ve yoksulluk nafakası talebine ilişkin herhangi bir karar verilmemiş, hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Dava; yoksulluk ve iştirak nafakasının artırılması istemine ilişkindir....
Davalı vekilinin yoksulluk nafakası ile ilgili tümden red kararında lehlerine ücreti vekalet olması gerektiğine ilişkin istinaf başvurusunda; Toplanan deliller,Manisa 2.Aile Mah.nin 2016/691 E-2018/425 K.sayılı ilamı,bu ilama ilişkin dairemizin 2018/1528 E-2021/143 K.sayılı 15.02.2021 tarihli ilamı,dairemizce sözkonusu ilam ile kadın lehine ilk derece mahkemesince belirlenen yoksulluk nafakasının kaldırılmasına ve yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verildiği,dairemiz kararının temyiz denetiminden de geçerek kesinleştiği ve ortadan artırılması gereken yoksulluk nafakası kalmadığı,mahkemece de belirtilen gerekçe ile kadının kendisi için yoksulluk nafakası talebinin tümden reddine karar verildiği ve bu karara ilişkin davacı kadın tarafından kanun yollarına başvurulmadığı, kadının tümden reddedilen yoksulluk nafakası talebi üzerinden davalı lehine HMK 323/1- ğ madde/fıkra/bendi ve Av.Asg.Ücr.Tar.gereğince ücreti vekalete hükmedilmesi gerekirken hükmedilmediği,istinaf başvurusunun bu...