I) davası açıldığı; boşanma davasının kabulüne karar verildiği ve davacının 150 YTL iştirak nafakası istemine karşılık istek aşılarak 200 YTL iştirak nafakasına karar verildiği konusunda değerli çoğunluk ile aramızda "görüş birliği" vardır. Çekişme nedir?; Değerli çoğunluğun " ...Velayeti davacı anneye verilen müşterek çocuk için 150 YTL iştirak nafakası istenildiği nazara alınmadan istek aşılmak suretiyle 200 YTL iştirak nafakasına hükmedilmesi doğru olmamıştır.(HUMK m. 74) " şeklindeki görüşüne istek aşılarak iştirak nafakasına hükmedilebileceği düşüncesi ile katılmıyorum. İştirak nafakası verilmesine ilişkin ilkeleri; iştirak nafakası verilmesinde "isteğe ilişkin" ilkeler, iştirak nafakası verilmesinde "miktarın belirlenmesine" ilişkin ilkeler olarak ayrımlıyorum. İştirak nafakası (TMK. m. 182 f. II) verilmesinde isteğe ilişkin ilkelerden biri de iştirak nafakası verilmesinde "istek aşılabilmelidir" ilkesidir....
İştirak nafakası (TMK 182/2.maddesi) miktarının belirlenmesinde ana babanın özelliklerine ilişkin ilkelerden bir diğeri sonuncusu ana babadan geliri olmayan iştirak nafakası vermemelidir ilkesidir.Ekonomik sosyal durumu yetersiz ise katılmak zorunda da değillerdir.Örneğin velayet kendisinde bulunmayan taraf yoksulluk nafakası alıyorsa iştirak nafakası vermek başka bir anlatımla çocuğun bakım ve eğitim giderlerine katılmak zorunda değildir.Kendi geçimini sağlamaktan yoksun olanın katkısının beklenemeyeceği doğaldır.Velayet hakkına sahip olmayan eşin çalışamayacak durumda olduğu sağlık kurulu raporu ile ve gelirinin bulunmadığı soruşturma yazılarıyla anlaşılmış ise ödeme gücü bulunmayan ana ya da babanın iştirak nafakası ile yükümlü tutulması elbette olanaklı değildir. (Ö.. U..G.., Boşanma Tazminat ve Nafaka Hukuku, Ankara 2008, sayfa 1323-1324) Yargıtayın yerleşik görüşüne göre de, yoksulluk nafakası alan eşten iştirak nafakası talep edilemez....
KARŞI OY YAZISI İştirak nafakası aile mahkemesince re'sen hükmedilen nafakadır. Taraflarca açıklanan miktar sadece bir temenni niteliğindedir. Açıklama zorunluluğu da bulunmamaktadır. Çocuk Hakları Sözleşmesine göre çocuk ana ve babasına karşı da korunur. Çocuk yetersiz iştirak nafakası isteyen ana ya da babasına karşı da korunur. Örneğin anlaşmalı boşanma davasında iştirak nafakası istemediğini açıklayan eşe kesin hükme rağmen ertesi gün açtığı davada pekala iştirak nafakası verilmektedir. İstek aşılamaz denilmemektedir. İştirak nafakası talebe bağlı olsa idi her boşanma davasında yoksulluk nafakası uygulamasında olduğu gibi miktarın açıklanması aranır idi. Oysa böyle bir uygulama Yargıtay tarihinde yapılmış değildir....
Iştirak nafakası velayet hakkı kendisine bırakılan eş tarafından çocuk adına istenir(TMK. 329.md). Somut olayda taraflar Mersin 5. Aile Mahkemesinin 25.06.2012 2012/408 E.-2012/509 K.sayılı kararı ile boşanmışlar, boşanma sırasında tarafların müşterek çocuğu F. N. 'a nafaka bağlanmamıştır. Davadaki istem taraflar boşandıktan sonra küçük için istenilen iştirak nafakası olduğu halde mahkemece nitelendirmede yanılgıya düşülerek yargılama sırasında hükmedilen 400 TL nafakanın tedbir nafakası olarak nitelendirilmesi usul ve yasaya aykırıdır....
Davacı tarafça dava dilekçesinde; müşterek çocuk için aylık 1.000 TL tedbir - iştirak nafakası talebinde bulunulmuş, yapılan yargılama sonucunda müşterek çocuk için aylık 400 TL tedbir - iştirak nafakası takdirine karar verilmiştir. 10/04/2018 doğumlu olduğu anlaşılan müşterek çocuk Nefes'in yaşı itibariyle ihtiyaçları, mevcut hayat şartları, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları dikkate alındığında müşterek çocuk için takdir edilen iştirak nafakası miktarının yetersiz olduğu anlaşılmakla davacının müşterek çocuk lehine hükmedilen iştirak nafakası miktarına yönelik istinaf isteminin kısmen kabulü ile müşterek çocuk için aylık 750 TL iştirak nafakası takdiri ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, müşterek çocuk için takdir edilen tedbir nafakası miktarı makul görüldüğünden tedbir nafakası miktarına yönelik istinaf isteminin esastan reddi yönünde karar verilmesi gerektiği kanaati ile, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Davacıdan halen yoksulluk nafakası alan, asgari ücretin üzerinde bir geliri olmadığı belirlenen davalıdan ortak çocuklar yararına iştirak nafakası talep edilemeyeceği, bu nedenle iştirak nafakası istemi yönünden davanın reddi gerektiği halde mahkemece yasal olmayan gerekçeler ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş ve kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan...
Yukarıda açıklanan TMK.nun 328/1.maddesi uyarınca; kural olarak, ana babanın bakım borcu çocuğun ergin olmasına kadar devam ettiğinden, anılan maddenin birinci fıkrasının açık hükmü uyarınca küçük ergin olmakla lehine bağlanan iştirak nafakası kendiliğinden sona erer. Buna bağlı olarak; çocuğun ergin olması ile iştirak nafakası kendiliğinden sona erdiğinden, davacının, kanun gereği kendiliğinden sona eren iştirak nafakasının kaldırılması talebi ile dava açmasında hukuken korunmaya değer menfaati, diğer bir ifade ile bu talebi yönünden dava açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır. Diğer taraftan küçük reşit olduktan sonra da eğitimine devam ediyorsa, kendisi yeni bir dava açarak yardım nafakası talebinde bulunabilir. Yardım nafakası talebine ilişkin olarak davalı tarafça usulüne uygun olarak açılmış bir dava bulunmamasına rağmen 400 TL iştirak nafakasının yardım nafakası olarak devamına karar verilmesi doğru görülmemiştir. Ayrıca davacı taraf hakkında başlatılan ......
Davalının ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakası ile kendi tedbir nafakası talebi hakkında istinaf başvurusu bulunmamasına karşın, kadının iştirak nafakası talebinin reddedilerek davalı erkek yararına tedbir nafakasına hükmedilmesi doğru bulunmamış ve kararın bozulmasını gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 17.03.2020 (Per.)...
II hükmüne göre velâyetin kullanılması kendisine “verilmeyen eş” çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu için davacı vekili tarafından ancak “iştirak nafakası” verilmesi istenebilir. Değerli çoğunluk davacının “tedbir nafakası” isteğinin bulunduğu düşüncesindedir. Boşanmış eşler hangi sebeple olursa olsun ortak çocukları için “tedbir nafakası” değil sadece “iştirak nafakası” isteyebilir. Açıkladığım gerekçelerle değerli çoğunluğun “farklı görüşüne” katılmıyorum....
Aile Mahkemesi'nin 2013/588 Esas, 2014/755 Karar sayılı ilamının kesinleşmediğini, boşanma ile karar verilen iştirak nafakası, tazminatlar ve bunların ferileri niteliğindeki avukatlık ücreti ile yargılama giderlerinin kesinleşmeden takibe konulamayacağını, iştirak nafakası kararın kesinleşmesinden sonra işlemeye başlayacağından alacaklının dava tarihinden itibaren iştirak nafakası talep etmesinin ilama aykırı olduğunu belirterek, icra emrinin ve takibin iptaline karar verilmesini talep etmiş, Mahkemece nafaka ilamlarının infazı için kesinleşmesi gerekmediğinden şikayetin iştirak nafakası yönünden reddine avukatlık ücreti ile yargılama gideri yönünden ise kabulüne karar verilmiş, hüküm borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir. HUMK'nun 443/4. (HMK'nun 367/2.) maddesi gereğince aile ve şahsın hukuku ile ilgili hükümler kesinleşmedikçe takibe konu edilemez....