, yoksulluk ve iştirak nafakalarının kaldırılmasını, aksi halde indirim yapılmasını talep etmiştir....
Somut olayda; tarafların 17/11/2011 tarihinde boşandıkları ve boşanma ilamı ile birlikte davalı lehine aylık 300,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği, davacının 08/04/2014 tarihinde yoksulluk nafakasının kaldırılmasına ilişkin davada mahkemece verilen kaldırma kararının Yargıtay 3. HD nin 01/04/2015 tarih ve 2014/18996 E- 2015/5335 K sayılı ilamında yoksulluk nafakasında hakkaniyete uygun bir indirim yapılması gerektiği gerekçesiyle bozulduğu, davacının halen yoksulluk nafakası ödemekle yükümlü olduğu görülmüştür. Yapılan yargılama ve toplanan delillerden davalı kadının asgari ücretle çalıştığı anlaşılmaktadır. Bu durumda kendisi yoksulluk sınırında bulunan ve yoksulluk nafakası alan davalının ortak çocuklar için iştirak nafakasıyla yükümlü tutulması doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır....
Davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun incelenmesinde; tarafların ekonomik ve sosyal durumları, gelir seviyeleri ve yaşantıları, kadın için takdir edilen yoksulluk nafakası ile müşterek çocuk Enes için takdir edilen iştirak nafakasının, takdir edildiği tarih, günün ekonomik koşulları, kadının sabit işinin ve gelirinin olmaması, müşterek çocuk Enes'in yaşı ve giderlerinin artması, kadının yoksulluk durumunun devam etmesi birlikte değerlendirildiğinde; kadının yoksulluk nafakası artırım talebinin reddi, müşterek çocuk Enes için takdir edilen iştirak nafakası artış miktarının toplanan delillere, usul ve yasaya uygun düşmediği, müşterek çocuk Enes için takdir edilen aylık nafaka artış miktarının yetersiz olduğu, ayrıca dava dilekçesinde usulüne uygun talep edilmesine rağmen müşterek çocuk için takdir edilen iştirak nafakası artış miktarına gelecek yıllar için talep gereği olumlu ve olumsuz karar verilmemesinin de hatalı olduğu anlaşıldığından; davacı kadının İlk Derece Mahkemesince verilen...
Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre, davacı lehine takdir edilen yoksulluk nafakası ile müşterek çocuklar lehine takdir edilen iştirak nafakası miktarları azdır. Mahkemece Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle, davacının bu iştirak ve yoksulluk nafakasına yönelik istinaf itirazlarının kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının iştirak ve yoksulluk nafakasına ilişkin kısımlarının kaldırılmasına, müşterek çocuklar için aylık 250,00'şer TL iştirak nafakasına, kadın için aylık 500,00 TL yoksulluk nafakası ödenmesine fazlaya ilişkin istemin reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki nafaka attırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, dava dilekçesinde; davalı ile boşandıklarını, müşterek çocuk Hatice'nin velayetinin kendisine verildiğini, boşanma kararı ile kendisine 200,00 TL yoksulluk, müşterek çocuk için 100,00 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, iştirak ve yoksulluk nafakasının günün ekonomik koşullarına göre yetersiz kaldığından, yoksulluk nafakasının aylık 500,00 TL’ ye, müşterek çocuğun iştirak nafakasının aylık 250,00 TL ye çıkarılmasını talep ve dava etmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/42 Esas-2009/51 Karar sayılı ilamı boşandıklarını, söz konusu karar ile davacı için aylık 100,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini,...Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/194 Esas-2010/233 Karar sayılı ilamı ile de müşterek çocuk Melisa için 140 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, davacı tarafından ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/43 Esas - 2012/22 Karar sayılı dosyası ile nafaka artırım talepli dava açıldığını, bu karar ile davacı için aylık 100 TL yoksulluk nafakasının 130 TL'ye yükseltildiğini, aradan geçen zamanda nafakaların günün ekonomik koşullarına göre ihtiyaçları karşılamada yetersiz kaldığını bu nedenle yoksulluk nafakasının 350,00 TL'ye, iştirak nafakasının 250 TL'ye çıkartılmasını talep ve dava etmiştir. Davalı davaya cevap vermemiş, duruşmada davanın reddini istemiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile davacı için aylık 130 TL yoksulluk nafakasının, aylık 250 TL'ye yükseltilmesine, müşterek çocuk ......
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; davacının, davalı lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinin reddine, davacının yoksulluk nafakası miktarının indirilmesi talebinin kabulü ile, kadın lehine aylık 500,00 TL olarak bağlanmış bulunan yoksulluk nafakasının aylık 250,00'TL'ye indirilmesine, davacının, müşterek çocukların iştirak nafakası miktarlarının indirilmesi talebinin kabulü ile müşterek çocuklar Güneş ve Nazar'ın ayrı ayrı 500,00'er TL olan iştirak nafakalarının aylık ayrı ayrı 250,00'şer TL'ye indirilmesine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı kadın tarafından, iştirak ve yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davalı-karşı davacı kadın dava dilekçesi ile iştirak ve yoksulluk nafakası talebinde bulunmuştur. Hükmün sonuç kısmında her bir dava hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması ve taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir (HMK m.297-2). Yasal gereklilik böyleyken davalı-karşı davacı kadının iştirak ve yoksulluk nafakası talepleri ile ilgili olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş olması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir....
Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, yoksulluk ve iştirak nafakasından dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, tarafların boşandıkları, yoksulluk ve iştirak nafakası için 4.200.00.- YTL: değer gösterilerek 29.01.2007 tarihinde sulh hukuk mahkemesinde menfi tespit davası açıldığı, davacının menfi tespit talebinde bulunduğu, uyuşmazlığın aile hukukunu ilgilendirdiği anlaşılmaktadır. Somut oluyda; iştirak ve yoksulluk nafakası nedeniyle menfi tespit talebinde bulunulduğuna göre, aile hukukundan kaynaklanan bir uyuşmazlık olduğu anlaşılmakla, 4787 Sayılı Yasa uyarınca görevli mahkeme, Kayseri 1. Aile Mahkemesidir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; H.Y.U.Y.’nın 25. ve 26. maddeleri gereğince Kayseri 1....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dilekçesinde, daha önce hükmedilen yoksulluk ve iştirak nafakalarının yetersiz kaldığını belirterek iştirak nafakasının 100 TL'den 300 TL'ye, yoksulluk nafakasının 150 TL'den 400 TL'ye yükseltilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevabında, davanın reddini dilemiştir....