Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere mahkeme kararının gerekçesinde ve değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve davalı borçlu ... ve üçüncü kişi Ünal amca-yeğen olup İİK'nun 278/3-1 maddesine göre aralarında yapılan işlem bağış niteliğinde olup iptali gerekmesine göre davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanunun uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 5.626,40 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı ...'den alınmasına 10/07/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    İcra ve İflas Kanunu'nun 72.maddesi gereğince borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu olmadığını ispat için menfî tespit davası açabilir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi; menfi tespit davasını, bir hukuki ilişkinin ya da ondan doğan bir hak veya yetkinin mevcut olmadığının, bir belgenin sahteliğinin ya da herhangi bir nedenle hükümsüzlüğünün tespiti için hukuki yarar bulunması koşuluna bağlı olarak açılan ve sonucunda herhangi bir mahkumiyet istemini içermeyip, konusunu teşkil eden hususun bir kararla tespitini amaçlayan dava olarak tanımlamıştır. Borçlu icra takibine süresinde itiraz etmediği ve takibin kesinleşmesi halinde borcunun bulunmadığını bu dava türü ile ileri sürebilir. Menfi tespit davasında ispat yükü kural olarak davalı alacaklıya düşer. Ancak kambiyo senedi niteliğinde bulunan bonolardan kaynaklanan alacaklarda ispat yükü borçlu bulunmadığını iddia eden davacı borçluya düşer....

      İlk derece mahkemesince; yapılan işlemlerin sahte işlem olmadığı, taraflar arasında hastaların muayene edilmediği şeklinde bir husumet bulunmadığı, yapılan işlemlerin yapıldığı tarihte sözleşmenin 11.1.10. maddesinin yürürlükte olduğu ve bu maddeye göre belirtilen kurallar uyarınca kuruma fatura edilmemesi gereken bir işlemin fatura edilmesi halinde bir fatura döneminde 3.000 TL'den az olmamak üzere işlem bedellerinin 5 katı tutarında cezai işlem uygulanması gerektiği ve buna göre işlem bedelleri olan 1.023,84 TL yersiz ödeme ile yersiz ödemenin 5 katı tutarında cezai şarta hükmedilmesi gerektiğinden davanın kısmen kabulü ile; davacı tarafın davalı kuruma 146.880,80 TL cezai şart yönünden borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir. İlk derece mahkemesinin kararına karşı, davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Bölge adliye mahkemesince; davalının istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş; karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir. 2012 Yılı ......

        İlk derece mahkemesince; yapılan işlemlerin sahte işlem olmadığı, taraflar arasında hastaların muayene edilmediği şeklinde bir husumet bulunmadığı, yapılan işlemlerin yapıldığı tarihte sözleşmenin 11.1.10. maddesinin yürürlükte olduğu ve bu maddeye göre belirtilen kurallar uyarınca kuruma fatura edilmemesi gereken bir işlemin fatura edilmesi halinde bir fatura döneminde 3.000 TL'den az olmamak üzere işlem bedellerinin 5 katı tutarında cezai işlem uygulanması gerektiği ve buna göre işlem bedelleri olan 1.023,84 TL yersiz ödeme ile yersiz ödemenin 5 katı tutarında cezai şarta hükmedilmesi gerektiğinden davanın kısmen kabulü ile; davacı tarafın davalı kuruma 146.880,80 TL cezai şart yönünden borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir. İlk derece mahkemesinin kararına karşı, davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Bölge adliye mahkemesince; davalının istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş; karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir. 2012 Yılı ......

          Davacı vekili dava dilekçesi ile, davacının kimliğini kaybettiğini, kimlik bilgilerinin birilerince kullanıldığını, borçlu olmadığı takip dosyalarında borçlu yapıldığını belirterek, ---- yapılan takipte istenilen --- asıl alacak ve tüm ferileri yönünden,--- sayılı dosyası ile yapılan takipte istenilen --- Asıl alacak ve tüm ferileri yönünden, ----sayılı dosyası ile yapılan takipte istenilen---- Asıl alacak ve tüm ferileri yönünden davacının borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini ve kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir. Uyuşmazlık,----- sayılı dosyası ile yapılan takipte istenilen --- asıl alacak ve tüm ferileri yönünden, ---- yapılan takipte istenilen --- Asıl alacak ve tüm ferileri yönünden, ----dosyası ile yapılan takipte istenilen ----- Asıl alacak ve tüm ferileri yönünden davacının borçlu bulunup bulunmadığı, istirdadı gereken bir bedel bulunup bulunmadığı, kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerekip gerekmediği hususundadır....

            Noterliğinin 19/09/2014 tarih 32426 yevmiye nolu işlemle ise; temlik alan ... tarafından icra dosyasındaki alacak eldeki davada davalı borçlu ...’a devredilmiş ve ... iptali istenilen icra takip dosyasında alacaklı konumuna gelmiştir. Buna göre; eldeki davada; dava konusu 19/09/2014 tarihli alacağın temliki sözleşmesi ile davacı alacaklı Iğdır ... Polikliniği ... Sağlık Hizmetleri Tic. Ltd. Şti.’nin takip hakkını engeller nitelikte borçlu ... tarafından malvarlığının aktifini azaltmaya yönelik bir işlem yapılmadığından, aksine alacağı temlik alarak malvarlığını artırmaya yönelik bir işlem yapıldığının kabulüyle davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir....

              ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 14/12/2021 NUMARASI : 2018/405 ESAS - 2021/425 KARAR DAVA KONUSU : BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİ KARAR : Serik 2....

              icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu olmadığını ispat için menfî tespit davası açabilir....

                Dava TBK’nun 19 maddesi gereğince muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptali istemine ilişkindir. Kural olarak 3.kişiler, danışıklı işlem nedeniyle hakları zarara uğratıldığı takdirde tek taraflı veya çok taraflı olan bu hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilir. Çünkü danışıklı bir hukuki işlem ile 3.kişilere zarar verilmesi onlara karşı işlenmiş bir haksız eylem niteliğindedir. Ancak 3.kişinin danışıklı işlem ile haklarının zarar uğratıldığının benimsenebilmesi için onun danışıklı işlemde bulunandan alacaklı olması ve danışıklı işlemin alacağının ödenmesini önlemek amacıyla yapılmış bulunması gerekir....

                  Birleşen ... 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/609 Esas sayılı dava dosyasında ise, davacı ...; davalıya 05.05.2008 tarihli adi sözleşmeyle Sandallar köyünde kain ve tapunun 768 parsel sayısında kayıtlı taşınmazdaki miras payının devrini taahhüt ettiğini; davalının, teminat olarak bono aldığını, sonradan doldurup aleyhinde üzerinden icra takibi yaptığını; oysa, taşınmaz için ödediği bedelin 12.500 TL olduğunu, sözleşmeye aykırı doldurulan bononun 42.500 TL'lik kısmı kadar borçlu olmadığını ileri sürerek; belirtilen miktar borçlu olmadığının tespiti ile %40 tazminata hükmedilmesini talep etmiştir. Mahkemece; davacı ... tarafından davalılar ... ve ... hakkında açılan davaların husumet nedeniyle reddine; davalı ... hakkında açılan tapu iptali tescil davasının reddine; tazminat davasının ise kısmen kabulü ile, 7500 TL maddi tazminatın 10.05.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...'...

                    UYAP Entegrasyonu