Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut durumda, 30/03/2012 tarihinde meydana gelen kazası nedeniyle açılan rücuan tazminat davasının yasal dayanağı 5510 sayılı Yasa'nın 21. maddesi olup, İş kazası ve meslek hastalığı ile hastalık bakımından işverenin ve üçüncü kişilerin sorumluluğunu düzenleyen 5510 sayılı Yasa'nın 21 inci maddesinde; "İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, kurumca işverene ödettirilir. İşverenin sorumluluğunun tespitinde kaçınılmazlık ilkesi dikkate alınır" şeklinde düzenleme yer almaktadır....

GEREKÇE: Dava rücuen tazminat istemine ilişkindir. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun “İş kazası ve meslek hastalığı ile hastalık bakımından işverenin ve üçüncü kişilerin sorumluluğu” başlığını taşıyan 21. maddesinin birinci fıkrası, sigortalıya ya da ölümü halinde hak sahiplerine bağlanan gelirler ile yapılan harcama ve ödemelerin işverenden rücuan tahsili koşullarını düzenlenmiş olup; işverenin sorumluluğu için, zarara uğrayanın sigortalı olması, zararı meydana getiren olayın kazası veya meslek hastalığı niteliğinde bulunması, zararın meydana gelmesinde işverenin kastının veya sigortalının sağlığını koruma ve güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketinin ve bu hareket ile meydana gelen kazası ve meslek hastalığı arasında illiyet bağının bulunması gerekir....

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı kurum ile müvekkili şirket arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi olmadığını, işçilerin başından itibaren asıl işveren kurumun işçileri olduğunu, davacı kurumun muvazaalı sözleşmeye dayanarak rücuen tazminat davası açamayacağını, davacı tarafından ihale ile müvekkili şirkete verilen işlerin davacı kurumun asıl işleri olduğunu, bu nedenle müvekkilinin alt işverenliği muvazaalı olduğunu, davacı kurumun en başından itibaren asıl işveren olduğunu, müvekkili şirketin toplu sözleşmesinin tarafı olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; "Dava; toplu sözleşmesinden kaynaklanan rücuen alacak talebine ilişkindir....

"İçtihat Metni" Dava, rücuen tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davacı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi....

    "İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi No : 2020/88-2021/167 Dava, meslek hastalığına dayalı rücuan tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, bozmaya uyularak ilamında belirtildiği şekilde asıl ve birleşen davaların kabulüne karar verilmiştir....

      İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 07/10/2021 NUMARASI : 2017/285 2021/854 DAVA KONUSU : Rücuen Tazminat KARAR : Taraflar arasındaki rücuen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda mahkemece verilen karara karşı davacı Kurum vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemizce dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda gereği görüşülüp düşünüldü....

      İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 21/10/2022 NUMARASI : 2022/351E - 2022/73K DAVA KONUSU : İş (Kurumun İşverenden Rücuen Tazminat İstemli) KARAR : Yukarıda mahkemesi ile esas ve karar numarası yazılı dosya üzerinden verilen karara karşı istinaf başvurusunda bulunulmakla yapılan inceleme sonunda: GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özet olarak; kurum sigortalısı Mehmet Emin Asan'ın 02.08.2016 tarihinde meydana gelen kazası sonucunda geçici ve sürekli gücü kaybına uğradığını, Kurum tarafından sigortalıya 33.907,51- TL peşin değerli gelir bağlandığını, 13.810,00- TL geçici göremezlik ve 11.224,40- TL tedavi masrafı yapıldığını, olay sebebiyle İş Teftiş Kurulu başkanlığı müfettişinin raporunda davalı işverenin olayda kusurlu olduğu yönünde tespit yapıldığını, bu nedenle 5510 sayılı yasanın 21.ve diğer ilgili maddelerine göre işlem yapılması gerektiğini belirterek, fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak ve aynı olay ile ilgili başkaca kişilerin...

      "İçtihat Metni" Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi Dava, 05. 07.2010 tarihli kazasında %29,20 oranında sürekli göremez durumuna giren sigortalıya bağlanan gelirlerin davalı işverenden tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi....

        GEREKÇE : İş kazası tarihinde yürürlükte olan 506 sayılı Yasa’nın 26.maddesinde, kazası ve meslek hastalığının, işverenin kastı veya işçilerin sağlığını koruma ve güvenliği ile ilgili mevzuat hükümlerine aykırı hareketi veyahut suç sayılabilir bir hareketi sonucu oluşması halinde, Kurumca sigortalıya veya hak sahibine yapılan veya ileride yapılması gerekli bulunan her türlü giderlerin tutarları ile gelir bağlanırsa bu gelirlerinin peşin sermaye değerleri toplamının sigortalı veya hak sahibi kimselerin işverenden isteyebilecekleri miktarlarla sınırlı olmak üzere Kurumca işverene ödettirileceği düzenlenmiş iken, Anayasa Mahkemesinin 2003/10 Esas 2006/106 Karar sayılı 23.11.2006 tarihli kararı ile bu maddeye 3395 sayılı Yasa ile eklenen “sigortalı veya hak sahibi kimselerin işverenden isteyebilecekleri miktarla sınırlı olmak üzere” ifadesinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir....

        Dava konusu olayda da taraflar arasında asıl işveren- alt işveren ilişkisi mevcut olup dava, asıl işveren davacı Belediyenin, davalı şirket tarafından çalıştırılan işçinin, akdinin feshedilmesi nedeniyle açmış olduğu dava sonrasında ödemek zorunda kaldığı tazminatın rücuen tahsili istemine ilişkindir. Taraflar arasındaki hizmet sözleşmesi ve eki olan şartnamelerde, tarafların asıl ve alt işvereni oldukları işçilerin, fiili işçilik dışındaki diğer tazminat hak ve alacaklarından hangi tarafın sorumlu olacağına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır. Dava konusu rücuen tazminat istemi, dava dışı işçinin akdinin feshedilmesi nedeniyle İş Kanunu’ndan kaynaklanan kıdem v.b tazminat haklarına ilişkin olup, işçiye karşı olan bu yükümlülük nedeniyle asıl ve alt işverenler 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2/6.maddesi gereğince müteselsilen sorumlu tutulmuşlardır. Burada Kanun’dan doğan bir teselsül hali söz konusudur. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 167....

          UYAP Entegrasyonu