WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kurumca sigortalıya gelir bağlanabilmesi için öncelikle kazası olarak kabul edilen zararlandırıcı olay sonucunda sigortalının maluliyetinin %10 un üzerinde olması gerekir.Yargılama aşamasında ATK 3.İhtisas Kurulunun raporuna göre sigortalının kazası sonucu maluliyet oranı %11,1 olarak tesbit edilmiş ise de maluliyet oranının tespiti ile ilgili ihtilaf Sosyal Güvenlik Kurumunun hak alanını doğrudan ilgilendirmekte olup tazminat davasında Kurum taraf olmadığından tesbit edilen maluliyet oranı Kurum yönünden bağlayıcı değildir. Yapılacak ; olay Kurumca kazası olarak kabul edildiğinden davacıya Kuruma müracaat ederek sürekli göremezlik oranının yeniden belirlenmesi giderek kazası sigorta kolundan sürekli göremezlik geliri bağlanması için önel vermek ve çıkacak sonuca göre bir karar vermekten ibarettir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....

    (Yargıtay Dergisi Cilt:44 sayı: 3 Temmuz 2018- Türk Mevzuatında İş Kazasının Tespiti Davaları- Halil Özdemir) Sigortalı olma ve dar anlamda kısa vadeli sigorta kollarına tabi olmanın şartları, 506 ve 5510 sayılı Kanunlarda sınırlı olarak belirtilmiştir. Kısa vadeli sigorta kollarına tabi olmayan birinin maruz kaldığı olay, T15 açısından kazası sayılmayacaktır, ancak işveren yönünden kazası sayılacağına da karar verilemez. İş kazasının tanımı ve unsurları 506 veya 5510 sayılı Kanunlarda yapılmış olup bu Kanunlar dışında kazası sayılabilen bir hal yoktur. Yurt dışında meydana gelen bir kazanın genel olarak adı kazası olsa da anılan Kanunlara göre kazası sayılamayacağı durumda işveren yönünden de kazası sayılması mümkün değildir....

    Mahkemece, 137.275,15 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizleri ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacıya ödenmesine karar verilmiştir. Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre, kazası nedeniyle davalıların % 90, davacı işçinin % 10 oranında kusurlu oldukları, sürekli göremezlik oranının Sosyal Güvenlik Kurumu raporlarında %21 olarak tespit edildiği, Adli Tıp Kurumu raporu ile davacıya ait maluliyet oranının % 39,2 olarak belirlendiği, bilirkişi hesap raporunda % 39,2 maluliyet oranı dikkate alınarak maddi zararın belirlendiği ve fakat SGK tarafından % 21 sürekli göremezlik oranı üzerinden hesap edilen ilk peşin sermaye değerinin rücuya kabil kısmının tenzil edildiği ve maddi zarar talebinin bu şekilde belirlenerek hükme bağlandığı anlaşılmıştır. İş kazasından kaynaklanan maddi tazminat davaları nitelikçe Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanmayan zararın tahsiline ilişkindir....

      Somut olayda kazası olduğu iddia olunan olayın davacı ...’ın sağlığında Sosyal Güvenlik Kurumuna başvurusu olmadığından bahisle kazası olarak tespit edilemediğinin Kurumca bildirildiği anlaşılmıştır. İş Kazasından Kaynaklı Tazminat davalarının görülmesi için ön koşul zararlandırıcı olayın Kurumca kazası niteliğinde olduğunun tespit edilmesidir. İş kazasının tespiti ile ilgili ihtilaf Sosyal Güvenlik Kurumunun hak alanının doğrudan ilgilendirmekte olup tazminat davasında kurum taraf değildir. Mahkemece, davacının yargılama sırasında vefatı nedeniyle mirasçılarına, murisin 16/11/2009 tarihinde maruz kaldığı olayın kazası olduğunun tespitine ilişkin dava açması için önel verilmiş ise de; önelin süresinde yerine getirilmemesi üzerine kesin süre verilip sonuçları davacı tarafa ihtar edilmeksizin davanın reddi yoluna gidildiği anlaşılmıştır....

        Davalı SGK vekili 30/04/2019 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Diğer davalı sigortalı T3 kuruma 04.04.2017 tarihinde verdiği dilekçe ile 05.06.2014 tarihinde davacı yerinde çalışırken kazasına maruz kaldığını bildirdiğini ve kazası sonucu uğradığı gücü kaybı oranının tespiti ile kazası sürekli göremezlik geliri bağlanması talebinde bulunduğunu, bunun üzerine İl Müdürlüğünce inceleme başlatılarak İş Kazası Tespit Komisyonu tarafından alınan 2017/16 karar sayılı ve 27.04.2017 tarihli komisyon kararı ile söz konusu olayın 5510 sayılı yasanın 13. maddesi hükümleri dahilinde meydana gelmesi sebebiyle kazası sayılmasına karar verildiğini, olayın kazası kabul edilmesi neticesinde İstanbul Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü Bölge Sağlık Kurulu'nca 01.06.2017 tarihli ve 2053 sayılı rapor düzenlendiğini ve davalı kazazedenin sürekli göremezlik oranının % 8,2 olarak tespit edildiğini, bu orana bugüne kadar davacı tarafça da bir itiraz yapılmadığını, davacı tarafın, dava...

        (Yargıtay Dergisi Cilt:44 sayı: 3 Temmuz 2018- Türk Mevzuatında İş Kazasının Tespiti Davaları- Halil Özdemir) Sigortalı olma ve dar anlamda kısa vadeli sigorta kollarına tabi olmanın şartları, 506 ve 5510 sayılı Kanunlarda sınırlı olarak belirtilmiştir. Kısa vadeli sigorta kollarına tabi olmayan birinin maruz kaldığı olay, T8 Başkanlığı açısından kazası sayılmayacaktır, ancak işveren yönünden kazası sayılacağına da karar verilemez. İş kazasının tanımı ve unsurları 506 veya 5510 sayılı Kanunlarda yapılmış olup bu Kanunlar dışında kazası sayılabilen bir hal yoktur. Yurt dışında meydana gelen bir kazanın genel olarak adı kazası olsa da anılan Kanunlara göre kazası sayılamayacağı durumda işveren yönünden de kazası sayılması mümkün değildir....

        Somut olayda kazası olduğu iddia olunan olayın Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilip bildirilmediği anlaşılamamaktadır. Zararlandırıcı olayın kazası niteliğinde olup olmadığının tespiti ön sorundur. İş kazasının tespiti ile ilgili ihtilaf Sosyal Güvenlik Kurumunun hak alanının doğrudan ilgilendirmekte olup tazminat davasında kurum taraf değildir. Yapılacak ; davacıya kazasını Sosyal Güvenlik Kurumuna ihbarda bulunmak, olayın Kurumca kazası olarak kabul edilmemesi halinde Sosyal Güvenlik Kurumuna ve hak alanını etkileyeceğinden işveren aleyhine “ kazasının tespiti” davası açması için önel vermek, tespit davasını bu dava için bekletici sorun yaparak çıkacak sonuca göre, olayın Kurumca kazası olduğunun kabul edilmesi halinde ise davacının Kuruma müracaat ederek kazası sigorta kolundan gelir bağlanması için önel vermek ve çıkacak sonuca göre bir karar vermektedir. 2- Öte yandan, davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Yasanın 95. maddesidir....

          Bu davada her nekadar SGK Başkanlığıda hasım gösterilmiş ise de dava dilekçesinin içeriğinden davacının yalnızca maddi ve manevi tazminat talep ettiği ,davalı Kurumdan kendisine kazası sigorta kolundan gelir bağlanması ile ilgili bir isteminin bulunmadığı anlaşılmakla mahkemece SGK Başkanlığına yönelik davanın reddine karar verilmiş olması doğru bulunmuştur. Yapılacak , davacıya kazası sigorta kolundan ölüm geliri bağlanması için Sosyal Güvenlik Kurumuna müracaatta bulunmak gelir bağlanma taleplerinin reddi halinde giderek SGK....

            O halde Mahkemece yapılacak ; yukarıda açıklanan prosedüre göre davacı sigortalının sürekli göremezlik oranının tespit edilip edilmediğini Sosyal Güvenlik Kurumu'ndan sormak, tespit yapılmamış ise kazasına ilişkin tüm tıbbi evraklar temin edildikten sonra, davacının SGK Maluliyet ve Sağlık Kurulları Daire Başkanlığına müracaatının sağlanması ve usulüne uygun şekilde sürekli göremezliğinin tespitine ilişkin rapor alınarak kesinleştirilmesi; itiraz halinde sırasıyla SGK Yüksek Sağlık Kurulu'ndan ve Adli Tıp 3. İhtisas Kurulundan rapor alınması; mevcut raporlar arasında çelişki oluşması halinde ise; raporlar arasındaki çelişkinin Adli Tıp 2. Üst Kurulu'ndan rapor alınmak suretiyle giderilmesinin ardından çıkacak sonuca göre bir karar verilmesinden ibarettir. Diğer yönden, kazalarında olay İş Hukuku ve Sosyal Güvenlik ilkeleri çerçevesinde değerlendirilmeye tabi tutulmalıdır....

              İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece; "Mahkememizin 2016/32 esas sayılı dosyası üzerinden yürütülen davada, davacının kazası nedeniyle maluliyet oranının tespiti ve davalı işverenin tazminat ödeme yükümlülüğünün bulunduğunun tespiti de talep edildiğinden, maluliyet oranının ve verenin tazminat ödeme ile yükümlü olduğunun tespiti için öncelikle olayın kazası olup olmadığı hususunun belirlenmesi gerektiğinden buna ilişkin taleplerin tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedilmesine ve 2016/32 esas sayılı dava dosyasına kazası tespiti yönünden devam olunmasına karar verilmiştir.2016/32 esas sayılı dosya üzerinden yapılan yargılama neticesinde, 05/04/2017 tarih ve 2017/81 sayılı karar ile, 03/07/2006 tarihinde davalı yerinde meydana gelen ve davacının sol elinin yaralanması ile sonuçlanan olayın kazası olduğunun tespitine karar verilmiş, verilen karar Yargıtay 21....

              UYAP Entegrasyonu