WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yapılacak , maddi tazminat isteminde bulunan davacı anne ve babaya kazası sigorta kolundan gelir bağlanmama nedeninin Kurumdan sorularak, gelen yanıta göre gerekirse davacılara SGK Başkanlığını hasım göstererek kazası sigorta kolundan kendilerine ölüm geliri bağlanması gerektiğinin tespiti davası açması için önel vermek, dava açılması halinde 6100 sayılı HMK'nun 165/2. maddesi gereğince bu dava için bekletici mesele yapmak, tarafların önele rağmen dava açmaması veya kesinleşen mahkeme kararı ile davanın reddedilmiş olması halinde gelir bağlanmayan davacı yönünden maddi tazminat isteminin reddine karar vermek, dava kabul edilmiş ise yapılan hesaptan kurumca davacı anne ve babaya bağlanan gelirlerin ilk peşin sermaye değerlerinin rücuya tabi kısımlarının maddi tazminat miktarlarından tenzil ederek, çıkacak sonuca göre bir karar vermekten ibarettir....

    Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanmayan zararın ödetilmesine ilişkin davalarda (tazminat davaları) zararlandırıcı sigorta olayının kazası niteliğinde olup olmadığı öncelikle Kurum tarafından tespit olunacak bir husustur. Bir olayın kazası olup olmadığının açık bir şekilde ortaya konulması, zararlandırıcı olaya dair yapılacak yargılamada mahkemelerin görevine ilişkin neticelerinin de bulunması nedeniyle önemli olup , olayın kazası olup olmadığına dair ihtilaf öncelikle Kurumun yapacağı tahkikata, sonrasında ise tarafların açacağı tespit davalarının neticesine bağlı olarak tazminat davalarında öncelikle çözümü gereken bir husustur. Kurumun bir olayı kazası kabul etmemesi durumunda ilgililer, işverenin yanında Kurumu da hasım göstererek kazası tespit davası açabilirler....

      Somut olayda kazası olduğu iddia olunan olayın Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilmediği anlaşılmaktadır. Kurumca hak sahiplerine gelir bağlanabilmesi için öncelikle zararlandırıcı olayın kazası niteliğinde olup olmadığının tespiti ön sorundur. İş kazasının tespiti ile ilgili ihtilaf Sosyal Güvenlik Kurumunun hak alanının doğrudan ilgilendirmekte olup tazminat davasında kurum taraf değildir....

        Mahkemece hüküm altına alınan maddi ve manevi tazminat alacaklarına olay tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmişse de olay tarihinin ne olduğu da kararda belli değildir. Her kazası ayrı bir olay olup zararında her olay için ayrı değerlendirilmesi gerektiği açıktır. Hal böyle olunca mahkemece öncelikle HUMK.nun 179/3 ve 75/2 maddeleri uyarınca, davacı tarafa 12.07.1997 tarihli kazası için ne kadar, 02.09.1997 tarihli kazası için ne kadar maddi ve manevi tazminat isteminde bulunduğunun açıklatılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesi doğru görülmemiştir. Öte yandan kaza tarihinin açıklanmayarak infazda tereddüt yaratır biçimde hüküm kurulması da isabetsizdir. Yerel mahkemece her iki kazası nedeniyle de kazalıya ayrı ayrı % 20 oranında kusur veren 24.10.2008 tarihli kusur bilirkişi raporundaki kusur dağılımının karara esas alındığı görülmektedir....

          Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanmayan zararın ödetilmesine ilişkin davalarda (tazminat davaları) zararlandırıcı sigorta olayının kazası niteliğinde olup olmadığı öncelikle Kurum tarafından tespit olunacak bir husustur. Bir olayın kazası olup olmadığının açık bir şekilde ortaya konulması, zararlandırıcı olaya dair yapılacak yargılamada mahkemelerin görevine ilişkin neticelerinin de bulunması nedeniyle önemli olup, olayın kazası olup olmadığına dair ihtilaf öncelikle Kurumun yapacağı tahkikata, sonrasında ise tarafların açacağı tespit davalarının neticesine bağlı olarak tazminat davalarında öncelikle çözümü gereken bir husustur. Kurumun bir olayı kazası kabul etmemesi durumunda ilgililer, işverenin yanında Kurumu da hasım göstererek kazası tespit davası açabilirler....

          ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/80 Esas KARAR NO : 2022/305 DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) DAVA TARİHİ : 21/10/2020 KARAR TARİHİ : 11/05/2022 Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TALEP: Davacı vekili tarafından sunulan 21/10/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; bu davanın müvekkilinin geçirdiği kazası neticesinde meydana gelen zarar sebebiyle müvekkilinin maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olduğunu, kazası nedeniyle açılacak tazminat davalarında görevli mahkemelerin mahkemeleri olduğunu, müvekkilinin 29/09/2018 tarihinde ... San. Ve Tic. Ltd. Şti., ... A.Ş., ... İnşaat San. Ve Tic. A.Ş., ... A.Ş....

            İş kazası nedeniyle sosyal sigorta yardımlarının yapılabilmesi öncelikle Kurumun zararlandırıcı sigorta olayının kazası olduğunu kabul etmesine bağlıdır. İş kazası olgusu Kurumca kabul edilmezse somut olayda olduğu gibi sigortalının ya da hak sahiplerinin olayın kazası olduğunu dava yolu ile tespit ettirmesi gerekmektedir. İş kazasını meslek hastalığından ayıran en önemli husus kazasının ani meydana gelen bir olay olmasıdır. Ani olayın gerçekleşmesinden sonraki bir vakitte sigortalıda bedenen veya ruhen zararlar meydana gelebilmektedir. Burada önemli olan husus meydana gelen zarar ile ani olay arasında illiyet bağının olup olmadığı meselesidir. Kanunda kazası tanımlanırken dıştan gelen bir etkinin varlığından bahsedilmemiştir. Bu nedenle sigortalının kalp krizi veya beyin kanaması geçirmesi ile intihar etmesi de kazası kapsamında değerlendirilmektedir....

              Dolayısıyla kazası nedeniyle açılacak maddi manevi tazminat davası açılmadan önce Sosyal Güvenlik Kurumu'na başvuru yapılmalıdır. Samsun Güvenlik Kurumu'nun 18/06/2021 tarihli müzekkere cevabında davacı tarafın anılan kuruma başvurusunun olmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiştir.... " şeklinde karar verilmiştir. Taraflar arasındaki dava sonucunda verilen hükme yönelik; Davacı vekili; davada kuruma başvurunun dava şartı olmadığını, ayrıca kuruma kazası ile ilgili başvuruda da bulunduklarını belirterek istinaf isteminde bulunmuştur. Dava; kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davasıdır. Belirtilen davada 5510 sayılı yasada ve 7036 sayılı yasada belirtilen SGK ya başvuru dava şartı bulunmamaktadır. 7036 sayılı yasanın 3....

              C) Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, davanın kazası nedeniyle uğranılan cismani zarara dayalı maddi tazminat davası ile işçilik haklarından doğan alacak davası niteliğinde olduğu, davacının geçirdiği kazası nedeniyle maluliyet durumunun tespiti için Adli Tıp Kurumundan rapor alındığı, kusur tespit ve aidiyeti için dosyanın bilirkişi heyetine tevdi edildiği, hak edilen maddi tazminat tutarının belirlenmesi için SGK İl Müdürlüğünden dava konusu kazası nedeniyle rücua konu olabilecek ödeme yapılıp yapılmadığının araştırılarak neticesinin dosya arasına alındığı, buna göre SGK'nın sigortalı davacı için yaptığı ve işverene rücu edebileceği miktarın 776,22 TL olduğunun tespit edildiği ve rücua tabi bu kısmın hesaplanan maddi tazminat tutarından mahsup edildiği, davacının manevi tazminata ilişkin talebinin tefrik edilerek bu dosyada hükme bağlanmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. D) Temyiz: Kararı, davacı ve davalı vekili temyiz etmiştir....

                Hizmet akdine dayanan bu tür kazasından doğan maddi ve manevi tazminat davalarında, zamanaşımı Borçlar Kanunu'nun 125. maddesi uyarınca kazasının meydana geldiği tarihten itibaren 10 yıldır. İş kazası 12.11.1994 tarihinde olmuş, manevi tazminat davası ise ek dava ile 14.9.2007 tarihinde, 10 yıllık sürenin dolmasından sonra açılmış ve davalı işverence de usulüne uygun şekilde cevap süresi içinde zamanaşımı def'inde bulunulmuştur. Bu durumda; davacının 12.11.1994 tarihinde meydana gelen ve % 11,1 oranında malul kaldığı kazasına yönelik manevi tazminat davasının zamanaşımı nedeniyle reddi gerekirken, aksi düşüncelerle kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. O halde, davalı işverenin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlerden davacıya yükletilmesine, 22.06.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu