İş kazası yada meslek hastalığı nedeniyle, geçici iş göremezlik, 506 sayılı Yasa'nın 16 ve 89. maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre, iş kazası yada meslek hastalığı sonucu iş göremez duruma düşen sigortalıya sağlık yardımları dışında iş kazasının olduğu yada meslek hastalığı nedeniyle tedavisinin başladığı tarihten, tedavisinin bitimine kadar, geçici iş göremez duruma düştüğü her gün için 506 sayılı Yasa'nın 89.maddesindeki yöntemle yatarak ya da ayakta tedavi görmesine göre, bir ödenek verilir. Sigortalının iş göremezlik durumunun ödeneğin belirlenmesinde etkisi yoktur. Ancak kusur durumu ve zararın oluşumuna veya artmasına sigortalının katkısına göre %50 ye kadar geçici iş göremezlik ödeneği azaltılabilir....
Mahkemece davacının manevi tazminat isteminin sadece iş aktinin kendi haksız davranışları sonucu feshedildiği gerekçesiyle reddine karar verilmiş ancak iş kazası sonucu uğradığı manevi zararın neden reddedildiğine ilişkin bir gerekçeye yer verilmemiştir. Davacı iki sebebten dolayı manevi tazminat istemiştir. Bu durumda davacıdan 20.000.00 TL lik manevi tazminatın ne kadarının iş aktinin işverence haksız feshi nedeniyle ne kadarının iş kazası sonucu uğradığı manevi zarar nedeniyle talep ettiğini açıklattırmak gerekmektedir....
Maluliyet Daire Başkanlığı raporuna göre davacının sürekli iş göremezlik oranın % 9.1 olduğunun belirtildiği, ..Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından olayın iş kazası olduğunun tespit edildiği, 21.06.2011 tarihli kusur raporunda davaya konu zararlandırıcı olayda davalı işverenin % 60, davacı işçinin % 40 oranında kusurlu olduklarının belirtildiği anlaşılmaktadır İş kazalarından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davalarında zararlandırıcı olaya neden oldukları ileri sürülen kişi veya kişilerin kusur oranlarının kesin olarak tespiti hem maddi hem de manevi tazminat miktarını doğrudan etkilemesi bakımından önem taşımaktadır. Zira maddi tazminat davalarında sigortalının kazanç kaybının hesaplanmasında davacının kendi kusuru oranında tespit olunan kazanç kaybından indirim yapılacağı gibi yine manevi tazminat davalarında hükmedilecek manevi tazminat miktarının takdirinde tarafların kusur durumu mahkemece öncelikle dikkate alınacaktır....
Maluliyet Daire Başkanlığı raporuna göre davacının sürekli iş göremezlik oranın % 20 olduğunun belirtildiği, ... Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından olayın iş kazası olduğunun tespit edildiği, 14.04.2011 tarihli kusur raporunda davaya konu zararlandırıcı olayda davalı işverenin % 80, davacı işçinin % 20 oranında kusurlu olduklarının belirtildiği anlaşılmaktadır İş kazalarından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davalarında zararlandırıcı olaya neden oldukları ileri sürülen kişi veya kişilerin kusur oranlarının kesin olarak tespiti hem maddi hem de manevi tazminat miktarını doğrudan etkilemesi bakımından önem taşımaktadır. Zira maddi tazminat davalarında sigortalının kazanç kaybının hesaplanmasında davacının kendi kusuru oranında tespit olunan kazanç kaybından indirim yapılacağı gibi yine manevi tazminat davalarında hükmedilecek manevi tazminat miktarının takdirinde tarafların kusur durumu mahkemece öncelikle dikkate alınacaktır....
Lastik San.Tc....hakkındaki davanın reddine, maddi tazminat isteminin maluliyet oranı % 0 olduğundan reddine,manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 6.000,00.- TL manevi tazminata karar verilmiştir. Uyuşmazlık iş kazası nedeni ile zarara uğrayan sigortalının geçici iş göremezlik dönemine ait maddi zararlarını belirlenmesi noktasında toplanmaktadır. Gerçekten, iş kazası yada meslek hastalığı nedeniyle, geçici iş göremezlik, 506 sayılı Yasa'nın 16 ve 89. maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre, iş kazası yada meslek hastalığı sonucu iş göremez duruma düşen sigortalıya sağlık yardımları dışında iş kazasının olduğu yada meslek hastalığı nedeniyle tedavisinin başladığı tarihten bitimine kadar, geçici iş göremez duruma düştüğü her gün için 506 sayılı Yasa'nın 89.maddesindeki yöntemle yatarak ya da ayakta tedavi görmesine göre bir ödenek verilir. Sigortalının iş göremezlik durumunun ödeneğin belirlenmesinde etkisi yoktur....
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre, davacının, 07.08.2012 tarihinde davalı iş yerinde kaza geçirdiği, bu durumun SGK Başkanlığı tarafından iş kazası olarak kabul edildiği, davacının 25 gün istirahatli kaldığı ve Kurumdan geçici iş göremezlik ödemesi aldığı, iş kazası nedeniyle davacıda sürekli iş göremezliğin oluşmadığı, Mahkeme tarafından alınan kusur bilirkişileri heyet raporunda davacı için %30 müterafik kusurun takdir edildiği anlaşılmaktadır. Mahkeme tarafından, maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir. Mahkemece, manevi tazminat talebine ilişkin ret sebebinde, ıslah yoluyla manevi tazminatın talep edilemeyeceği gerekçesine dayanılmıştır. Manevi tazminat talebi ile ilgili hüküm kurulurken, davacının manevi tazminat istemiyle ilgili dilekçesinin hukuki değerlendirmesinde yanılgıya düşüldüğü görülmektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R Dava, iş kazası sonucu sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davacının maddi tazminat isteminin SGK tarafından bağlanan gelirlerle karşılandığından reddine, manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile, 42.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir....
K A R A R Dava, sigortalının iş kazası sonucunda vefatı nedeniyle, sigortalının nişanlısı, annesi ve iki kardeşinin maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davacı annenin maddi tazminat isteminin kabulüne, diğer istemlerin reddine karar verilmiştir. Dosya kapsamından, müteveffa sigortalının davalı işyerinde maden mühendisi olarak çalışırken 17/05/2010 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucunda vefat ettiği, mahkemece eldeki temyiz incelemesine konu dosyada kusur raporu aldırılmadığı, aynı kaza olayına ilişkin diğer bir kısım dava dosyalarında aldırılan kusur raporlarının hükme esas alındığı anlaşılmaktadır. İş kazalarından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davalarında zararlandırıcı olaya neden oldukları ileri sürülen kişi veya kişilerin kusur oranlarının kesin olarak tespiti hem maddi hem de manevi tazminat miktarını doğrudan etkilemesi bakımından önem taşımaktadır....
Mahkeme, maddi tazminat davası yönünden, davanın kabulüne, toplam 1.620,00 TL maddi tazminattan 500,00 TL'sinin dava tarihinden itibaren 1.120,00 TL maddi tazminatın ıslah tarihi olan 05/12/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, manevi tazminat davası yönünden, davanın kabulüne, toplam 5.000,00 TL manevi tazminatın iş kazası tarihi olan 01/05/2003 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar vermiştir. İş kazası nedeniyle tazminat alacağı haksız fiile dayalı olup faiz başlangıcı tazminatı doğuran zararlandırıcı olay tarihidir....
Hakim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir, hükmünü amirdir. O halde, mahkemece; davacılardan her biri için istenen manevi tazminat miktarının ne olduğu davacı taraftan sorulup saptanmadan manevi tazminat istemleri hakkında karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Borçlar Kanununun 47. maddesine göre manevi tazminat isteme hakkı doğrudan doğruya cismani zarara maruz kalan kişiye aittir. Yansıma yoluyla aynı eylem nedeniyle manevi üzüntü duyanlar manevi tazminat isteyemezler. Hal böyle olunca doğrudan doğruya cismani zarara maruz kalan yalnızca maddi sağlık bütünlüğü ihlal edilen kişi ile sınırlı olup olmadığının tartışılması gerekir....