Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 30/06/2020 NUMARASI : 2016/1328 Esas - 2020/178 Karar DAVA KONUSU : Maddi ve Manevi Tazminat KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalıya ait işyerinde çalışmakta iken 19/08/2015 tarihinde geçirdiği kazası sonucu yaralanarak malül kaldığını, söz konusu kazanın davalı işveren ve istihdam ettiği kişilerin kusurlu davranışlarından ve gerekli tedbirleri almamasından kaynaklandığını belirterek, maddi tazminat alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, olayda müvekkili şirketin kusuru olmadığını, olayın tamamen davacı işçinin kendi kusurundan kaynaklandığını belirterek davanın usulden ve esasdan reddini savunmuştur. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece; "Dava; kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebinden ibarettir....

Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın ıslahla artırılan 86.949,00 TL bakımından davacının talebinin zamanaşımı nedeniyle reddi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. 3-Davacının manevi tazminata yönelik temyizine gelince; davacı 24.08.1998 tarihinde meydana gelen işkazası sonucu % 41,20 oranında sürekli işgeremezliğe uğraması nedeniyle 50.000,00 TL manevi tazminat talep etmiş olup mahkemece manevi tazminat isteminin kabulü ile 50.000,00 TL manevi tazminatın yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiştir. Davacının kazası sonucu % 41,20 oranında sürekli göremezliğe uğradığı olayda davacının kusurunun bulunmadığı, ... işçisi dava dışı ...'in % 100 oranında kusurlu olduğu dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır....

    Hal böyle olunca davacı anne ve kardeşin manevi zararlarına karşılık dava dışı alt işveren .... tarafından yapılan ödemeyi kabul ederek sulh ve ibra anlaşması düzenlemiş olmaları dikkate alınarak manevi tazminat taleplerinin reddi yerine, manevi tazminatın bölünmeyeceği ilkesi göz ardı edilerek yazılı şekilde kabüllerine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. 3-İbranamede ödemenin açıkça kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminatlara karşılık kabul edildiğinin yazılı bulunmasına göre, yapılan ödemenin maddi ve manevi tazminatlara karşılık gelen miktarlarının öncelikle davacılara sorularak, tespit edilemediği takdirde davacılar arasında garameten paylaştırılarak maddi tazminat hesabında dikkate alınması gerekirken sulh ve ibra anlaşması nedeniyle yapılan ödemeye değer verilmemesi hatalı olmuştur....

      Mahkemece, maddi tazminat isteminin reddine, manevi tazminat isteminin ise kısmen kabulü ile 3.500 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Sigortalıya, kazası veya meslek hastalığı nedeniyle geçici göremez durumda bulunduğu sürece, Kurum tarafından 5510 sayılı Yasanın 12. maddesi uyarınca geçici göremezlik ödeneği ödenir. Bu ödenek kazalarında olay, meslek hastalığında da tedavinin başladığı tarihten itibaren çalışmaz durumda kaldığı (raporlu olduğu) sürece ödenir. Geçici göremezlik devresinde sigortalının çalışamadığı dönemde yoksun kaldığı gelirde kazası sonucu oluşan maddi zarar kapsamındadır. Raporlu olunan dönemde çalışamayan sigortalının bu dönemde yoksun kaldığı ücreti kadar bir zararının oluşacağı ve bu zararında maddi zarar içerisinde kabul edilmesi gerektiği açıktır....

        Dava, kazasına dayalı maddi - manevi tazminat istemine ilişkindir. Dosya kapsamından; Kurumun İş Kazası Servisi'nin 01/12/2016 tarih ve 2016/569 sayılı kararı ile; 13.08.2014 tarihinde meydana gelen ve davacı sigortalının yaralanması ile sonuçlanan olayın kazası sayıldığı, davacının anılan kaza nedeniyle sürekli göremezliğe uğramadığının ve davacının işvereninin davalı şirket olduğunun istinaf incelemesinden geçmek suretiyle kesinleşen Bursa 6....

        Davalı vekili ; davacının uğramış olduğu kazası dolayısıyla 25.9.2002 tarihli ibraname uyarınca maddi ve manevi tazminat alacakları yönünden kendisini ibra ettiğini bildirerek ibraname uyarınca davanın reddine karar verilmesini istemiş, davacı ise belgedeki imzanın kendisine ait olduğunu ,tutanağı okumadan imzaladığını işveren tarafından 5.000,00 TL’nin nakit olarak verildiğini, 3.000,00 TL’ ninde eczanelere tedavi masrafı olarak dağıtıldığını, bu parayı bakım parası olarak aldığını, maddi ve manevi tazminat olarak almadığını, davalı veren ise ödenen 8.000,00 TL’nin maddi ve manevi tazminat olarak ödendiğini, ancak ne kadarının maddi ne kadarının manevi olarak verildiğine ilişkin bir ayırım yapılmadığını belirtmiş, davacı vekili 25.5.2006 tarihli dilekçesinde alınan paranın maddi tazminata ilişkin olarak alındığını belirtirken 27.12.2005 tarihli celsede ise ödenen miktarı ancak manevi tazminata ilişkin olarak alındığını kabul edebileceklerini belirtmiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacı, kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R Dava, kazasına uğradığını iddia eden davacının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkeme, maddi tazminat talebinin vazgeçme nedeniyle reddine, manevi tazminat isteminin ise kabulü ile 20.000,00TL manevi tazminatın yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar vermiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 12/7/2008 tarihinde düğme,kemer tokası,fermuar üreten ... tekstil Ltd.Şti.'...

            Mahkemece, SGK tarafından bağlanan gelirlerle karşılandığından maddi tazminat davasında karar verilmesine yer olmadığına, manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulüne karar verilmiştir Davacı eş ve çocukların maddi zararları Kurumca kazası nedeniyle bağlanan gelirlerin tüm peşin sermaye değeri ile karşılandığından, davanın reddi yerine karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi isabetsiz olmuştur. Öte yandan S.G.K.Başkanlığı tarafından sigortalıya bağlanan gelirlerde katsayı değişmesi nedeniyle meydana gelen artışlar sonucu yeniden hesaplanan peşin sermaye değerinin zararı karşıladığı hallerde, davacının dava açarken bu hususları bilmesi mümkün bulunmadığından, maddi tazminat isteminin reddi nedeniyle davalı yararına avukatlık ücreti takdir edilemeyeceği Dairemizin giderek Yargıtay’ın yerleşmiş görüşlerindendir....

              Mahkemece, davacı sigortalı lehine 14.594,38 TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 08.01.2008 tarihinden yasal faiziyle ve 10.000 TL manevi tazminatın dava tarihi olan 10.12.2012 tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. İş kazası nedeniyle tazminat alacağı haksız fiile dayalı olup, faiz başlangıcı tazminatı doğuran zararlandırıcı olay tarihidir. Somut olayda, dava konusu kazasının 08.01.2008 tarihinde meydana geldiği, dava ve ıslah dilekçelerinde talep edilen maddi ve manevi tazminat istemleri yönünden olay tarihinden itibaren faiz işletilmesi talep edilmiş iken; mahkemece maddi tazminata olay tarihinden faiz işletilmesine karar verilip, manevi tazminata ise dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi doğru olmamıştır. Mahkemece, yukarda belirtilen maddi ve hukuksal olgular gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir....

                İş kazası nedeniyle tazminat alacağı haksız fiile dayalı olup, faiz başlangıcı tazminatı doğuran zararlandırıcı olay tarihidir. Somut olayda, dava konusu kazasının 15.09.2010 tarihinde meydana geldiği, dava dilekçesi ile talep edilen maddi ve manevi tazminat istemleri ile ıslah dilekçesi ile artırılan maddi tazminat istemlerinin tamamına olay tarihinden itibaren faiz uygulanmasına karar verilmesinin açıkça talep edildiğinin anlaşılmasına rağmen Mahkemece davacılar yararına hükmedilen tazminat miktarlarına sehven faiz uygulanmaması doğru olmamıştır. O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, HMK'nın geçici 3. maddesi delaletiyle HUMK’nun 438/7. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır....

                  UYAP Entegrasyonu