Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişilerin üst hakkı sözleşmesinin 4.maddesine aykırı bir davranış bulunmadığını saptamaları üzerine de dava reddedilmiştir. Hükmü, davacı Hazine temyiz etmiştir. Türk Medeni Kanununun 726.maddesinde yapılan tanımlamaya göre üst hakkı; bir üst irtifakına dayalı olarak başkasına ait bir arazinin altında veya üstünde sürekli kalmak üzere inşa edilen yapıların mülkiyetinin irtifak hakkı sahibine ait olmasını ifade eder. Bu şekilde yasa koyucu zeminin mülkiyeti malike ait iken, üst hakkına konu yapıların mülkiyetini hak sahibine bırakmıştır. Türk Medeni Kanununun 780.maddesine göre irtifak hakkının kurulması için, tapu kütüğüne tescil şarttır. Aynı yasanın 781.maddesi uyarınca da irtifak hakkı, bir sözleşmeyle kurulur. Üst hakkı irtifakı sözleşmeyle kurulduğundan, taraflar sözleşmede kararlaştırılan hükümlerle bağlıdır....

    Üst hakkını bağımsız kabul edebilmek için de başkasına devrinin taraflarca kısıtlanmamış olması gerekir Kural olarak üst hakkı tesisi, önce tarafların üst hakkı kurulması konusunda yazılı veya sözlü anlaşmış olmaları, ilgili tapu siciline giderek iradelerini resmi senet düzenlemeye yetkili olan memur huzurunda açıklayıp üst hakkı kuruluş senedi yapmaları, sonra da resmi memurdan üst hakkının bir irtifak hakkı olarak taşınmaz kaydına şerh edilmesi veya tescilini istemeleri suretiyle olur. Türk Medeni Kanununun 827. maddesinde üst hakkı tesisinde resmi senet aranacağı hükme bağlandığından, üst hakkının ancak yukarıda açıklanan yöntemle resmi senetle kurulmasının mümkün bulunduğu duraksamasız kabul edilmelidir. Resmi senetten maksat ise, resmi bir memur tarafından hazırlanarak taraflar huzurunda imzalanan ve resmi memurca mühür ve imza ile onaylanan sözleşmedir....

      Kural olarak üst hakkı tesisi, önce tarafların üst hakkı kurulması konusunda yazılı veya sözlü anlaşmış olmaları, ilgili tapu siciline giderek iradelerini resmi senet düzenlemeye yetkili olan memur huzurunda açıklayıp üst hakkı kuruluş senedi yapmaları,  sonra da resmi memurdan üst hakkının bir irtifak hakkı olarak taşınmaz kaydına şerh edilmesi veya tescilini istemeleri suretiyle olur. Somut olayda da; yukarıda açıklanan niteliklerde bir üst hakkı mevcuttur. Diğer irtifak haklarında olduğu gibi üst hakkı da sürenin sona ermesi ile veya yüklü ya da yararlanan taşınmazın yok olması ile terkin edilebileceği gibi Türk Medeni Kanununun 831. maddesi uyarınca sözleşmeye aykırılık nedeniyle de terkini mümkündür....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 10.11.2011 gününde verilen dilekçe ile irtifak hakkının kaldırılması talebi üzerine bozmaya uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 24.11.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, irtifak hakkının kaldırılması istemine ilişkindir....

          Tapu Kanununun 26. maddesinde de resmi senet düzenlemek suretiyle yapılacak işlemler arasında “üst hakkı irtifakı” da gösterilmiştir. Üst hakkının resmi senetle kurulması zorunluluğunun sonucu olarak üst hakkının devri işleminin de resmi senetle ve iradi olarak yapılması gerekir. Bütün bu açıklamalardan sonra görülüyor ki, müstakil ve daimi bir hak olarak tapunun ayrı bir sayfasına tescil edilmemiş irtifak hakkının devri mümkün olmadığı gibi, irtifak hakkı müstakil ve daimi hak olarak tapu siciline tescil edilmiş olsa dahi devri yine resmi sözleşme ile ve iradi olarak gerçekleştirilebilir. Orta yerde müstakil ve daimi hak olarak tapu kütüğüne ayrı bir sayfada tescili yapılmış üst hakkı bulunmadığı ve taraf iradeleri üst hakkının devri yönünde birleşmediği halde istemin reddi yerine yasa hükümleri bir yana bırakılarak hükmen devir kararı kurulması doğru olmamıştır. Karar açıklanan nedenle bozulmalıdır....

            Hak lehtarı bu şirketin başka bir şirket ile birleşmesinde Maliye ve Gümrük Bakanlığınca olumlu görüş verilmesi halinde Turizm Bakanlığınca birleşmeye izin verilebilir“ hükümleri bulunmaktadır Az yukarıda değinildiği gibi, üst hakkının müstakil bir sayfaya kaydedilebilmesi için sürekli ve bağımsız nitelik arz etmesi gerekmektedir. Taraflar arasındaki üst hakkı sözleşmesi içeriğine göre, dava konusu üst hakkının sürekli nitelikte olduğu kuşkusuzdur. Ancak, devrinin izne tabi tutularak yukarıda anılan kısıtlayıcı hükümlerin bulunması bağımsız bir üst hakkı olmadığını göstermektedir. Yukarıda açıklandı gibi davalı lehine kurulan üst hakkında kısıtlayıcı hükümler bulunduğundan Medeni Kanunun 826. maddesi uyarınca daimi ve müstakil üst hakkı kurulması mümkün değildir....

              Bilindiği üzere üst hakkı, başkasının taşınmazı üstünde veya altında inşaat yapma veya önceden yapılmış bir inşaatı koruma yetkisi sağlayan ve inşaat üzerinde irtifak hakkı sahibine mülkiyet hakkı kazandıran bir irtifak hakkıdır. Üst hakkına ilişkin hükümlerin Türk Medeni Kanununun 726. ve 826 ila 836. maddelerinde düzenlendiği görülmektedir. Üst hakkı olarak tanımlanan bu hakkın, bağımsız ve sürekli nitelikte ise hak sahibinin istemi üzerine tapu kütüğüne “taşınmaz” olarak kaydı mümkündür. ( TMK m. 826/3) En az otuz yıl için kurulan üst hakları sürekli nitelikte kabul edilir. Üst hakkını bağımsız kabul edebilmek için de başkasına devrinin taraflarca kısıtlanmamış olması gerekir. Öte yandan; irtifak hakkı, tescilin terkini veya yüklü ya da yararlanan taşınmazın yok olmasıyla sona erer (TMK m.783). Lehine irtifak kurulan taşınmaz için bu hakkın sağladığı hiç bir yarar kalmamışsa, yüklü taşınmazın maliki bu hakkın terkinini isteyebilir....

                Ancak; 1)Davacı idarece taşınmaz üzerinde 49 yıllık daimi ve müstakil nitelikli üst hakkı kurulması talep edildiği halde, daimi irtifak hakkı tesisine ilişkin hüküm kurulması, 2)4586 sayılı Petrolün Boru Hatları ile Transit Geçişine Dair kanunun 8/e maddesi uyarınca 49 yıllık daimi ve müstakil nitelikli üst hakkı ile 3 yıllık geçici irtifak hakkının davacı idare adına tescili yerine hazine adına tesciline karar verilmesi. 3)Dava konusu taşınmazın tapu kaydında yeralan takyidatların hükmedilen bedele yansıtılması yerine yazılı şekilde hüküm kurulması, doğru olmadığı gibi, Doğru değilse de; bu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının; a)1 nolu bendindeki (daimi irtifak alanı) ibaresinin hükümden çıkartılmasına, yerine (49 yıllık daimi ve müstakil nitelikli üst hakkı) ibaresinin yazılmasına, b)2 nolu bendinden (davacı) kelimesinden sonra gelen cümlenin çıkartılmasına, yerine (......

                  Köyü, 370 parsel sayılı taşınmaza net geliri esas alınarak değer biçilmesinde, daimi üst hakkı ve geçici irtifak hakkı karşılıklarının tespit edilmesinde ve tespit edilen bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak; 1)Davacı idarece taşınmaz üzerinde 49 yıllık daimi ve müstakil nitelikli üst hakkı kurulması talep edildiği halde, daimi irtifak hakkı tesisine ilişkin hüküm kurulması, 2)4586 sayılı ......

                    Köyü, 866 parsel sayılı taşınmaza net geliri esas alınarak değer biçilmesinde, daimi üst hakkı ve geçici irtifak hakkı karşılıklarının tespit edilmesinde ve tespit edilen bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak; 1)Davacı idarece taşınmaz üzerinde 49 yıllık daimi ve müstakil nitelikli üst hakkı kurulması talep edildiği halde, daimi irtifak hakkı tesisine ilişkin hüküm kurulması, 2)4586 sayılı ......

                      UYAP Entegrasyonu